kabullenmek başlı başına bir olgunluktur. her ne olursa olsun eğer bir acının varlığını kabul edip yoluna devam edersen o acı bir odun alevi gibi zamanla azalacak ve yok olacaktır.
ölüm gerçeği.
hayatından birinin gittiğini bir daha gözlerinin içine bakamayacağını, özledim bile diyemeyeceğini anladığın an. çekirdek ailenin büyük fertlerinden biriyse olgunlaştırmaktan öteye atar. zamanda sıçrarsın. sokakta delice bisiklet binerken birden baba küçücük kızsan anne oluverirsin.
ölümün zamansız geleceğini kabullenerek egodan, hırstan, yalandan, samimiyetsizlikten arınmaya çalışmakta olgunluğa giden adımlardır.
ölüm yanıbaşımızda zaman lehimize değil aleyhimize işliyor. planlarınız, korkularınız,zamana bırakmalarınız, hayalleriniz sizin olsun ben anı yaşamak istiyorum. geç mi kaldım yaşamak için?
başka bir gezegende yaşam kurulacak. sağlık endüstrisinin hızla ilerlemesiyle ortlama yaşam 120–130 lara çıkacak. biz göremeyeceğiz.
ortaya çıkan deneyimi söyleyeceğim ben. kimseye kendinize verdiğiniz değerden fazla dger vermeyin.
zorsa sev ama sevmiyorsa zorlama
engelli bir çocuğunun olması
insanların çoğunluğunu bir mucize beklememektedir. hayatını değiştirmek istiyorsan kıçını kaldıracaksın.
“neredeyse kimse, seni sen olduğun için değil, çıkarlarına uygun olduğu için seviyor.” gerçeği.
edit:imla
ölümün olduğu yerde hayatı çok ciddiye alıyoruz be azizim.
her yeni tecrübeyle düzeltmen gereken yanların olduğunu görmek acı gerçek ve bunu kabul ederek kendi kendini yontmak da olgunlaşmak oluyor.