"okul yönetimi tarafından kültürü etkileme, değiştirme ve yeni değerlerin paylaşılması amacıyla rutin ve zoraki katılıma dayalı" din dersleri ile beraber kaldırılması durumunda arkasında artniyet aranmayacak eylem.. ama yemez..

(bkz: bedelli marş)

o kadar alışmış ki insanlar yanlışa, eskaza doğrusu dillendirildiğinde afallayıp o yanlışı savunmaya devam ediyorlar. şu cümledeki bariz yanlışı niye görmüyorsunuz..

bi marş nasıl "zorunlu" olur ki.. ya da daha doğrusu "zorunlu" olacak şeyler kişisel fikirlerce kutsallığı belirlenen şeyler olabilir mi.. din, milliyetçilik, bunlar hep kişiden kişiye değişecek fikirler. kimisi bunların tam tersi şeyler düşünebiliyorsa ve böyle düşünmeye hakkı varsa (şu an çıkıp "yok kardeşim böyle bi hak" deyin, siz de rahatlayın biz de rahatlayalım) o zaman nasıl insan kendi fikriyatındaki kutsalı başkasına zorunlu yapabilir ki.. buna nasıl hakkı olduğunu düşünebilir ki..

bu ülkede yaşıyorsan evet bu marş senin için zorunlu olacak diyorsanız, burada yaşıyorsan müslüman olmaya zorunlusun diyen dinciden bi farkınızın olmadığını kabul edin be kardeşim.

ogrenciye oklulda verilen ortak paydalardan birinin daha ortadan kaldirilmasini amaclayan bir degisim.

milli kimligi yavas yavas yok eden bir mantalite sistematik olarak, tikir tikir isliyor.

tamam, kaldirdin milli kimligi; turk ustkimliginden arindi vatandas.

yerine ne koyuyorsun?

musluman ustkimligini. adina da afilisinden ileri demokrasi diyorsun.

ayni bokun laciverdi.

yiyorsa mufredatta zorunlu din dersini de kaldir. amaci imam yetistirmek olan imam hatipleri de genel lise denkliginden cikar; imam yetistirsin imam hatipler. madem amac egitimde ilerleme, diyanet islerinin butcesinin buyuk kismini milli egitime kaydir. nedir ki? millet dini butun kalmak icin devlet destegine ihtiyac duymuyor herhalde.

eee, noldu? turkluk ustkimligi gibi musluman ustkimligi de bertaraf edelim. insan olalim? turkiye cumhuriyeti'nin vatandasi olalim sadece?

pes arkadas. vallahi pes. yapilanlari salt olarak, yapanindan bagimsiz ve gonul rahatligiyla alkisliyabilen, algisi kit ne cok insan varmis ortada...

ancak bes vakit okunan ezan ve zorunlu din dersleriyle beraber toplu olarak kaldirildigi takdirde gercek ozgurlugumuze kavusabilecegimiz durum.

ayrica cocuklari asker gibi dizip "rahat! hazrool!!" bagirislari icinde yurutmek de acilen yasaklanmalidir.
ha, aklima gelmisken askerlik te zorunlu olmaktan cikarilmali, vicdani red'ler aihm'ne gonderilmeye gerek kalmadan kabul edilmelidir.

(bkz: utopya)

pesinen not: yazar burda ironi yapmamistir; kotuleyecekler icin "acaba tersini mi kastediyor lan!?" diye bosuna kafa yormasin diye aciklayayim dedim.

milli eğitim şurasının istklal marşının törenlerden kaldırılması kararını veya önerisini doğru bulabilirdim.
eğer aynı şura zorunlu din eğitiminin kaldırılması bir yana daha da artırılması, yetmezas üstüne bir de seçmeli ek dersler konmasını önermeseydi.

bu kararına gerekçe olarak törenlerin "rutin ve zoraki katılıma dayalı etkinlikler olmaktan çıkarılması" gerektiğini belirten şuranın, diğer taraftan da çocukların zoraki olarak dini eğitime tabi tutulmasını, küçük yaştan itibaren beyinlerinin "din"le doldurulmasını sonuna kadar desteklemesi de tutarlıklık ve ilkelilik açısından çok şahane olmuş doğrusu.

hoşgörüsüzlüğün, önyargının zorunlu olmaktan çıkarılması mümkün olmadıkça, hiç bir işe yaramayacak saçmalıklardan bir diğeridir.

sözlükte bile (bile diyorum çünkü genciz, çünkü eğitimliyiz, çünkü çok biliyoruz her şeyi) mümkün değil ki ülke genelini var sen düşün.
bana sorsan okunmalı istiklal marşı. hiç bir zarar görmüyorum. mini mini çocukların beynine bilmem ne sokuyormuş, askeri düzenmiş.
ne hissediyordun arkadaşım istiklal marşını okurken allasen? valla ben epeyce çocuk kafalıydım çocukken herhalde, tek düşündüğüm "bitse de koşa koşa eve gitsek"ti. bi de savaş çıkar da ailemi öldürürlerse diye korkarken "korkma" diyo ki, "sönmez" diyo "bu şafaklarda" diyo, diye rahatlatırdım kendimi. sonra istiklal marşı nasıl yazılmışın hikayesi anlatılırken içimde bir şeyler acırdı ki hala acır. hiç bi travma da yaşatmadı bana.
noluyor lan? her şey neden bu kadar batıyor? vatan sevgisini çocuğa aşılamanın nesi kötü misal şu yaşımda bile anlamıyorum bunu. herhangi bir şeyi sevmenin nesi kötü? korkmayın ülke bölünmüyor diye sarkastik yaklaşımlar, sembolik vidividi bunlar demeler, bi şakalar bi çokbilmiş tavırlar, "aa evet çok yanlış o bizi gerici yapar" yaklaşımları falan.
ömrümün tamamını milliyetçilikten uzak geçirdim. pipime madalya takmadılar. ergenlik döneminde "höf ya ne sikim ülke gitsek de kurtulsak" demesem bile bi gün gittim, sahip olduğum her şeyin değerini kavradım sike sike. yine kimse madalya takmadı tabi.

benim bu vatan için kabaran yerlerim var. benim çünkü. kamerunlu olsaydım yine aynı şekilde severdim, biliyorum kendimi. seviyorum marşını da, bokunu da püsürünü de, bir şeylerini değiştirmek için çaba sarfetmeyi de, sadece konuşmayıp icraatta bulunmayı da, binlerce malına rağmen, bir sürü sorununa rağmen. adam olsun diye uğraşmayı da seviyorum. kapımın önünü pırıl pırıl yapıyorum ben. sen de öyle yap, bak o zaman gocunmak yerine iyileştirmeye çalışacaksın. öyle de güzel bir hayat yaşıyorum ki, kafam rahat, içim rahat.

edit: tanım olsun editi.

"zorunlu din dersi ve ezan kalkmadikca anlamayi olmayan sey" degil.

aksine, cok acik ve net bir anlami var.

ve ben o anlami elestiriyorum.

mevzu hakikaten ozgurlukleri savunmaksa "zorunlu" olan her seyi kaldirin arkadas. turban yasagi da dahil buna, din dersi de, azinliklarin kendi dilinde egitim gormesi de, istiklal marsi da.

ama bu sekilde coktan secmeli bir zorunluluk duzenlemesine gidildiginde haliyle iskilleniyoruz burada. degisiklikten sorumlu olanlarin samimiyetini sorguluyoruz.

esyanin tabiatinda var. 2 + 2 'nin 1.5 diye lanse edildigini gorunce ilkokul matematigi devreye giriyor.

yerine 3 kulhu 1 elham okunması için yeni bir karar çıkması olası olan karar...

öğretmen masasının üzerine tırmandırıp namaz kıldırılarak, tahtaya çıkarıp dua okutularak not verilen zorunlu din dersi kaldırılmadıkça art niyeti buram buram kokan hadise. "n'alakası var yee!" diyenlere yazık.

yakında devlet dairelerindeki atatürk resimleri de tozlandığı için kaldırılır, tozları bir türlü alınıp da yerine asılamaz. asıl toz, kafa içlerinizde lakin. yurdum insanı meğer ne travmalara maruz kalıyormuş istiklal marşı okurken, ne yaralar açılıyormuş böğürlerinde de, haberimiz yokmuş. anıtkabir ziyaretini zul görenler için ne fena bir durum, gözlerim yaşardı; nereye sileceğimi bilemedim.