trump'ın h-1b hamlesinin bir benzerini yapan devlet.
- halk yasadışı göçten çok şikayetçi, bir şey yapmamız lazım.
- o zaman yasal göçü engelleyelim!
adı labour olsa da starmer hükümetinin yaptığı şeye adı sağ popülizm denir. bu yüzden starmer'ın yaptıkları ile trump'ın politikaları aşırı derecede benzerlik gösteriyor.
ingiltere'de kalıcı oturum izni önceden de kolay değildi. beş sene çalışma şartı var mesela, maksimum iki ay işsiz kalabiliyorsun, çalıştığın yer kapanırsa iki ay içinde iş bulman lazım. maaşından sağlık sigortası kesintisi olmasına rağmen bir de immigration health surcharge adı altında ek bir sağlık sigortası için dünyanın parasını ödüyorsun.
yasadışı göçle mücadele edeceğiz diye adamların savaş açtıkları kesim beş sene aralıksız çalışıp ingiltere'ye vergi ve verginin yanında haraç ödemiş insanlar. bunu bir de labour hükümeti yapıyor bak! torylerin bile yapmaya götlerinin yemediği bir şeydi bu... neden? yasadışı göçle mücadele etmek kolay değil. yasadışı göçmen kaçar, sigortasız çalışır, eşek bağlasan durmayacak yerlerde yaşar, gerekirse suç işler. ama yasal göçmene "lütfen gidin, artık sizi istemiyoruz" dediğinizde gider. bu yüzden de trump da starmer da göç istatistiklerini düzeltmek için kimsenin şikayet etmediği yasal göçmenleri hedef alıyor.
işin en komik tarafı da birleşik krallık'ın şu anda tarihi bir fırsatı tepiyor olması... abd'ye ya da ingiltere'ye üniversite/doktora eğitimi almak için giden insanın şöyle bir düşüncesi vardır: ben burada okurum, iyi de bir iş bulurum ve bu şekilde vatandaşlığa doğru bir rota açılır. şu anda trump yüzünden abd üniversiteleri eski cazibelerini kaybettiler. birleşik krallık, abd'de üniversite okuyabilecek durumda olup abd'deki politik durumdan ürken her öğrenciyi çekip dünyanın parasını kazanabilirdi. birleşik krallık'ta üniversite eğitimi kalıcı oturum izniniz ya da vatandaşlığınız yoksa çok pahalı. bu öğrencilerin başarılı olanları mezun olduktan sonra bir işe girip beş sene çalışıp vatandaşlık alabilirdi. bir işe giremeyenler zaten ülkeyi terk etmek zorunda. işte win win?
sağ popülizmin burnunun ötesini gördüğü nerede görülmüş ki starmer bunu görsün?
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
bu arada aşırı sağcılara hoş görünerek aşırı sağdan oy çalabilecekleri iddiası da çok trajikomik. bugün farage'ı destekleyen birisi neden farage'ın kendisi dururken sırf farage'ın dediği şeylerden birisini yaptığınız için size oy versin? adam orijinaline oy verir. hatta bu tarz hamleler kararsızları bile farage'a iter, "demek ki adamın bir bildiği varmış ki bugün labour bile onun politikalarını uyguluyor" dedirtir.
bunun benzerlerini hem kendi tarihimizde ekmeleddin ihsanoğlu vakası ile, hem de dünya tarihinde gördük. en güzel örneği ise blutmai'dir. kan mayısı olarak türkçe'ye çeviriliyor. nazi sempatizanlarına hoş gözükmeye çalışan sosyal demokratların kontrolündeki polis 1929'da işçi bayramı sırasında wedding'de silahsız göstericilere saldırıp en az 33 kişiyi öldürüyor. sonrası malum...
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
bu arada aşırı sağın dediklerini yapma demek, aşırı sağa oy verenleri önemseme demek değil. aşırı sağ partilere oy verenler o ya da bu sebeple sistem içi politikalara artık güvenmeyen insanlar. bu insanların sıkıntılarını dinleyip gidermekle aşırı sağın politikalarını uygulamak arasında dağlar kadar fark var.
önceden bunu uzun uzun yazmıştım.
(bkz: 9 haziran 2024 avrupa'da aşırı sağın yükselmesi/#165213963)
özetlersem, afd seçmeninin en büyük kısmı kırsalda. kırsalda yasadışı göçmen azdır, olanları da başka kimsenin yapmak istemediği en iğrenç işlerde çalıştırılır. kırsalda yasadışı göçten ötürü kiralar artmaz, çiftçiler işlerini kaybetmez. yani bu insanları afd'ye iten göç harici bir şeyler var. o da iklim yasaları adı altında çiftçilere dayatılan yeni regülasyonların ithalatçılara dayatılmaması esasen. birleşik krallık da aynısını yapıyor, hayvancılıkla ilgili sürekli yeni regülasyonlar getirerek yerli üreticileri avustralyalı ithalatçılara karşı rekabet edemez hale getiriyor.
birleşik krallık'taki güncel durum için bir de şunu söyleyebilirim. bk halkı, haklı olarak sürekli artan kiralardan şikayetçi ve ister yasal ister yasadışı olsun göç bu kiraları daha da tırmandırıyor. ama bunun çözümü yasal göçü engellemek değil, sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir partiden beklendiği gibi sosyal konut projelerine girişmek. yani aşırı sağ partilerde çözüm arayan insanların sorunlarını bu partilerin politikalarını taklit etmeden de çözebilirsiniz.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
yasadışı göçmen mevzusuna gelince, olayın çıkış noktası nato'nun libya müdahelesi. bugün birleşik krallık'a gelen yasadışı göçmenlerin çoğu libya, italya, fransa birleşik krallık rotasını izliyor. kaddafi oradayken libya kendi sınırlarını iyi kötü koruyordu, akdeniz'de de italya ile işbirliği içindeydi.
bu daha önemsiz bir mevzu ama brexit öncesinde fransız balıkçıların birleşik krallık otoritelerine yardımcı olduğu söyleniyor. brexit sonrası birleşik krallık fransız balıkçıların kendi karasularında avlanmalarına izin vermediği için botlarla gelen yasadışı göçmenlere karşı doğal bir müttefikini daha kaybetmiş oldu. ampirik bir kanıt olarak, şuradaki grafiğe bakarsanız birleşik krallık'ın fransız balıkçılara karşı sert tutumu ile botla gelen göçmen sayısı arasında ciddi bir korelasyon olduğunu görürsünüz*.
dibe giden spirale bakar mısınız? kaddafi'yi indir, yasadışı göçmenler artınca bu bahane ile ab'den çık ama yasadışı göçmenlerin sayısı artsın.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
valla keir starmer için blair'den kötü olamaz diyordum. haksız çıktım.