iklim meselesi
Next (2) - Last Page (3)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

national geographic channel'da iklim değişikliği üzerine türk aktör ve aktrislerle çekilmiş yakında yayınlanacak belgesel dizi.

(bkz: halit ergenç)
(bkz: ezgi mola)
(bkz: ozan güven)
(bkz: serenay sarıkaya)

aslında orijinali iklim değişikliği ve biz olan programın türkiye sınırları içindeki versiyonu bu. olması gereken eksikliğini hissettiğimiz bir yapımdı. umarım çekim ve sunum yönünden de güzel olur.

tanıtım videosu http://www.natgeotv.com/…olar/iklim-meselesi-8-ocak

tabelası ise #durde

edit: 8 ocak 2017'de yayınlanmaya başlayacak.
0 favorites - -
tanıtım videosundaki abinin dediği gibi "farkında olmak insan üzerinde çok büyük bir yük"

bu yükü taşıyanlarla birlikte taşıyamayan, taşımak istemeyenlerin eserlerinin ilk bölümünü 8 ocak 2017 pazar günü 19:00'da national geographic channel'da izleyeceğimiz belgesel..
3 favorites - -
tanitimlarindan cok umutlu oldugum ancak icerik ve ozelliklede isin icinden diye bir adami cikarip verimliligi %40 olan termik santrallerinin geri kalan %60'inin dogaya zarar olarak tanimlamasindan sonra bitmistir. sacmaligin dik alasi. hes olmasin, termik olmasin, nukleer santral olmasin, dogal gaz ithalati olmasin, mumda oturun aq, hak size, hepimize...
0 favorites - -
internetten de izlenebilen belgesel.

tam bu entry'i girerken bitti. ama haftaya pazar 20:00'de yine var. bir abimizin hes'lerden bahsederken söylediği şu lafı da genele yaymak üzere cımbızlayıp alıyorum buradan:

"farkında olmak insanın üzerinde çok büyük bir yük"
1 favorites - -
"ekolojik olmayan yatırım ekonomik olamaz" diyen belgesel.
4 favorites - -
şu an izliyorum. bana biraz yüzeysel geldi. daha etkili daha net birşeyler beklemiştim.

ozan güven ve oğlu iyi bi ikili olmuş

ayrıca yurdumdan güzel manzaralarda var
0 favorites - -
ilk bölümünü biraz önce izlediğim belgesel. hayal kırıklığı yarattı diyemeyeceğim. tanıtım videolardan ne olacağı belli idi. 2 dakikalık bir kamu spotu bile bundan daha çok bilgi verirdi. belgesel niyetine çekmişler ama gezelim görelim şeklinde bir şey olmuş.

hele hidroelektrik santrali mi termik santrali mi daha zararlıdır şeklinde bir yöntemle gidilmiş ki akıllara ziyan. leonardo di caprio'nun tufandan önce belgeselini ya da yuva belgeselini hiç mi seyretmediniz? diğer iki bölümünün de gezelim görelim tadında olacağı belli. neticede olmamış bu.

edit: akıllara ziyan 2) mühendis abimiz termik santralin ısı haritasını gösterip, bu sıcaklık iklimi ne zaman değiştirir onu bilemem demez mi :)
0 favorites - -
senkron problemi olan yapım. bir de renkleri ayarlayan colourcu arkadaş sarı rengi çok vermişsin, elinin ayarına e mi?
0 favorites - -
ilk bölümünü izleyip beğendiğim belgesel. belgeselden beklentimizin ne olduğuna göre değerlendirmemiz değişir tabi ki. evet çok kapsamlı değil, aman aman ufkunuzu açan bir şey öğrenmiyorsunuz belki. iklim ne kadar global bir konu olsa da, bu belgeselin konusu türkiye ve izlemesi istenen insan türk insanı. yani o belgeselde gördüğünüz 'ben bilmem, ben bahçeyle uğraşıyorum, kocama sorun.' diyen teyze. 'balla hesin ilgisi var mı ki ya? var mıdır?' diyen amca. olaya böyle bakınca oldukça tadında yapıldığını düşündüm. 45 sene 2 ay madencilik yapan amcanın şiirinde de oldukça duygulandım. bölge insanından harika cümleler duydum. halit reisden oldukça etkilendim. adam duruyor duruyor tek bir kelimeyi öyle bir tonlamayla öyle bir mimikle söylüyor ki, o kelime artık bir kelimeden çok fazlası oluyor. izleyin, izlettirin derim.
0 favorites - -
dünya berbat bir yer, insan hükmünde kaldığı sürece. en çok da ilericisinden, reformistinden, devrimcisinden korkacaksın; insana, ilerlemeye, teknolojiye, demokrasiye, kalkınmaya, yeşil kapitalizme vs olan iki gram umuda bizi kapatıp kıstırdığı için; "daha fazlası olamaz mıydı, doğa önünde gerçekten yargılanamaz mıydık son yüz yıldır yaptıklarımızdan ötürü? katil mi kurtarıcı rolüne devam edecek?" diye sordurtmadığı için.

bak bir belgesel çekiyorlar, türkiye diye çizdiğimiz dünyadaki parça hakkında, türkçe konuşan ünlülerin sesinden türkçe konuşan insanların kulağına, ki tamamen kötü değil anlatılanlar, ama bu yapım da tek bir yola doğru ittirmek için çekiliyor, o yüzden doğuş grubu ve bosch tarafından parası ödeniyor. anlatırlarken termik santraller ve hes'lerin balıklara, derelere, köylülere zararlarını; bahsetmiyorlar hiç güneş ve rüzgar enerjisinin kuşlara, toprağa olan zararlarından; kitlesel üretimin her türlü boka saracağından. niye? çünkü bu kadar karmaşık insan uygarlığı ve onun sonuçlarını basit şeylere indirgemek, bir asa ile kurtuluşu göstermek ve peşinden sürüklemek zorundadır peygamber/devrimci rolündeki aktör.

enerji meselesi ile tüketim meselesinin hiçbir alakası yokmuş gibi; sürdüğümüz arabadan aldığımız bilgisayara kadar her şey doğaya ve zorla çalıştırılan insana-hayvana hakaret değilmiş gibi, izlediğim ilk bölüm boyunca bir kez olsun dem vurmadılar tüketimden, endüstrileşmeden. nasıl vursunlar ki dimi, edebilseler sponsorsuzca evde kendi başlarına konuşuyor olurlardı.

ekoloji üzerine, tüketmemek üzerine, üretmemek üzerine, öldürmemek üzerine, ilerlememek üzerine çalışan, hem de buralarda çalışan onbinlerin bildiği gönül verdiği onlarca irili ufaklı oluşum varken; son yıllarda türkiye siyasetinin gidişine ket vuran taksim gezisi ve artvin cerattepesi gibi olayların hepsi gayet radikal, yerel ve yeşile dairken, sen git stk olarak mikrofonu wwf'ye uzat. hoşgeldin bozacı ile şıracı. wwf, ki zaten doğuş grubunun üçüncü köprüye finansman sağlayan garanti bankasının en yakın arkadaşı. gelecek bölüm kim mikrofonun ucundaki stk? dur tahmin ediyim, greenpeace?

hiç şüphem yok, ilerleyen bölümlerde lifestyle olarak bisiklete binen üç çılgını da konu ederek vicdanlara su serperler, oh serin serin getir getir...

işler çok karışık. iktidarların da muhalefetlerin de işaret ettiğinden çok daha karışık. ve biz hem fail hem mağduruz. daha fazla seyirci olmamıza, gücümüzü bi yerlere temsilen vermemize dünyanın rezervi kalmadı.
1 favorites - -
Next (2) - Last Page (3)