normaldir. sebebi oldukça basittir; kadınlar dış koşulları erkeklerden daha fazla ciddiye alırlar. bu sebeple kadınların felsefe dahil birçok alanda okuma yapmaması normaldir.

kadınlar erkeklere göre daha sosyal canlılar oldukları için aile, arkadaşlık, dostluk, sevgili gibi ilişkileri ön plana tutarlar. erkekler için bütün bunlar sınırlı bir alana dahildir. dolayısıyla erkekler, kendilerinden ve çevresinden sıyrılıp varoluş sancısı dahil dünyadaki ve yaşamdaki sorgulayıcı detaylara daha çok kapılırlar.

yani erkeklerin içsel gücü, kadınların içsel gücünden çok daha fazladır. bu durumu getirisi olarak erkekler daha sorgulayıcı bir hayat yaşarlar, kadınlar ise daha gerçekçi bir hayat yaşarlar.

bunu şeyden görürsünüz, ilişki ya da evlilik durumunda kadını dinlerseniz isteklerini sıralar daha sonra erkeğin boyunun kaç olmasını da ekler. erkek için ise çoğunluk her zaman uyum düzeyindedir yani kadınla uyum içerisinde olayım yeter diye düşünür.

kimse kusura bakmasın ama günümüzde artık erkeklerin sorgulayıcı yaşam tarzına kadınlar yaklaşamaz bile. hoş gerçi tarih boyunca da bu böyle olmuştur.

(bkz: #80479698)

schopenhauer büyük filozof, felsefe tarihinde yeri önemli ama 2024'de aforizma okuyup kıymet veriyorsanız sadece düşük zekalı değil bayağı cahilsiniz de...

okuyoruz ama söve söve okuyoruz.adam,başlı başına kadına düşman.kadınları meta olarak görmekten ileri gidememiş ki

savundukları ve yazdıklarının, davranışları ile tam zıt olmasından kaynaklı sevmem kendisini.
hani bir laf var ya “lafa gelince çok, icraata gelince yok.” diye kendisi de nitekim aynı hesapmış.

bertrand russell “batı felsefesi tarihi” kitabında detaylıca açıklamış kendisini.

hayatta mutsuzluğu savunup; bunun için sıfır sex, parasızlık, az yemek, hatta azıcık kendine işkenceyi savunan adam, ne hikmetse en iyi ve pahalı restoranlarda yemek yer ve sex hayatı da fazlası ile canlıdır. sırf sinir olduğundan bir kadını merdivenden aşağı itip kalıcı sakatlığa neden olabilecek kadar canidir.

kaldi ki ülkemizde de kendisini okuyan erkekler genelde gördüğüm kadarıyla, kadınları aşağılayıcı fikirleri nedeniyle kendisini okumakta (hatta salt o kısımları bile okuyor olabilirler). sonra da ortalarda deli gibi yazarın alıntılarını paylaşıp üstüne destanlar yazıyorlar. bu bir nefret sarmalı. bilinçlenmek, tanımak, bilmek için okuma eylemi değil. yapmayanları itina ile tenzih ederim. lütfen üzerinize alınmayın.

edit: bir kaç gün önce bir seminerde arthur schopenhauer'ın kadın düşmanlığı ve kadınlara bakışı konu oldu. kadın düşmanı ve mutsuzluk yanlısı içerikleri harici düşünce ve eserlerine denebilecek bişi yok zaten. bugüne dek ismini getiren önemli biri sevsem de sevmesem de. yalnız hiç merak etmediğim yönler öğrendim hayatına dair ve özellike annesine dair. şaşkınlıkla dinledim inkar edemem. ancak hep bir neden vardır ya, bu adamın da bu halini haklı çıkarmaz ama temel oluşturduğu çok netti.

(bkz: arthur schopenhauer'in biraz karaktersiz olması)

kitaplarla ilişkilerinin hayata dair saplantılarını olumlamak olmadığını göstermektedir.

gerçi bu da fazla iddialı bir laf oldu. kadınların da büyük bir kısmı hayata dair saplantılarını olumlama derdi güder ve schopenhauer okuyan erkek paralel evrende erkekler şöyledir böyledir üstünden ekmeğini kovalayan yazarları okuyan kadın gibidir.

sanki schopenhauer okuyan erkekler alman idealizmine özel bir ilgileri var da ondan okuyorlar. bir yerlerden abi x yazar kadınların ipliğini pazara çıkarıyor lafını işiten ve normalde pek kitap da okumayan kişiler geneli.

hegel, fichte, schelling okurken de görmek isteriz bu koca yürekleri.

bu yüzden de soru kadınlar neden okumuyor olmamalı, ben neden okuyorum olmalı. fakat daha da eğlenceli kısmı şu ki okuyan erkeklerin büyük bir kısmı da aslında schopenhauer okumuyor. istenç ve tasarım olarak dünya, parerga ve paralipomena, yeterli temel ilkesinin dörtlü kökü üzerine, eristik diyalektik... falanı okuyan mı var içlerinde. aşkın metafiziği işte. madem bu kadar mühim bir kafa, okusanıza hepsini.

okuyup anlayamayacak bir dangalak olmaktan evla olan durum.

(#166461279) kadınların neden erkeklerden daha sosyal olduğunu da açıklayalım, bu bilgilendirici entry’nin altı boş kalması.

kadınların ve onların çocuklarının hayatta kalması, kabilenin diğer bireyleriyle, özellikle de diğer kadınlarla iyi bir ilişki kurmalarına bağlıydı.

kadınlar hamilelikleri boyunca savunmazsızdır ve birden fazla çocuğa baktıkları için yorulurlar.
tarih öncesi dönemlerde doğumdan sağ çıkan kadının hayatı bu şekildeydi. bu nedenle kadınlar birbirlerine yardım etmek için bir araya geldiler, birbirlerine yardım ettiler, beslediler ve soylarımız bu şekilde devam etti.

sosyal iş birliği, uyum sağlayıcı özellikler gerektirir.
doğum kontrolü ve modern sosyal yapılar bunu gereksiz hale getirdi ancak içgüdü hala varlığını sürdürüyor.

(bkz: varoluşçuluk)
(bkz: jean paul sartre)

içerden bildiriyorum, yalan bilgi

simone de beauvoir okumayan erkekler de vardır ve var olacaktır^*