kadınların açık ara erkeklerden daha zeki olduğunu gösterendir.
“lan aklı olan schopenhauer okur mu amk?”, diye sordurtur.
vardır ya hani, “erkekler mi zekidir, kadınlar mı?” diye bir tartışma.

aslında yok öyle bir tartışma.

edit: schopenhauer'i küçümsediğimi (tööbe haşa) düşünenler için, onun minimum 180iq olduğunu gösteren alıntı:
“birisi bizim için gerçekten çok değerliyse, bunu ondan sanki bir suçmuş gibi gizlemeliyiz. bu elbette pek sevindirici değildir, ama doğrudur. bırakın insanları, köpekler bile büyük dostluklara katlanamazlar.”
(bkz: yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar)

japon askeri editi: gayet açık ve net şekilde söylüyorum amk, kadınlar, “bir yaşama tutunma aracı olan” zeka konusunda erkeklerden üstünler. bu entryye meriçlik demek için ya sik kafalı bir japon askeri ya da zavallı bir nerd olmalı insan.

ayrıca ben schopenhauer'a hayranım (evet ismini ezberden yazabiliyorum). anası onu merdivenden fırlattı diye kadınlar hakkında söylediği saçmalıklara katılacak değilim. ama dediğim gibi, onun zekası ve dehası önünde hayranlıkla eğiliyorum.

ayrıca, insan dili bir genelleme aracıdır. sürekli “her genelleme yanlıştır, bu da dahil” diyen insanlar maldır. bak bu da bir genelleme.

okudum, okuyorum, okuyacağım. ancak kadınlar ve hayvanlar hakkındaki düşüncelerini pek sevmeyen ya da bunu bir "kadın düşmanlığı", "hayvan düşmanlığı" olarak gören insanlar için "schopenhauer" tepki çeken bir yazar / filozoftur ve eserleri pek okunmak istenmez. zira çoğu zaman düşüncelerini çok keskin bir şekilde ifade ederek yanlış anlaşılmaya sebebiyet verir.

'şeytan' diyen adamı ben de kadın olsam okumazdım. adam, piyasaya oynamamış, yazmış kaygısızca..

geçmiş zamanlara ait filozofları anakronizme düşmeden değerlendirmek zeka ve cesaret ister.

doğru!

eve gelen kadına verdim geçen okumadı.

okudum da işte dipsiz kara kuyulara çekti beni devamı gelemedi.

bir önceki hayatımda ben olabilirim o felsefeci

normaldir. sebebi oldukça basittir; kadınlar dış koşulları erkeklerden daha fazla ciddiye alırlar. bu sebeple kadınların felsefe dahil birçok alanda okuma yapmaması normaldir.

kadınlar erkeklere göre daha sosyal canlılar oldukları için aile, arkadaşlık, dostluk, sevgili gibi ilişkileri ön plana tutarlar. erkekler için bütün bunlar sınırlı bir alana dahildir. dolayısıyla erkekler, kendilerinden ve çevresinden sıyrılıp varoluş sancısı dahil dünyadaki ve yaşamdaki sorgulayıcı detaylara daha çok kapılırlar.

yani erkeklerin içsel gücü, kadınların içsel gücünden çok daha fazladır. bu durumu getirisi olarak erkekler daha sorgulayıcı bir hayat yaşarlar, kadınlar ise daha gerçekçi bir hayat yaşarlar.

bunu şeyden görürsünüz, ilişki ya da evlilik durumunda kadını dinlerseniz isteklerini sıralar daha sonra erkeğin boyunun kaç olmasını da ekler. erkek için ise çoğunluk her zaman uyum düzeyindedir yani kadınla uyum içerisinde olayım yeter diye düşünür.

kimse kusura bakmasın ama günümüzde artık erkeklerin sorgulayıcı yaşam tarzına kadınlar yaklaşamaz bile. hoş gerçi tarih boyunca da bu böyle olmuştur.

ben onu futbolcu sanıyordum, meğer olta yemiymiş.

arthur'luk asırlardır monarşinin patriarşinin mizojininin morganizmin sembolü olagelmiştir. ta ki sayın arthur morgan'a kadar. bayanlara tavsiyem mansplaining'in kurucu unsurlarından biri olan schopenhauer yavşağını okumak yerine sayın morgan'ın bu arthur'luğu bitirmek için attığı adımları red dead redemption 2 oynayarak görmeleri. oynayamıyorsanız bile oynanış videolarını izleyin youtube'da var.