ara sıra karşılaştığım ilginç bir insan tipi..
birşeylerin varolup henüz ispat edilememiş olduğunu düşünen insandır.
bilimin karşısında konu tek başına nazar mı yoksa bilimum bilimin alanına girmeyen konular mı? yorumlara bakınca hepsi gibi geldi bana ve bu açıdan bakınca bilimin açıklama getiremediği fenomenlere ben de şahsen inanan taraftayım. bu olayların mekaniğini sırf dinle ilişkilendirerek kadar da cahil değilim…
ben inanıyorum, aynı anda inanmamak için bilim insanı olma şartı mı var? senelerdir evde
üzerlik - adaçayı yakarız ve nazar boncuğumu yanımdan eksik etmem.
edit: ekleme
cinlere, perilere de inanıyorum çünkü bizzat deneyimledim. nazara da çok defa şahit oldum. küçükken komşu teyze nazar duası okumuştu bana ve kadın 1 saat boyunca durmadan esnedi, artık çenesi ağrımaya başladı esnemekten. bu da böyle bir anı işte.
metafizikten fiziğe, sonra maalesef yeniden metafiziğe geçişimizdeki ara formdur.
bu, hem yaratıcıya inanıp, hem de evrim teorisine inananları eleştirmek kadar saçma bir şey.
nazar dediğiniz şeyi en kolay tabiriyle bilimsel olarak kimi insan "kötü elektrik" diye açıklıyor zaten.
yani illa bi taraf seçtireceksiniz insanlara. ben yaratıcıya da inanıyorum evrime de. dolayısıyla nazar da bana göre bir kötü elektriktir. he bilim insanları araştırırlarsa belki daha somut bir şey de bulabilir. ama buna gerek duyulmaz çünkü gündelik hayatta bundan daha önemli insanlık adına araştırmalar var.
bu gibi konularla alakalı nat geo'da star talk programında bir papaz yamulmuyorsam benzer şekilde yaratıcıya inanmakla evrime inanmanın bir alakası olmadığını söylemişti. kendisi de evrime inanıyor ama papazdı sonuçta.
sonuç olarak istediğinize inanmakta özgürsünüz. adına ne derseniz deyin, ispatlayamadığınız sürece teoriden öteye geçemez. bu, tanrılarına tapan hintlilerin yine kendi tanrılarını yemesi kadar saçma.
thor filminde bir sahnede şu dialog geçiyordu.
"atalarınız buna büyü diyordu, siz ise bilim diyorsunuz. ben ise ikisinin bir olduğu yerden geliyorum."
insanları duygularını, yaşamlarını vb. etkileyen tek olgunun fiziksel etkilerden kaynaklı olduğunu düşünmek olayı geçiştirmek olduğunu düşünüyorum. insanlık algısının ötesine geçen her olay için bir yafta yapıştırmakta beis görmüyor.
maddeyi etkileyen frekansları farkettiğimizde henüz keşfetmemiz gereken yeni bir bilim dalına geçiş yapacağımızı da keşfetmiş olacağız. bunların en başında da farklı dalga boylarının etkisi olacak.
bazılarımız buna nazar diyecek, bir kısmımız ise frekans etkisi ya da da tireşim enerjisi.
benim bu...kuzu kuzu kurşunumu döktürür,okutup üfletir sonra da gider bilimsel literatür taraması yaparım.
tanım;(bkz:
bilimsel makale)