https://www.iha.com.tr/…syal-mesafe-tepkisi-838249/

rezalet puanı 10/10'dur. ülkede hukuk tamamen askıya alınmış. devlet kendi verdiği evlilik cüzdanını bile tanımıyor. bir kural getirilirken ortaya çıkabilecek bunun gibi sorunlar öngörülmelidir. eğer öngörülemeyen sorunlar ortaya çıkıyorsa uygulamada düzenlemeye gidilmelidir. hiç bir şarta bağlanmadan resmi olarak evli olan kişilerin cezalarının iptal edilmesi gerekiyor.

kesilen idari para cezaları ya otomatik olarak iptal olmalı ya da sulh ceza hakimliği'ne yapılan itirazda kişiler evlilik cüzdanı ibraz edebiliyorsa, belge ibrazı karşılığında ceza iptal edilmelidir.

değil korona, kara veba dahi olsa devlet aile kurumunu tanımak zorundadır. bu rezalete ses çıkarmalıyız.

* ben eşim hasta ise hastaneye götürürken koluna giremeyecek miyim?
* annem, babam, kuzenim yolda sendelese onu tutamayacak mıyım?

bu tarz akıl sınırlarını zorlayan cezalar yapılan mücadeleyi sulandırıyor. yazıklar olsun. pmyo'dan yeni mezun olduğu belli olan bu polislerin bizzat istanbul emniyet müdürü mustafa çalışkan tarafından uyarılması gerekmektedir. tarihimizde görülmeyen rezaletler yaşıyoruz.

devletin yeni gelir kapısı,cezayı yiyen arkadaş haklı bu halka bu uygulama yakışır.

saçmalığın daniskasıdır.

geçenlerde bizim de benzer bi olay geldi başımıza. hanımla araçta gidiyoruz ben kullanıyorum arabayı, jandarma durdurdu, nereye gidiyorsunuz falan dedi, anlattık durumu eve gidiyoruz falan. jandarma dedi ki, yalnız araçta yan yana durmak yasak, şimdilik ceza yazmıyorum ama bi kişi arka çaprazda oturmak zorunda dedi.

hanım dayanamadı dedi ki; memur bey biz evliyiz aynı evde yaşıyor, aynı yatakta yatıyoruz?

yani gerçekten mantığın kabul etmediği uygulamalar oluyor memleketimizde maalesef.

olm polislerin kendisi adama 1.5 m'den daha fazla yaklaşıyor kendilerine de yazsınlar.

madem konusu açıldı; ben de bir arkadaşın başından geçeni aktarayım:

bir iki gün evvel erzincan gümüşhane istikametinde seyir halindeyken akşam 11 sularında kelkit civarında emniyet ekiplerince yapılan uygulama da durdurulduk. ekipler; eşimle bana özel aracımızda maske takmadığımız için, tutanak tutacaklarını söylediler. aynı hanede olduğumuz için takmadığımızı, ayrıca böyle bir yasağın (özel araçta karı-koca maske takma zorunluğu) olduğundan haberimizin olmadığını söyledik.
neyse, bekçi kimliklerimizi aldıktan sonra polis memuru tutanağı doldurmaya başladı. orada bulunan komiser yardımcısına da bu durumun yasal dayanağını vs sorduk; aynı hanede kalıp, kafelerde çay içebildiğimizi vs. anlattım lakin sonuç nafile.

polis memuru tutanağı tamamladıktan sonra imza atmanızı istedi, bende kalemin steril olmayacağını imza atmayacağımızı söyledim. ayrıca emniyet görevlilerinin yanında dezenfektan olmadığını, kendi aralarında da sosyal mesafeye uymadıklarını söyledim. tabi bunları duyunca hemen emniyet merkezine geçmemiz gerektiğini söylediler, ekip çağırdılar. polis merkezine geçtik. bizi alan ekipteki polisler odaya geçtiler, biz koridorda bekledik. daha sonra kimlik ve tutanaklarımızı teslim alan polisler gidebileceğimizi söylediler. herhangi bir evrak teslim edilip edilmeyeceğini sorduk aldığımız cevap: “imza atmadınız atsaydınız söylerdik gidebilirsiniz.” cezanın nereye geleceğini sorduğumda, ceza gelince öğrenirsin denildi.

olay budur. özel araçlarında ceza yemek de varmış kaderlerinde.

polis değildir o, ahlâk polisidir. kimliğe bakıp soyadları farklı görünce kesmiştir cezayı. zaten haberde de dikkat ederseniz "evli çift" demiyor.

über komiktir, sadece türkiye'de görülebilecek olaylardan biridir.

ayrıca, ceza yazan polislerin eldivensiz/maskesiz oluşları, ekip arkadaşlarıyla aynı araca yanyana binmeleri, ceza yazılan vatandaşların kimliklerine dokunmaları ve vatandaşa kendi elledikleri kalemi vermeleri gibi hastalığın yayılmasına yönelik çokça sağlık ihlalinin yapıldığı görülmektedir.

ama evde sevişen insanlara ceza yazın yine de siz, ortamlarda "adalet" dersiniz.

https://twitter.com/…kur/status/1250436451726049281

içişleri bakan yardımcısı muhterem ince'den, emniyet genel müdürü celal uzunkaya'ya kadar hepsine tek tek yazdım. eğer burası 100 yıllık bir cumhuriyet ise o ceza iptal e-di-le-cek.

bir polis memuru kendi ülkesini bütün dünya'ya bu şekilde rezil edemez. bu memurun mezun olduğu pmyo'nun allah belasını versin. böyle bir rezalet olamaz.

tam bir rezalettir. utanmasalar eve gelip mesafe kontrolü yapacaklar. yarı kamusal işte sahada çalıştığım için restorantlar kapalı olduğundan birşeyler alıp sakin bir yerde yiyorum. geçen sahilde oturdum yiyorum iki jandarma geldi. hayırdır kimsin gibi bir soru sordular işimi söyledim. "buralarda yürüyen falan gördün mü?" diye sordular. yürümek de mi yasak dedim." evet, ceza kesmeye çıktık" yanıtı aldım. uyarma yok direk ceza kesme diyorlar. dedim; "vatandaş yasak olduğunu bilmiyordur önce uyarmıyor musunuz?" fazla konuşma sende ceza yersin bakışını attılar. ülkenin durumu böyle maalesef.

geçenlerde alınan yeni önlemlerden biriydi sanırım özel araç içinde birden fazla kişi varsa, araç içinde maske takmak zorunlu diye.

şimdi bu işgüzar özel araç içinde iki kişi görünce demek ki ceza kesecek sosyal mesafeye uymamaktan.

sen aynı evde yaşa, aynı dört duvar arasında uyu, nefes al ama dışarıda ayrı yürü. evinde birbirine bulaştırmakta özgürsün ama dışarıda olmaz zinhar yasak.

görüyoruz ki ne belli bir derecede polis olmak için ne de belli bir düzeyde vatandaş olmak için bu ülkede zeka gerekmiyor. salla başını yeter.