kredi kartı istemeden taksit yaptığı için favorilerimden olan mağazalar zinciri.
yalnız geçen gün "vadesi geçmiş 100.000 tl borcunuz bulunmaktadır. lütfen ödeyin" diye bir sms geldi ki, 100 bin lira para mi lan it oglu it diye haykırdım dağlara taşlara.

sorun çıkarma konusunda en başa oynayabilecek firmalardan biri.
"bugün olmadı inşallah yarın", "bu konuda yektim yok", bu konuda bilgi veremeyiz", "tüketici hakları kanununu uygulamıyoruz kendi sözleşmemiz var" "siz bilmezsiniz", "haftaya gelecek", "sözleşmeniz iptal edilmiş", "ürünlere dokunma! sayın müşteri", "senet mi 4 ay sonra", "masa dağılır mı? siz kırmışsınız" ," nasıl olur? teslim etmiş görünüyoruz","bu yemek takımı paslanmaz, nasıl yaptınız bilmiyorum değiştiremeyiz" , "beyefendi zamanında ödememişsiniz, ayrıca bu faiz rakamları gayet normal" , "televizyonla beraber sehpayı vermiyorduk yanlış anlamışsınız" ,"teslim tarihini yanlış anlamışsınız", "o bölgeye teslimat yapmıyormuşuz, sizin götürmeniz gerek" , "2 gün önce almış olmanız birşeyi değiştirmez bugün ayın 1 i geçen ay almış olduğunuz için değiştiremeyiz"
....yani
"sancılı alışverişin merkezi"

satis sozlesmesinde 'ürün açıklaması, adı, fiyatı, resmi vs her türlü içerikte oluşabilecek hatalarından dolayı evkuronline.com sorumlu tutulamaz.' gibi bir madde var..
pes! papa 2. jean paul mu sorumlu tutulacak o zaman? ne bu be?

bu aralar almayı düşündüğüm canon eos 60d fotoğraf makinesi var mı acaba diye bakmak için uğradığım gubidik mağaza. içeri girdim. bir acayip curcuna. bir hengame. bir yandan tezgahtarlar birbirlerine bağırıyor, diğer yandan ankara'nın temmuz sıcağına klimalar dayanmıyor. bu tarz mağazalarda zaten ikinci dakika sıkıntı basan bir bünyeye sahibim. hemen fotoğraf makinelerinin durduğu bölüme yöneldim. canon'a ait iki model vardı. canon eos 1100d ve canon eos 600d. aradığımın bunlar olmadığını söyleyerek teşekkür edip ayrılmak isterken olaylar gelişti;

satıcı hanım bir saniye beklerseniz başka mağazalarımıza sorayım diyerek bir yerlere telefon etti. çaresiz bekledim. bu arada içimden de kendime lanetler ediyorum. zaten buradan alış veriş yapmayacağım ne diye girdim diye. satıcı hanım telefonu kapattı ve beni dumur eden soruyu yöneltti;

"böyle bir model olduğundan emin misiniz?"

"evet böyle bir model olduğundan eminim. yaklaşık iki aydır araştırıyorum ve bu modeli almak istiyorum." dedim.

cevabı daha da hayrete düşüren cinsten;

"karıştırıyor olmayasınız. kastettiğiniz şu model olmasın?" o sırada canon eos 600d modelini vitrinden çıkarıp, önüme koydu.

eşşek kafam; hayır teşekkürler diyip olay mahallinden ayrılacağıma oturup canon'un modellerini anlatmaya çalışmak oldu. benim aradığım model sizin gösterdiğinizden daha gelişkin. zaten fiyatı da yaklaşık bin lira kadar daha pahalı filan diye.

kadın ne dese beğenirsiniz?

beni hayretler içerisinde dinleyip bombayı patlattı;

"bizim sattıklarımızdan daha gelişkin bir model olduğunu sanmıyorum."

hımmms sen bana 1100d, 600d filan gösterip bunu diyorsun da bunun 5d'si, 1d'si filan var. onlar ne?

özet geç piç editi: değişik satıcıları bünyesinde barındıran garip bir mağaza.

çırpınarakta olsa ürün iadesini başardığım firma.

hikaye burada: http://www.eksiduyuru.com/index.php?m=d&id=310884

şimdi ürün iade etmek isteyenlere bir şeyler söyleyeyim. ürünü mağazadan seçip beğenerek aldığınız için iade hakkınız yok. yani sadece sözleşmede belirtildiği sürece iade hakkınız var.

ürünü aldıktan sonra 7(yedi) gün içinde ayıplı olduğunu görürseniz, o zaman iade veya değişim hakkınız var. böyle bir olayla gittiğinizde ret ederlerse, tüketici hakem heyetine gidin onlar yardımcı olurlar.

sadece kapıdan ödemelerde ve internet satışlarında 7 gün içinde koşulsuz iade hakkınız var.

2003 tarihli resmi gazetede yayınlanan "mesafeli sözleşmeler uygulama usul ve esasları hakkında yönetmelik"in 8. maddesinde cayma hakkıyla ilgili bilgiler verilmiştir.

http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/21481.html

şimdi evkurda üründen cayma talebi geri çevriliyor. ayıplı mal değilse tüketici hakem heyeti de bir şey yapamıyor ki zaten 1,000 tl üstü ürünlerde noterden^* bir şey alıp onu götürüyorsunuz ve mahkemeye dava açıyorsunuz.

geriye kalan bir kaç yol var: evkur merkeze bu konu ile ilgili şikayet dilekçesi yazmak veya şikayetvar.com'a gene şikayet yazısı yazmak ve beklemek.

ben şikayetimi yazdım şikayetvar.com'a. sözlükten bu site ile ilgili yazıları okdukça moralim bozuldu. herhalde göte girecek dedim aldığım ürün. fakat ilan bir gün sonra yayınlandıktan sonra evkur merkezden beni aradılar. ürünü neden iade etmek istediğimi sordular. bir beş dakika beklettikten sonra "ürününüz iptal edildi, gidip senetlerinizi alabilirsiniz" dediler.

ertesi sabah gittim durumu anlattım. eleman bilgisayara baktı. böyle bir bilgi yok dedi. diğer eleman "sizi işletmişler!" dedi. ben zaten müdür yardımcılarından biriyle görüşüyordum bu konu ile ilgili. kendisi geldi. durumu anlattım. gene olmaz falan deyince mağaza içinde bağırmaya başladım. herkesin gözü bizim üzerimizdeydi. daha sonra müdür yardımcısı beni sakinleştirmeye çalıştı. bu sırada diğer müdür yardımcısı ve mağaza müdürü geldi. beş, on dakika benden uzakta bir yerde görüştükten sonra senetlerimi geri verdiler.

şimdi bu gg'leri etkileyen merkezden gelen talimat mı yoksa herzamanki taktik olan kavga, döğüş mü?

geçen kızılay'da önünden geçerken camında "iphone 5 gelmiştir" yazıyordu. içeri girdim, fiyatını sordum, 4400 tl dediler. o paraya full+full öküz alırım dedim çıktım dışarı.

ilk kez alışveriş yaptığım; ancak "ürün birkaç gün içinde gelmeyecekse almayacağım, uçağım var, tatile çıkıyorum" dememe rağmen "istihbarat" prosedürleri bir haftadır bitememiş şirket. çağrı merkezindeki adama "arkadaş telefon mu alıyorum, mason locasına mı giriyorum" diye bağırdım artık sinirden.

edip: bu arada eklemek isterim ki tabii ki alışveriş yaparken o kazığın farkındayım; ancak kredi kartı kullanmama gibi bir derdiniz varsa ve telefon gibi bir şeyi peşin alacak durumda değilseniz çareler çok az.

kesinlikle ve kesinlikle uzak durulması gereken bir yer. burdan herkesi uyarıyorum. ilk gidişinizde size öyle bir tablo çizerler ki ohh alışveriş ne rahat dersiniz.. dersiniz dee yavaş yavaş kasaya doğru yollandığınızda "ama biz öyle demedik" ler başlar. ve ürün teslimini 3 4 gün içinde den 3 haftaya yayarlar. bir de sonra pişmiş pişmiş "napıyım beyefendi isterseniz iptal ettirin ne diyim yani" gibi saçmalarlar. burdan alışveriş yapıp sinirlerinizi bozmaktansa başka uğraşlar bulun kendinize.

şu günlerde televizyonlarda 1299 liralık çamaşır makinasını %30 indirimle 999 liraya sattıklarına dair reklamları dönüyor..ya 1299 liranın %30 indiriminin 999 etmediğinden haberdar olmayan gerizekalıları hedefleyen ya da matematik özürlü birileri tarafından hazırlanmış kampanya ile bizleri dumura uğratan firma.

edit:

sırf verecekleri cevabı merak ettiğimden dolayı müşteri hizmetlerini aradım. hukuk yetkilisine bağlandığımda 1299 liranın %30 u ne kadar eder dediğim an tek kelime etmeden, telefonu diğer hizmetler ile ilgili yetkililere aktarıyor. diğer yetkili ile görüştüğümde de hukuk yetkilisine bağlıyor. bıkmasam bu döngü asla bi son bulmaz. bu iş tüketiciyi yanıltıcı reklamdan ziyade nitelikli bişeylere giriyor. gg endişesi ile satırlarıma burada son verirken küçüklerin gözlerinden büyüklerin ellerinden evkurun da taaaaaaa yanaklarından öperek işbu entrye bir son veriryorum. kalın sağlıcakla.

fakir öpen bir store.

bir arkadaş tavsiyesi olarak, "olueum evkurdan alsana o çok istediğin laptopu yeae adamlar vade yapıyorr anasının şeyi gibih" laflarla kanıma girip tanışma fırsatı buldum kendisiyle bu samimiyet yoksunu, köprüyü geçene kadar ayı'ya dayı diyen adamlarla. girişte krallar gibi karşılandım yalan yok, hatta biri gelip buyurun dedi. "laptop bakacağdım" diyerek yöneldim stand'larına. meslek lisesi çıkışlı, bilişim bölümü mezunu olması yüksek ihtimal, kravatı ile arası hiç iyi olmayan toy bir acemi karşıladı beni. işlemci gücü ram kapasitesi gibi yüzeysel özellikleri anlatmaya başladı.. limitimi söyleyip önerdiği laptoplara bakmaya devam ediyordum, tamamen ezberci bir şekilde düz metin halinde anlatıyordu keko, hiç pazarlama kafası olmadığı belliydi, her mahalle toptancısının dediği klasik lafları diyordu ; "aynısı benim evimde var ben kullanıyorum", "bu en iyisi", "tam size göre", edi büdü.

neyse velhasıl seçtim bir tanesini hoşuma da gitti lenovo marka i5 işlemcili zart zort idare eder bir laptop yani. asıl olay şimdi başlıyordu, bir üst kata aldılar beni, belli sikecekler ortam hazırlıyorlar. belgeler geldi, imzalar atıldı. ama bir yanlış vardı ! alt kattaki arkadaşın anlattığı gibi bir ödeme şekli yoktu faturada. faturada, her ay 100 tl taksitle ödeme yapacağım yazıyordu, oysa alt kattaki dümbelek bana ; ayda 86 tl taksit demişti. durumu anlattım iptal etmek istediğimi söyledim kibar bir dille.

uzun boylu, tam da bu mağazanın müşterilere ne gözle baktığını çok iyi belli eden bir adam geldi, hayır kesinlikle mümkün değil bu diyordu. nasıl olur abicim bu imkansız desem de adam diretiyor, siparişi vermişsiniz yapacak bir şeyimiz yok alacaksınız ürünü diyordu.şaka gibiydi mına koyim adamın dedikleri, inanmak istemiyordum. o ara etrafa baktığımda bulunduğum mekanda daha biri sürü insana nasıl giydirdiklerini gördüm. telefon konuşmalarındaki tavırlarından işin işleyişine kadar her şey düzenbazlık kokuyordu. bu angut hala bunun imkansız olduğunu falan zırvalıyordu. vermiyecem parasını diyerek hiddetlendim ve çıkıp gittim.

3 gün sonra bir kurye geldi eve, bir baktım laptop getirmiş ! adamın elinde de bir fatura. aynı durumu anlattım hararetli bir şekilde; adam çok sakin ; beyefendi niye telaş yapıyorsunuz iptal ederiz olur biter dedi, soğukkanlılıkla. şaşkınlığım 2 kat artmıştı bu sefer, bu kadar basit ise bu imkansızlar dingili ne saçmalıyordu bana mağazada. hadi ben kurtuldum ama, kim bilir ne kadar yurdum insanı kanıyordur bu alçak adamlara.. ne paralar akıyordur bu gırtlağına sıçtıklarıma. geçen bir abi iphone4s sipariş etmiş kutusunu açmış, içinden fener çıkmış, bildiğin el feneri lan ! adam 1850 tl bayılmış ama genede. böyle de bir alışveriş pazarımız var işte ne güzel.