ön edit: çok sert girmişim istemeden. biraz sebeplerine bakalım; tramvaydan öncesini bilmez çoğu kişi. o laf ettiğiniz tramvayın geçtiği esnaf sarayının önündeki cadde eskiden çift şeritli caddeydi, yürüyecek yer yoktu, otobüsler zaten o yolu her zaman tıkıyordu. o laf ettiğiniz tramvay anadolu ve osmangazi üniversitelerine gitmeden önce oralara ulaşma imkanı çok kısıtlıydı. eskişehir zaten eskiden beri araba şehri değildir, hayal ettiğiniz "ovropodo horkos bosoklot bonoyor abo" yi gerçekleştirebileceğiniz bir şehirdir.

şimdi benim ailem orada oturduğu için arada sırada giderim ki ben eskişehirden 2003 yılında ayrıldım. o zamanlar eskişehirin nüfusu 400 bindi, şu anda 900 bin. ipini koparan gelmiş bir başka deyişle. millet açık öğretim okuyup şehirde öğrencilik hayatı yaşıyor amk. son 18 senede 1 tane şehir var mı merak ediyorum nüfusu 2 kat artsın, varsa bilgilendirin.

bak bak mallara bak. eskişehir dediğin yer batısından doğusuna 20km hadi olsun olsun 30 km, dümdüz yer. bin bisiklete git, yok içine tramvay sıçmış da, barlar sokağı var diye ironi yapmış da. 18 sene bisiklete bindim ben o şehirde.

mesajlardan sonra gelen edit: bazi yerlerin bisikletle gidilmesinin fiziki sartlardan cok guvenlik sartlari ile mumkun olmadigini ya da mumkun olup tekin olmadigini ben de biliyorum, daha dogrusu hatirlatildi tekrardan bazi kotu gunler :) ama genel %90 nufusun bu bolgelere isi dusmez kolay kolay. aslinda soylemek istedigim; bugun tramvay olmasa bile o trafik sorunu hep baki kalacak. sehir ayni sehir, merkez ayni merkez ama nufus 400binden 900bine cikmis durumda. gelinen durumda sehri bastan yaratamayacagina gore, alternatif cozumler uretmek zorundayiz. mesela bisiklet yollarinin tum sehri kapsayacak sekilde yapilmasi mumkundur, bu konuda baski ve kamuoyu olusturulabilir. bunu da uygulayabilecegin en uygun sehir eskisehir. sakin o sogukta nasil bisiklete binilecek vs demeyin; kopenhag su anda en fazla bisiklet kullanilan sehir durumunda, kisin her gunu yagmurlu ve gunlerinin kisa olmasina ragmen.

eskişehir şehir merkezi yayalar ve tramvaya göre tasarlanmış bir trafiğe sahiptir. o nedenle şehir merkezinde araçla gezmek eziyettir. trafik sorunu nereden baktığınıza göre değişir.

eskişehir'in en işlek caddesinden yaşıyorum. bugün dışarıdan yükselen korna sesleri ile pencereye çıktım ve ne göreyim? normalde 1 dakikada geçilecek bi yolun 5 dakikada bitmesine sebep olacak bir trafik var. insanlar buna çıldırmış. istanbul'u çok sevdiği halde trafiğinden kaçmış biri olarak bastım kahkahayı :)

siz trafik nedir bilmiyorsunuz arkadaşlar :)

şehrin en azından tepebaşı ve odunpazarı'nın sahici birkaç sorununu istiyorsanız yazayım mesela

- otopark
- gecenin üçünde sokaklarda bağıra bağıra şarkı söyleyerek milleti uyutmayan ve bunu modernlik zanneden dalyarak tayfa
- öğrencileri part time adı altında günde 10 saat, saati 2 liradan sigortasız çalıştıran şeref yoksunu esnaf
- gelenin gitmek istemeyişi sebebiyle nitelikli/niteliksiz iş gücü arzının çok artması ve eli yüzü düzgün iş bulmanın zor olması
- ev fiyatlarının absürt noktalara gelmesi
- hamburgercileri dışında doğru düzgün, lezzeti ile nam salacak lokanta/restoran olmaması

eskişehir'de trafikte zamanını boş yere harcadığını düşünen ve şöyle güzel bi sövmek isteyen tüm arkadaşların sesi olacağını düşündüğüm başlık.

şimdi eskişehir'de yaşamayan, uzaktan bakıp "aa ne kadar güzel şehir, sanat, öğrenci, sıcak insanların birleştiği bir yer" diyecek çok insan vardır. ben de iki yıl öncesine kadar onlardan biriydim. ancak, üniversite bitip de eskişehire geri döndükten sonra şunu gördüm; eskişehir'de arabayla herhangi bir yerden başka bir yere gitmek tam bir işkence. bu durum eskişehir'in gerçekten çığ gibi büyüyen problemi.

şimdi çok fazla sebep var trafiğin kitlenmesinin; ama ikiye ayırırsak bu sebepleri; coğrafi sorunlar ve benim gözümde "saçma kararlar".

bu "saçma kararlar"ın sebep olduğu yerleri yazmayı düşünüyorum.

- ilk olarak, eskişehir-ankara yolu üzerinde emek'ten gelen yol. sabahları ve iş çıkışı saatlerinde sanayi yolunu efsane biçimde kitliyor. la burdaki ışığı kaldırın bari iş giriş çıkış saatlerinde. yazık 500 araç sıra oluyo kıç kadar şehirde.

- eskişehir'in üst hattını ve alt hattını bağlayan atatürk cad. ve yunusemre caddesi. yetmiyo arkadaş bu caddeler yetmiyor işte, buna rağmen her sokak-yol başında bir ışık var. araçlar hala evinin önü falan diye park ediliyo bu yola, şaka gibi. kesinlikle park yasağı olması lazım.

- çevre yoluna bağlanan ve eskişehir'in merkezine giden üç yol (bağlar cad. - sakarya cad. - muttalip yolu).
abi bu caddelerde parkı yasaklayın artık. zaten saolsunlar tramvay, bağlar caddesini 200m içinde iki kere kesiyor. sakarya caddesi zaten cadde değil sokak. muttalip yolu'nda çok ışık var. zaten her taraf kazılmış, ara sokaklardan da ilerlenmiyor. bir de üstüne kaç senedir bitmeyen tren hattını aşağı alma işi var. falan filan derken kaos ortamı oluşuyor.

- hat boyunu da kazmayı bırakın artık, yeter. la olum vallahi yeter. yapın da, adam gibi gidek şu yolda. 15 sene oldu heralde hat boyunun kazı çalışmasız halini görmeyeli.

- e haliyle, yukarıdaki iki sebepten ötürü cengiz topel cad. otomatik olarak sıçıyor. hem de ne sıçıyor. günün her saati, orduevine doğru giden taraf %100 dolu(ibis otelden ordu evine kadar)

- ismet inönü cad. (doktorlar cad.). tramvay sebebiyle kapatıldı ama kızılcıklının sonunu nereye çıktığının farkında değil galiba bu kararı verenler.

- istasyon cad.. bu caddenin zaten allah belasını vermiş. bi trene binmeye gidin bak, adrenalin, sinir, stres herşey var bu yolda. o yoldaki yapılamayan kaldırımın taşları var ya, o taşlar, kim sebep oluyosa onların bi tarafına girsin. zaten yol dar, iki senedir kaldırımın nesini yapamadınız. yapında kurtulak. bi de düğün salonu var, meşhur gar düşün salonu, bi de konvoy yapıp buraya giriyolar, bu nedir arkadaş.

- ismet inönü'nün devamı, 222'nin önünden geçen yol. bu yol iyi gibiydi bak, ama bu yolun sonuna dedeman otel mi ne bişi koydular hani, orda bi kavşak var. ışık var, anlayışla karşılıyorum. ya ama şu ışık sürelerini azaltın biraz lütfen. hayır bi 3 dk bekliyosun, kavşağın karşısına geçiyosun (ki bazen geçemiyosun araçların çokluğundan), 2 dk de tramvayı bekliyosun 10 metre sonra.

- batıkent tarafı. burası yeni yapılan bölge değil mi arkadaş, nasıl yaptınız da felç edebildiniz 2 yılda güzelim mahalleyi. bakın burda, aralarında 600-700 metre olan iki bölgeden (okul-pazar) bi gideyim dedim, aynı tramvay yolunun üzerinden 4 defa geçtim. bu nedir ya. olum lunapark mı yapıonuz şehri. siktirsin gitsin yolun kenarında kalsın şu tramvay. bok mu var her tramvayın dönüşüne araçlar da duruyor.

- kütahya yolu'nu osmangazi üniversitesine bağlayan yeni yapılan köprü. burdan her geçerken, burayı yapanları arabanın içinde ayağa kalkarak alkışlıyorum. bilmeyenler için söylüyorum, bu köprülü kavşak dünyada tektir. mimari bir harika, bir şehir planlaması mucizesi adeta burası, gidin görün. olum iki yol dik kesişiyo, birini yükselttiler köprü yaptılar, yonca yok lan, 4 tane olması lazım ya hani, 1 tane yok. hadi yonca yı geçtim artık. yollardan birbirine direk geçiş yok. ya nasıl yapıonuz, kim yapıyo bunları.

- bak bu da bombalardan biri, bağlar caddesinden gelen yol çevre yoluna çıkamıyo. buna artık diyecek bişi bulamıyorum ben. ya şehirden 3 tane yol bağlanıyo zaten çevre yoluna 3 lan 3, ankarada falan 30 tane bağlanıyo bunlardan. birini, 4 sene oldu heralde, 4 senedir bağlayamadılar. abi nabacaksanız yapın istimlak mı edeceksiniz, yıkacak mısınız, nabacaksanız yapın, yolun ortasındaki arsanın üzerinden bağlayın şu yolu. dünyanın veya türkiyenin başka yerinde nasıl yapılıyosa yapın şunu artık. 1 yıl oldu 2 yıl oldu anladık da 5 seneyi zorluyo artık, hükümet ile belediye arasında bi gerginlik var da, şehrin orta yerine niye sıçıyosunuz onu anlamıyoruz.

- bursa'dan gelen bi arkadaş ankara'ya giderken batıkent dönüşünü geçtikten sonra ışıkta bekliyo, ya amk dalga mı geçiosunuz. kaldırın artık ışıkları şehirlerarası yollardan. orda 5 farklı yerden yol geliyo ya, akılları yetmiyo çevre yolu üzerine ışık koymadan bi çözüm bulmaya.

- yeni adalet sarayının ve atatük lisesinin önünden geçen yol. burası da süper. bilmeyenler için; bomboş yol hayal edin geceleri, 1 km mesafesi var altı üstü. kaç dk da geçilebilinir bu yoldan, soruyorum size. 10 dk sürüyo yahu, insaf ya. o kadar uzun kırmızı yanan ışıkların hepsi bi yerinize kaçar inş.

aklıma gelirse daha yazarım da zaten yeterince olmuş. göt kadar şehirde bu kadar problem olur mu arkadaş, yazıklar olsun.

edit: düzeltmeler.

araba almayı statü gostergesi sayıp, almayanları ayıplıyorlar bu memlekette.
kacıncı kez " aa niye araba almadın simdiye kadar, niye araban yok" diye şasıranlara kıç ici kadar eskişehir'de zaten merkezde oturduğumu, iş yerimin yürüme mesafesinde olduğunu, gerektiğinde toplu tasima kullandığımı söylemekten dilimde tüy bitti anasını satayım.

çok eleştirilen, tramway öncesi her yer dolmuş ve otobüslerle doluydu, kaldı ki araç sayısı şimdinin belki de yarısı kadardı... trafiğin en büyük nedeni tramway değil, saçma sapan yapılan yapılaşma, yetersiz otopark ve dar yollar... tramway sisteminin eleştirilecek noktaları elbet var ancak, gereksiz olduğunu yazmak, saçmalığın da ötesi... gelişmiş ülkelerin büyük şehirlerine metro hatlarıyla tramway hatlarıyla cirit atılırken, bu sistemi eleştirmek trajikomik... keşke metro olsa ama olamadı malesef...

koca şehir'de doğru dürüst bir alt geçit yok, araçlar sürekli keşmekeş içerisinde... buna bir de saygısız ve dağdan inme sürücüler eklenince kıyamet kopuyor... şehir merkezindeki yeni yapılarda bile doğru dürüst otopark yok... cadde üstlerinde zaten hiç yok desek yeri...

yıllardır cengiz topel'le atatürk caddesi espark yüzünden çoğu zaman kilit... bu avm'leri kim ne derse desin şehir içine yapılmasına izin verilmemeli...

ve o taşbaşı çarşısındaki otopark... fiyatları ne öyle arkadaş, sanki eskişehir'de değil, boğaza nazır otopark... yazık günah...

tüm cehapeli belediyeler maaşlı troll saldırısı altında…

bu şehirde bahsedilen trafik sorunu aslında caddelerin küçüklüğünden kaynaklanıyor. normalde istanbul, ankara, kocaeli, izmir gibi büyükşehirlerde yaşanılan trafik sıkışıklığı sorunu değil.
bu şehirde araba kullanacaksanız normalin üstünde algılarınızın açık olması gerekiyor. yılmaz büyükerşen bulvarı denen caddeden bozma bulvarda saniyeler içinde yaya, kurye, bisikletlinin dahil olduğu bir kazanın başrolünde kendinizi bulabilirsiniz.
hiç bitmeyen kırmızı ışıklarda dahi yanınızdan vızır vızır bisikletli ve kuryeler geçer ki bu şehirde araba kullanan insanların en büyük sıkıntısı motosikletli araçlardır. hangi vasıta olursa olsun dikkatsiz kullanan her sürücü şerefsizin önde gidenidir arkadaşlar. bunu sakın unutmayın.
bu şehirde 3 yıldır yaya son 1 yıldır araç kullanıcısıyım. yayasının da derdi bitmez araç sürücüsünün de. 3 yıl boyunca yaşadığım en büyük sorunlar kuryelerden motosikletlilerden ve elektrikli bisiklet kullananlardan geldi. her sokak başında aniden motokurye altında ezilme tehlikeniz var. asla sokakları kontrol etmeden ister patronlarının zoruyla ister kendi işgüzarlıklarından olsun vızır vızır sağlarına sollarına bakmadan geçiyorlar.
iki yıl önce meşhur seylap caddesi'nde araçlar ışıkta dururken karşıdan karşıya geçme hakkımızı kullanıyorduk ki bir motosikletli işgüzar ayaklarımın önünden son hızla sıyırma geçti. eğer bana çarpsaydı bir ölümlü kaza olacaktı çünkü o kadar hızlı sıyrıldı önümden. hangimiz ölürdü bilemezdik ama ben ölseydim katil kim belliydi yani.
geçen ay sokak başına son hızla giren elektrikli motosiklet kıçıma girecekti. şerefsiz sürücü ne bir özür ne bir şey demeden defoldu gitti.

caddelerin sokakların darlığı yetmiyormuş gibi yol kenarında ve garaj önlerinde park eden andavalların lastiklerini patlatmak istiyorum tek tek. balkan caddesi cadde değil boylu boyunca bir sokak. hatta otopark sokak bile desek yeridir. nüfus yoğunluğunu kaldıramayan örnek bir şehirdir eskişehir. sırf popülasyonu artsın diye iki tane işe yaramaz üniversite dikmişler buraya. ailesinden kaçan doluşmuş şehire. vallahi istediğiniz kadar kendinizi yırtın ama öyle.
şehir trafiğindeki kırmızı ışık problemi de tramvay kaynaklıdır. gereksiz uzunlukta yanan kırmızı bir ışık ve trafiğin akmasına engel olacak kısalıkta yanan yeşilleri var. bu şehirde araba kullanırken dur-kalk yapmazsınız yalnızca durursunuz arkadaşlar.

çevre yolu çevre yolluğundan çıkmış artık normal olarak şehire dahil olmuştur. yola çıkışlarda cep yok en ufak bir hatada kendinizi bir kamyonun otobüsün altında bulabilirsiniz.
bu şehrin yeni bir çevre yoluna ve de şehrin dışına doğru genişletilmeye ihtiyacı var.
herkes tepebaşı ve odunpazarı'nda sıkışmış. tüm şehri bu iki ilçeden ibaret zannediyor. insan da gelmiş burada odunpazarı ile tepebaşı'nı boydan boya 30 km oluşuyla savunuyor. biz de zaten bunu eleştiriyoruz sen neyi savunuyorsun pardon?
belediye çalışmıyor diyoruz, alooo!

ekleme: bazı sığ kardeşlerim zannediyor ki şehir içinde çarşıya araba ile gitme lüksüne ağlıyoruz. ya hu şehir içinde hastaneye çevre yolunda kalan markete gitmek için senden mi ruhsat alacağım? rahatsızlanınca ambulans çağırsan aracın giremeyeceği sokaklar var. arabanla acile gitmek istesen kırmızı ışıklarda cinnet geçirirsin. tramvayı övenler özellikle salgının kol gibi gezdiği zamanlarda amcalarla öpüşerek şehri boydan boya gezebilirler, herkesin kendi tercihi saygım sonsuz.
çevre yolunun şehir içinde kalmasını övenleri gördü bu gözler böyle trollük görmedim.

bir de bisikletle şehri gezebileceğine inananlar var. intihar etmek için güzel bir sebebin var kardeşim. çünkü böyle sorunlu bir trafikte sana ayrılmamış yollarda canını ortaya koymak da bir meziyet.

e sen de araba kullanma diyenler olacaktır mutlaka, o tramvaya binin de görün insan yığınını. mükemmel bi şehir ama yürümeye erinmeyen için.

doğma büyüme eskişehirliyim ve evet, eskişehirde trafik sorunu var arkadaş. yunuskente yakın bir lokasyonda oturdum uzunca bir süre. fabrikaların iş çıkış saatlerinde, caddede karşıdan karşıya bile geçemezdik servis trafiğinden. tramvaylar da ilk seferlerine başladığı yıllarda klima olmaması ve insanların sanki bir daha tramvay gelmeyecekmiş gibi sıkış tepiş binmeye çalışmasından illallah edip, ulaşımımı yürüyerek sağlamıştım uzunca bir süre. arkadaşlarımla sözleştiğimde, en az 45 dakika erken çıkıp, barlar sokağına yürüyebiliyordum.

ha nüfus arttı eyvallah, ama eskişehirdeki şöförlerden de kaynaklı olarak, bu trafik sorunu zor çözülür aga. şöförlerin çoğunluğu ayna kullanmazlar. şerit kavramları yoktur. şehir içindeki çift şeritli yollarda bile sıkıştırdıkça sıkıştırırlar seni.

bir de eline para geçince araba almayı marifet sanan insanlarımızda bol bol araba olduğu için, ne otoparklarda, ne de park edilebilecek cadde üstündeki lokasyonlarda yer bulabilirsin.

ekstra bir bilgi olarak, bildiğim kadarıyla eskişehirin altının sıcak su kaynaklarından ötürü yeterince sağlam olmadığı söylenirdi. ulaşımın yer altından değil de, yer üstünden sağlandığı da bundan kaynaklı olduğu belirtilirdi. ne kadar doğru olduğunu bilgili insanlar aydınlatacaktır ama güzide memleketimde trafik sorunu anca nüfus azaldığında çözülecektir.