cezasının allah'a, tanrı'ya, yaratıcıya ya da her sen ne diyorsan işte ona bırakılmaması gereken rezalet.
şerefsizlere yakışacak eylemdir. erkeksen gel de eli ayağı tutan bizlere bu hareketleri yap da seni evire çevire bir güzel dövelim. şu videoyu izledikçe sinirlerim tepeme çıkıyor...
insanlıktan nasibini almamış insan benzeri organizma davranışı.
insan olmaktan utanmama neden olmuş olaydır.
edit: imla. düzeltme için
bosinsana teşekkürler.
iddialar, görüntüler doğruysa, şimdi ben buna küfür edeceğim, hakaret edeceğim bu da benim de götüme girecek öyle mi?
seni böyle yetiştirenlerin,
sana adam mısın değil misin diye bakmadan o eğitim lisanslarını, formasyonları verenlerin,
sana doğru dürüst ceza vermezlerse, buna çanak tutanların, sebep olanların,
götlerine bana girecek olanın iki katı girsin...
tanım: buyursun girsin götüme denilecek başlık.
not: evet, küfür etmek işin avam ve kolay kısmı ama maalesef bu davranışa oturup da sosyolojik tespit yapamadım, affola.
anne baba şefkatinin para ile satın alınamayacağının bir delili daha.
milli görüş'ün kalesinin insan kalitesini gözler önüne seren iğrenç olay.
bu insanların kendi çocukları bile bu millet için hayırlı ya da işe yarayan birer insan olmayacaktır.
kesin kanıtıdır armut dibine düşer boşuna dememişler.
önüne gelen dallama rehabilitasyon merkezi açabiliyorsa, rehabilitasyon merkezleri birer ticarethane olarak görülüyorsa yadırgamıyacağım olaydır. daha da vahimi bu adam öğretmen. mesleğimden utandım. kendimden değil.
rehabilitasyon merkezleri son zamanlarda arttı. iyi bir şey bu. öğrencileri evlerinden alıp, servislerle bırakıyorlar. sanmayın ki engellilere hizmet için. kimse babasının hayrına yapmaz bu işi. öğretmenlik zor iş. bu adamlar para derdinde. özürlü ve engellileri para kaynağı olarak görüyorlar. diyecek bir şey yok.
çok insanı öldürmek istedim ama hiç birisi bu yaratık kadar öldürme isteği uyandırmadı içimde.
aslında öldürmeyeceksin bunu. diz bağlarını ve el bağlarını kesip, tedavi ettireceksin. ömrünün sonuna dek bir damla su için önüne gelene yalvaracak.
rousseau' nun dediği gibi "insan denilen varlığın gerçek yüzünü görseydik, dört ayaklı dostlarımıza daha sıkı sarılırdık."