dayak yenilen en masum sebep
Next (2) - Last Page (35)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

küçükken üvey annemden çokça yediğim dayaklar serisini aklıma getirir.

(bkz: imambayıldı)
evet imambayıldı yemeği yüzünden kardeşim ve ben komşuların önünde dayak yemiştik.
yengem haftada birkaç kere evimize gelip temizlik yemek yapıp giderdi. bir akşam imambayıldı yapmıştı.
yemek ertesi güne de kalmıştı ama bir tabak. kardeşimle öğlende acıktık (ki üvey annem yemek yapmadığı için biz mütemadiyen açtık) ve bir ekmekle birlikte bir tabak imambayıldıyı yemiştik. akşam üvey annem eve geldi. gelirken de konu komşuyu eve toplayıp saatlerce evde çay kahve içmeye bayılırdı.
mutfağa bir girdi baktı ki yemek kalmamış.

sözüm ona biz bir tencere yemeği yemişiz. evde yemek var diye o da geç gelmişmişmiş (aslında bizim evimizde hiç kolay kolay ev yemeği olmazdı). biz nasıl bütün evin rızkını yemişiz, bencilmişiz, düşüncesizmişiz, biz çok yemek yermişiz de onlara hiçbir şey bırakmazmışız, bu saatten sonra evde ne yenirmiş de ne pişermiş de, verdi sopayı bize.
iki üç komşu kadın da bize bakıp bakıp, ay terbiyesizler ay hayırsız çocuklar, diyerek bakındı.
ahh vah etmediler, bizi üvey annemle birlikte yargıladılar.

1 tabak yemek yedik diye dayak yedik.

edit: entrye açıklama getirmemek için çok sabrettim. öncelikle güzel mesajlarınız için çok teşekkür ediyorum. acıların, zorlukların şahsıma özel olmadığını idrak ettiğimden beri çok daha duru bir şekilde geleceğe bakmaya başladım. geçmişte yüzmeyi sevmiyorum, şuncacık anıyı depreştirince bile tuhaf oldum.
ancak lütfen ailem özellikle öz annem ve babam hakkında yorum yapmazsanız sevinirim. oturup çocukluğumu ve ailemi anlatmadım, sadece ansızın aklıma düşen bir kesiti içimden geldi ve yazdım.
sorunsuz travmasız insan yok. anası babası iyi olsa öğretmeninden, çevresinden travma yaşayan insan var.
hepimiz terapiye muhtaç zayıf varlıklarız. ben terapinin ve terapistlerin önemini kavradığımdan beri hayranlık duyuyorum bilime.

cennet terapistlerin ayaklarının altındadır.*

ayrıca herkes üvey annemi sorup duruyor, arkadaş ne meraklıymışsınız samanyolu tv senaryosu gibi sonlara. bilmiyorum inanın ki, ergenlik yıllarımdan itibaren hayatımızda değil.
bir yalan rüzgarıydı geldi ve geçti.
315 favorites - -
lisedeyken okula kamyonla kömür gelmişti, hademelere gücü yetmeyen idare dersimiz boş diye bizim sınıfın erkeklerine taşıttırdı kömürü. işimiz bitince elimizi yüzümüzü yıkamak için tuvalete gittik, bizim tuvalette su akmadığı için bir alt kattaki erkek öğretmenlerin tuvaletine girdik normalde orayı kullanmamiz yasaktı ama mecbur kalmıştık. her neyse tuvalette temizlenirken müdüre yakalanıp bir güzel dayak yemiştik. bu yazıyı bir şekilde okursanız sevgili idare; o kömürün çıktığı ocaktan tut da taşıyan kamyona kadar her şey götünüze girsin şerefsiz pezevenkler.
95 favorites - -
kısaca anlatacağım.

ilkokul birinci sınıftayım, okulun bahçesinde oynarken karşıma bir kadın dikildi ve rahat on saniye boyunca beni tokat manyağı yaptı, ben ağlarken koşarak küçük bir kız öğrenci geldi ve anne o değil o değil dedi, kadın beni bıraktı kızının gösterdiği diğer öğrencinin yanına gitti, yakasından tutup hırpalayıp bir şeyler söyleyip bıraktı, neticede sinirini benim üzerimde boşaltmış rahatlamıştı, başkasının yerine yediğimiz dayakla kalmış olduk.
169 favorites - -
çantayı tek omzuma taktım diye vurmuştu orospu çocuğu hoca. ülkücüydü elbette. o ve ülkücü çetesi yüzünden diploma notum düşüktü. hukuk kazanamadım. inşallah yanarak can verirsin orospu çocuğu. seni asla unutmayacağım. sırf sen zafer partisine bir şekilde gelme diye partiye girdim. adını gördüğüm anda ananı sikecem senin.
60 favorites - -
oğlum 4 yada 5 yaşlarında idi. kordonda gezerken dondurma istedi roma dondurmacısından aldık bolca çikolata sosuna ve fındığa da batırdık. bir bankta oturalım dedik eşimle ben oturduk oğlum banka çıkmak için dondurmasını bana verdi. bir anda şeytan dürttü. dondurmanın fındığı bol yerinden bir ısırık aldım. oğlum banka çıkınca hiç birşey olmamış gibi ısırılmış dondurmayı uzattım eşimle konuşuyormuş gibi yaptım. yan gözle bakıyorum oğlum dondurmaya kilitlenip kalmış gibi bakıyor. ben hafif muzırca gülerken gözümün üstüne bir yumruk yedim ama aynı çizgi filmlerdeki gibi gözümün önünde yıldızlar uçuştu derken bir sağdan bir soldan bana bir girişti bir an üstümde çaki var sandım. eşim yan bankdakilerinde yardımıyla beni oğlumun elinden zor aldı.
yani hayatımın en kötü dayağını ' bir ısırık' yüzünden öz evladımdan yedim.
olay anı video :https://twitter.com/…?t=yg9casynbuurovvj-wjzkw&s=19
(bkz: hain evlat)
edit: (bkz: eşoleşek)
164 favorites - -
dikkat ettiyseniz yazarların yediği dayakların çoğu okulda ve öğretmenlerinden .

sonra öğretmenleri niye sevmiyorsunuz.
35 favorites - -
ilkokuldayken sıra arkadaşım atila'ya fransızca teşekkür etmenin merci beaucoup olduğunu söylemiştim, “hocam, bana bok dedi” diye şikayet etmişti beni, hoca açıklamama izin vermeden kulağımı çekmişti.
bu ülkede bilgi paylaşmanın cezalandırıldığını anladığım en erken örnektir ama yine de bana ders olmadı pek.
41 favorites - -
doksanlarda serin ve hafif yağmurlu bir kış günüydü. ilkokul dördüncü sınıftaydım ve o gün ders aralarını kah sınıftaki kalorifer peteklerinin başında kah sınıfta pinekleyen arkadaşlarla laflayarak geçirdim.

son derse bir kaç dk kala saygıdeğer(!) okul müdürümüz geldi. saç diplerimizi başımızın ön tarafından kontrol etti ve kendince bir sebeple bazılarımızı koridora çıkarttı. bazılarımız derken, bizim sınıftan yalnızca ben.

10 kadar yaşıtım çocukla beraber hiç bir açıklama veya söylem olmadan sille tokat sıra dayağı yedik ve ben o dayağı neden yedim en ufak bir fikrim yok.

bir sebep olmamasından daha masumu var mıdır acaba?
23 favorites - -
hayatimda hic dayak yemedim tokat da yemedim. hic oyle bir ailede de buyumedim. yani annesi ya da babasi tarafindan tek bir tokat dahi atilan biri olmadim. zaten cok uslu bir cocuktum. okuldaki ogretmenlerimizde de gormedim.

sadece 5-6 yaslarimdayken cok zayif ufak tefektim. tanimadigim iri yari bir kiz gelip burnumu isirarak beni salincaktan indirmisti. hic unutmuyorum. kabus gibiydi. dedem beni salincaga oturtmustu. hemen yanindaki marketten bana cikolata alacakti. o kiz gelip bos salincak olmasina ragmen burnumdan isirarak kaldirdi beni. sonra dedem kurtardi gorup. dedi ki niye yapiyorsun torunuma bunu? megerse dedemin beni sevmesini ve bana cikolata almasini kiskanmis. ama isin ilginc tarafi dedemin bana cikolata almak icin girdigi market kizin babasinin marketiymis. cocugundan cikolata esirgemenin sonucu.

olay burada bitmiyor tabii. film olsa "ya abartma" dersiniz. ama devam ediyorum. yillar geciyor. 5. siniftayim. etute kaliyoruz karma sekilde. yanima biri oturdu. her hafta degisebiliyor kisiler. bu guluyor. amerikan korku filmlerinde disleri incelmis, torpulenmis ve sararmis kotu cocuklar olur ya. onlar gibi guluyor. dedim ki neden guluyorsun bana? beni hatirlamadin mi dedi? yoo dedim. iste o cumleyi duydum. "ben senin kucukken burnunu isiran marketcinin kiziyim" dedi. tabii ogretmenime durumu anlattim beni hic yan yana getirmedi bir daha. ama o kiz hep kabusum oldu.
25 favorites - -
ilkokul 1. sınıfta kara tahtalar kaldırıp beyaz tahtalar getirilmişti okula. tüm sınıf hunharca tahtayı boyamaya başladı kalemlerle ben de kalabalık dağılsın da sonra ben incelerim diye bekliyordum. millet hevesini alınca gittim adımı yazayım dedim o sırada sınıf öğretmenim sınıfa girdi. heralde tüm o yazıları benim yazdığımı sanmış olacak ki hışımla kolumdan çekip tokadı basmıştı. sonra burnum kanadı falan panikleyip özür dilemişti ama ilk okul yaşantılarımla ilgili hatırladığım en net anı olarak kalmayı başardı sağ olsun.

kıytırık tahta için 5 yaşındaki bir çocuğa tokat atmak falan… bırak da hevesimizi alalım be adam ne istiyorsun
26 favorites - -
Next (2) - Last Page (35)