küçükken üvey annemden çokça yediğim dayaklar serisini aklıma getirir.
(bkz: imambayıldı)
evet imambayıldı yemeği yüzünden kardeşim ve ben komşuların önünde dayak yemiştik.
yengem haftada birkaç kere evimize gelip temizlik yemek yapıp giderdi. bir akşam imambayıldı yapmıştı.
yemek ertesi güne de kalmıştı ama bir tabak. kardeşimle öğlende acıktık (ki üvey annem yemek yapmadığı için biz mütemadiyen açtık) ve bir ekmekle birlikte bir tabak imambayıldıyı yemiştik. akşam üvey annem eve geldi. gelirken de konu komşuyu eve toplayıp saatlerce evde çay kahve içmeye bayılırdı.
mutfağa bir girdi baktı ki yemek kalmamış.
sözüm ona biz bir tencere yemeği yemişiz. evde yemek var diye o da geç gelmişmişmiş (aslında bizim evimizde hiç kolay kolay ev yemeği olmazdı). biz nasıl bütün evin rızkını yemişiz, bencilmişiz, düşüncesizmişiz, biz çok yemek yermişiz de onlara hiçbir şey bırakmazmışız, bu saatten sonra evde ne yenirmiş de ne pişermiş de, verdi sopayı bize.
iki üç komşu kadın da bize bakıp bakıp, ay terbiyesizler ay hayırsız çocuklar, diyerek bakındı.
ahh vah etmediler, bizi üvey annemle birlikte yargıladılar.
1 tabak yemek yedik diye dayak yedik.
edit: entrye açıklama getirmemek için çok sabrettim. öncelikle güzel mesajlarınız için çok teşekkür ediyorum. acıların, zorlukların şahsıma özel olmadığını idrak ettiğimden beri çok daha duru bir şekilde geleceğe bakmaya başladım. geçmişte yüzmeyi sevmiyorum, şuncacık anıyı depreştirince bile tuhaf oldum.
ancak lütfen ailem özellikle öz annem ve babam hakkında yorum yapmazsanız sevinirim. oturup çocukluğumu ve ailemi anlatmadım, sadece ansızın aklıma düşen bir kesiti içimden geldi ve yazdım.
sorunsuz travmasız insan yok. anası babası iyi olsa öğretmeninden, çevresinden travma yaşayan insan var.
hepimiz terapiye muhtaç zayıf varlıklarız. ben terapinin ve terapistlerin önemini kavradığımdan beri hayranlık duyuyorum bilime.
cennet terapistlerin ayaklarının altındadır.*
ayrıca herkes üvey annemi sorup duruyor, arkadaş ne meraklıymışsınız samanyolu tv senaryosu gibi sonlara. bilmiyorum inanın ki, ergenlik yıllarımdan itibaren hayatımızda değil.
bir yalan rüzgarıydı geldi ve geçti.