(bkz:
altın künye)
yukarıda bi suser yamaha flüt yazmış, helvacıoğlu markası unutulmasın lütfen.
müstakil evde oturuyorduk. inşaatı 6 sene süren, kooperatiften aldığımız apartman dairemize taşınınca zengin olacağız sanırdım.
barbie lisanslı çanta
bacakları çıt çıt bükülebilen barbie bebek (ucuz olanların bacağı öyle bükülmüyordu)
televizyonda nickelodeon kanalının olması
okula servisle gitmek
numaralı gözlük takmak (ne alaka bilmiyorum zengin vibe veriyordu :s)
burger king yanda mc donalds’a gitmiş olmak ve buralardan çocuk menüsünden alınmış oyuncağın olması (bu süper zenginsin demek)
akülü araba ulan akülü araba.
şimdi ardiyede duruyor kız yüzüne bakmıyor.
aynı yaştayken bana verseler içinde uyurdum amk.
eve döner alınması. evde televizyon, telefon olması vb.
çocukken zenginlik ya da fakirlik kavramını bilmiyordum. demek ki bütün mahalle fakirmişiz.
edit: imla
game boy, 1988 model, yeşil ekranlı, 4 tane pili 1 saatte bitiren...
mahallede bir tane cocukta vardı gameboy, 40 cocuk, yeniceri ortası gibi o nereye giderse biz de oraya giderdik. cocuk egilirdi, biz de egilirdik. ayaga kalkardı, biz de kalkardık. umut işte, belki 1 kez mario land oynatır umudu..
cine 5, ilk çıkan play station, bianchi bisiklet...