çocuk sahibi olmanın korkunç olduğu gerçeği
Next (2) - Last Page (61)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

korkunç kelimesi durumu anlatmaya yetersiz kalır. 20'li yaşlar insanın laneti. ve o dönemde yapılan bütün salaklıkların ceremesini ileriki hayatı boyunca çekmek zorunda kalıyor insan.

hadi evlendin bi bok yedin, üzerine çocuklar yapıp sıvamak nedir?

kadın da doğurgansa hepten sıçtın. bizim ilk çocuktan 3 yıl sonra ikinci oldu. kardeş olsun dedik, kıyamadık. ikinciyi emzirirken bi daha hamile kaldı bizimki. hani süt koruyordu lan!? yalan bilgi yayanların topunun allah belasını versin.

bi kere, çocuk sahibi olduysan, eski özgür hayatı tamamen unutacaksın. her şey robot gibi saatli vakitli olacak. çünkü neymiş, psikologlar "çocuklara rutin oluşturun" diyormuş. robot gibi 11 de yat, 7 de kalk. işe gitmeden önce hanımla birlikte bunların kahvaltısıydı, beslenme hazırlığıydı, giyimiydi, şusu busuydu uğraş. okula bırak. her birini ayrı dağa bırakmak gerek bir de. servise de güvenmek mesele bu devirde. kendimiz bırakıyoruz, iyi güzel hoş. işe gittik. kafa dinleyecek tek yer iş yemin ediyorum. eskiden külfet gelen işe gitmek, şimdi evden uzaklaşabilmenin yegane legal yolu.

işten çıktığın anda çocuk mesaisi tekrar başlıyor. her birini topla, eve götür. alınacak eksik gediğin bitmeyişi de ayrı bir paradoks. dünya bi masraf. günlük 2000 lira ekstra masraf yapmadan dönemiyoruz eve. bunlar da kırtasiyesiydi, formasıydı, kitabıydı, ayakkabısı, tokasıydı gibi ıvır zıvır dediğimiz eksikler. birincil öncelikli ihtiyaçlar bile değil. onlara girersek çıkamayız o konudan zaten.

evde kreş havası uzansan elle tutulacak yoğunlukta. lan bi susun! yok. kavgası gürültüsü bitse ödevi başlıyor. ödevler de basit değil. kimi yerlerde karekod ile internetten çözümüne bakmak gerekiyor. kimi yerde konu anlatımını dinleyip bilgileri hatırlayıp bildiğin özel hocalık yapmak gerekiyor. gel de ilgilenme.

duygusal ihtiyaçları ayrı dert. her biri akşam illa kucağıma oturacak. sarılacak, birebir sohbet edilecek. öpülecek sevilecek. bunları mı dert ediyorsun amk haydutu diyenler çıkacaktır. oğlum, her gün yaptığımız, yapılması gerekenden bahsediyorum. yapmadığında bu sefer çocuk okulda anormal davranış sergileyip sana yine sorun olarak dönüyor. doğurdum saldım yapmadık yani. ondan zaten bu kadar söyleniyor oluşum.

yatma saati gelir, dişlerini fırçalatırsın, tuvalete sokarsın her birini. sıkıysa tuvalet yaptırmadan yatır. yatağı göle çevirsin de gör ondan sonra. zaten yatağa girince uyuyan çocuk da yok. yatağa girince bir başlıyorlar gülmeye, kikirdemeye, susturabilene aşk olsun. uyuduğunda yine bitmiyor. yatak odamız gece boyu yol geçen hanından hallice. kabus görüp korkan mı dersin, sizi özledim diye gelen mi dersin (çocuğum daha yarım saat oldu ayrılalı, neyin hasreti bu ulen!), susayanı mı, çişi geleni mi, uyanıp tekrar uyuyamayanı mı dersin. ne ararsan var. bir de bu, normal gün. daha bunun bir de hasta olması var. okulların pisliği bizim uykumuza kadar vuruyor. çocuklardan biri mikrobu, virüsü kaptı mı herkese geçmiş olsun. sırayla hepimizi dolanacak o hastalık. insan gibi yaşa yaşayabiliyorsan o düzende. hastalıktan ölsen de sorumlulukların tatili yok.

kör topal gün bitiyor. yarın her şey en baştan başlayacak. ve bu durum 20 yıl sürecek. 20 yılda yetişkin olabilmek nedir kardeşim? büyüsenize doğruca. adamın iflahını sikmek nedir?

bir de cinsel hayat var tabi. son çocukla biten. ne olacağıdı? siz bekarlar da her gün seksin dibine vuruyoruz sanadurun. bitti o iş, geçti o tren diyorum. orada küsmüş bir hortum duruyor ama ona ayıracak ne vakit var, ne güç, ne de partnerde arzu. hayat buraya kadarmış. çocuğun doğduğu güne kadarmış. bunları bir işe güce sokup başgöz edene kadar zaten bizim kendimize de hayrımız kalmayacak. kardeş kardeş yaşamaya devam. ölünce mezar taşıma "üç kere sevişti, üçü de yumurtayı vurdu, yumurta da haydutun hayatını vurdu." yazarsınız.

şimdi gel de bekarlara imrenme. gel de hayat bu mu diye sorma. gel de vazgeçmek zorunda kaldığın kendine, gönlüne bu yaşananın izahını ver.

ibreti alem olsun diye hikayemi paylaştım sizinle gençler. evliler zaten biliyor anlattıklarımı da siz ziyan olmayın istiyorum. en azından pembe hayallere kapılmayın. neyin ne olduğunu bilin. ona göre şekil verin hayatınıza. ben yandım siz yanmayın.
1526 favorites - -
tanrı insana bir çocuk nasip etmişse bu en büyük mükafattır.
çocuğu külfet olarak değerlendirmek, hele ki maddi konuları konuşulması midemi bulandırıyor.
ben dinsizim, hep böyleydim, kendimi bildim bileli.
zaten bu söyleyeceğim dinle de alakalı değil, çocuk bereket getirir.
ekleme1: okuduğunu tam anlamayanlar var.dinsizim dedim, allahsızım demedim.ben yeni tür kelimeler kalıplar kullanmam.benim için deizm ateizm vb. kavramlar yeni akımlar.
ben hep böyleydim.
küçükken bile ezanın hoporlörle okunmasına kızardım.ama başkasına ait bir bahçedeki ağaçtan erik koparıp yerken, bahçenin sahibi çocuk beni kovarken "bu alllah'ın ağacı, sizin değil" dediğimi hatırlarım.
nereden gelip nereye gittiğimizi bilmiyoruz.varoluş başlı başına gizemli.
herşeyin bir nedeni var, yaşadığım hayat kadar okumalarımda.
58 favorites - -
özgüven, toplumsal rol, hedef belirleme ve gerçekleştirme adımlarında planlı tutarlılık, zaman kontrolü.. gibi hayatta kalmaya dair tabiattan, kendiliğinden insana verilen doğal canlı huylarını kendi kendine yok etmiş iradesizlik gerçekliği.
4 favorites - -
cok dogru tespitler. etrafimda bir tane mutlu ebeveyn yok. hepsi bir seylerden sikayetci. cocuklari desen canavar otesi. yani guzel cocuk ornekte yok etrafimda. herkes mutsuz, maddi manevi cok zor bence. anaokullari olmus 350 bin. hayatlari kaymis nerden yaptima getiriyolar. sacma sapan hersey. he bide geziyoruz diye cocuklu arkadaslarim yineee nereyee diyerek laf cakiyolar. dogurmasaydin arkadasim. genel olarak istemiyorum. hicte sevimli degiller ayrica:)) bebekken okey azcik buyuyunce noo

edit: hep derim allah isteyene versin. istemeyen zaten yapmiyor. aile baskisi altinda kalip yapanlar zaten pisman. cocuk nefretim yok ancak asla cocugum olsun demedim, sorumlulugu mutlulugundan daha agir ve yorucu oldugunu dusundugum icinde istemiyorum. eşimde ayni kanida. ayrica bu ulkeye cocuk getirmek bana gore degil. istisnasiz evli cocuklu cogu arkadasim mutsuz. hem maddi hem manevi. eski hayatlarini cok ozluyorlar. biz kafamiza gore yasamaya devam:)
149 favorites - -
rus ruleti oynayacağınıza korunsaydınız o zaman.

tek çocuk kusurlu mu ki kardeşi olsun, sıkılmasın, yok kıyamadık ikinciyi de yapalım diye bir zihniyet olabilir mi? ikinci çocuğun omzuna daha doğmadan bir sorumluluk yüklüyorsun zaten. yaşadığın ülke belli. bırak yarını, saatlik gündem değişiyor bu ülkede. küresel ısınma, kıtlık, kaynakların tükenmesi gibi faktörlere daha hiç girmiyorum bile. ikinci çocuk bile çok mantıksızken kalkmış üçüncüsünü yapmışsınız. böyle bir topa giriyorsanız sızlanmaya da hakkınız yok.

(bkz: 2. çocuk yapılmalı mı sorunsalı)
84 favorites - -
sanırım bir gün büyüdüğümde anne babamın hakkımda bunları yazdığını görsem üzülürdüm.
kendi çocuğum olana kadar çocuk isteğim yoktu. yeğenimi bile ne kadar çok kucağıma aldım tartışılır. ama bu çocukları sevmediğim anlamına gelmiyordu.
şimdi ise onu tarif edilemeyecek seviyede seviyorum.

itirazlara gelir isem, her şeyde olduğu gibi bunda da size ve karakterinize bağlı bir durum. yani siz yolculuk yapmayı seven biri iseniz, çocuk olduktan sonra da gezeceksinizdir. psikologlar her şeyi söyler. lakin çocuklarla ilgili önemli bir başka tespit daha vardır ki durumlara/ olaylara çabuk adapte olmalarıdır. biz çocuk doğduktan sonra ülke değiştirebildik, sayamadığım kadar şehir ve ülke gezebildik, arkadaşlarımızla bir cafede buluştuğumuzda sandalyede kucağımızda gece 12ye kadar uyuduğu da oldu, 15 saatlik otoban yolculuklarımızda arabada tuvalet molası/üst değiştirme yaptığımız da oldu.
siz neyseniz çocuk da ona alışıyor. bunun için kendinizden neden vazgeçesiniz onu anlamıyorum.

bu demek değildir ki evet ilk 3-6 ay geceleriniz gündüzlerinize karışmıyor ama evet bunlar geçici durumlar. şehir veya iş değişikliklerinde de zaten ilk 3-6 ay hayatınızda büyük değişiklikler oluyor.
siz hayatınızda bir değişiklik olduğunda küçük veya büyük, onu görmezden geliyor musunuz? bir şekilde her değişiklik hayatınıza pozitif/negatif etkileri ile beraber geliyor. burada yapmanız gereken şey, onu olduğu gibi kabul etmek ve adapte olmak. bu elbette bazı özel gereksinimli çocuklar/değişiklikler için daha fazla emek olabilir ama sanırım entryde bundan bahsedilmiyor.

çocukların sizden tek beklediği şey, sevgi ve ilgi. ve bunu heran yapabilirsiniz. herhangi bir hobinize yaptığınızdan biraz daha fazla sadece.

tanım: bir iddia
145 favorites - -
yine dayanamadım yazıyorum. günaydın efendim. başlıkta bir mantık hatası var. "üç çocuk sahibi olmanın korkunç olduğu gerçeği" olmalıydı. yani doğum kontrol yöntemlerinden habersizmiş gibi hızlıca üremenin ne yazık ki hazin sonu bu. üç insanı dünyaya getirdikten sonra dünyadan habersiz yavrularınıza da haksızlık ederek bunları yazmak mı, bilemedim. beş yıllık bir anne olarak üzülerek okudum.

bir de bir tek sizin eşiniz de doğurgan değil. bir çocuğum, iki de kürtajım var. göz yaşları içinde sonuncuyu oldum ve bir çocuktan fazlasına kendi hayatım ve psikolojim adına cesaret edemedim. sanılanın aksine süt korumuyor, kadının en doğurgan dönemi emzirme dönemi oluyor. şanslınız ki o dönemde iyi bir seks yaşamışsınız.

bu dünyaya bir çocuk, rakamla 1 insan yavrusu bile getirmek madnen ve manen büyük külfet, büyük bir sorumluluk iken tam üç tane çocuklu olup, çocuk sahibi olmanın korkunçluğundan bahsetmek abesle iştigal. evet, çocuktan sonra evlilik bile eskisi bile olmuyor ki şimdi çocuksuz evlilikten şikayet edenler o zaman boşanmaya mahkum olacaklardır, başka yolu yok. çocuk, evladınız, insan yavrusudur, her yönden sizin bakımınıza ihtiyaç duyar. bırakıyorum bu işi diyip gidebileceğiniz bir şey değil. bol bol çocuklarınıza sarılmaya devam, sevgiyle kucaklamaktan başka çareniz yok üstadım, yoksa delirirsiniz.

edit: yazım hatası
0 favorites - -
vahim bir haykırış....
kimisi o "korkunç" varlık için parasını, sağlığını, evliliğini bitirir...kimisi de...
inşallah bu düşüncelerinizden çocuklarınızın haberi yoktur...
ondan sonra da narin'e ne oldu???

edit : konunun narin ile ilgisi ne demis birisi...çocuklarinizi sevin diyorum.onlar "hata" degildir .eğer ortada bir hata varsa onu başlığı açan gibilerinin anne babası yapmış..sevginin olmadığı yerde facialar oluyor. narinle ilgisi bu...
18 favorites - -
çocuk sahibi olmak toplumun insanlara eski çağlardan gelen bir mecburi hizmeti gibidir . artık bu mecburiyet aklından uzaklaşmak gereklidir.ozellikle tek bir hayatı olduğuna inanan insanın bu hayatı bir çocuğun zorluklarıyla doldurması dünyanın en saçma durumudur.ozgurce yaşayın.
46 favorites - -
çok rica ediyorum 3 5 yaşındaki çocukların ebeveynleri yazmasın, çocukların en tatlı en sorunsuz olduğu dönemde " hayır çocuk çok güzel bir şey" yazıyorsunuz.

gece 3 de çocuğunuz telefonla arasın sizi

ya da karakoldan bilmem kimin anne/ babası siz misiniz diye bir telefon alın öyle konuşalım

örnekler çoğaltılabilir sabah sabah baymak istemedim
109 favorites - -
Next (2) - Last Page (61)