sanırım bir gün büyüdüğümde anne babamın hakkımda bunları yazdığını görsem üzülürdüm.
kendi çocuğum olana kadar çocuk isteğim yoktu. yeğenimi bile ne kadar çok kucağıma aldım tartışılır. ama bu çocukları sevmediğim anlamına gelmiyordu.
şimdi ise onu tarif edilemeyecek seviyede seviyorum.
itirazlara gelir isem, her şeyde olduğu gibi bunda da size ve karakterinize bağlı bir durum. yani siz yolculuk yapmayı seven biri iseniz, çocuk olduktan sonra da gezeceksinizdir. psikologlar her şeyi söyler. lakin çocuklarla ilgili önemli bir başka tespit daha vardır ki durumlara/ olaylara çabuk adapte olmalarıdır. biz çocuk doğduktan sonra ülke değiştirebildik, sayamadığım kadar şehir ve ülke gezebildik, arkadaşlarımızla bir cafede buluştuğumuzda sandalyede kucağımızda gece 12ye kadar uyuduğu da oldu, 15 saatlik otoban yolculuklarımızda arabada tuvalet molası/üst değiştirme yaptığımız da oldu.
siz neyseniz çocuk da ona alışıyor. bunun için kendinizden neden vazgeçesiniz onu anlamıyorum.
bu demek değildir ki evet ilk 3-6 ay geceleriniz gündüzlerinize karışmıyor ama evet bunlar geçici durumlar. şehir veya iş değişikliklerinde de zaten ilk 3-6 ay hayatınızda büyük değişiklikler oluyor.
siz hayatınızda bir değişiklik olduğunda küçük veya büyük, onu görmezden geliyor musunuz? bir şekilde her değişiklik hayatınıza pozitif/negatif etkileri ile beraber geliyor. burada yapmanız gereken şey, onu olduğu gibi kabul etmek ve adapte olmak. bu elbette bazı özel gereksinimli çocuklar/değişiklikler için daha fazla emek olabilir ama sanırım entryde bundan bahsedilmiyor.
çocukların sizden tek beklediği şey, sevgi ve ilgi. ve bunu heran yapabilirsiniz. herhangi bir hobinize yaptığınızdan biraz daha fazla sadece.
tanım: bir iddia