"yanına kadar koştuktan sonra, bir adım daha atamayacaksan eğer; oraya kadar sakın koşma. sana değil, bekleyene yazık olur." demiş ozdemir asaf. o yuzden cesur olup ve göze almak lazım bazi seyleri. hayatta ilerleme için, cesaret gerekir.
amerikalı senatör, karina villa, batı chicago'da, vatandaşlarına 'evden çıkmayın' diye bağırarak, sokak sokak gezip ıce denen karbon ziyanı yaratıkları kovalıyor. ve o kadar korkuyor ki kadıncağız, haline bakın.
işte cesaret, tam da böyle bir şey. cesaret, gelsin diye beklenen, kuul, güçlü bir duygu değil. cesaret: korkudan titrerken, ağlamaklı; her şeye rağmen, yapılması gerekeni yapmak demek.
insanın doğasında olmayan bir şey değil her insanda farklı dozlarda var. asıl fark yaratan nokta korku karşısında geri adım atmak yerine o korkuya rağmen harekete geçebilmek. yani bir duygu değil bir tercih.
cesaret nörolojik açıdan bakıldığında aslında beynin korku ile başa çıkma kapasitesinin bir yansımasıdır. korku tepkisi genellikle amigdala tarafından tetiklenir; bu küçük ama güçlü yapı, tehlike algılandığında alarm sistemini devreye sokar, kalp atışını hızlandırır, kasları gerer ve “kaç ya da savaş” tepkisini hazırlar. ancak cesur davranış burada devreye girer: çünkü prefrontal korteks, yani beynin ön bölgesi, amigdaladan gelen bu güçlü sinyalleri düzenler, onları akıl süzgecinden geçirir ve “dur, değerlendir” diyerek otomatik kaçış tepkisini baskılar. işte bu baskılama, korku duygusunun yok sayılması değil, bilerek kontrol altına alınmasıdır.
bunun yanında anterior singulat korteks, kişinin içsel çatışmasını yönetir; yani bir yandan tehlikenin farkında olurken diğer yandan eyleme geçmeyi mümkün kılar. nörotransmitter düzeyinde bakıldığında dopamin, bir hedefe ulaşmanın ödül beklentisini artırarak kişiyi harekete teşvik eder; norepinefrin, dikkat ve uyanıklığı keskinleştirir; serotonin ise duygusal dengeyi sağlayarak panik duygusunun kontrolden çıkmasını engeller. tüm bu sistemler bir araya geldiğinde cesaret ortaya çıkar: insan korkuyu hisseder ama ona rağmen bilinçli bir seçimle adım atar.
yani cesaret, korkusuzluk değil, korkunun nörolojik temelini aşabilme becerisidir; limbik sistemin “kaç” sinyaline karşı, frontal bölgelerin “kal ve yap” cevabı verebilmesidir.
hayatta gerçekten önemli olan 2 erdemden birisidir diğeri de sabır biri yoksa diğeri de anlamsız ve zararlı olur
cesaretin 2 yönü vardır 1-korku 2-emek
korku korkmadığımız şeyin üstüne gidince cesur olmayız, ancak yüksekten korkan bir insan için gökdelen tepesine çıkmak cesurcadır
korkuyu yenmek için kullanılan araçtır yani cesaret
emek hayatta çoğunluklu bazı şeylere devam etme, sürdürmek, kovalamak ve azmetmek gerekir bu tür durumlarda yani yorgun olduğumuz durumlarda da devam etmek ve emek vermek de cesaretin diğer tezahürüdür
ataleti ve kaybetmeyi yenmek için kullanılan araçtır cesaret
cesur olmayan yani korkak insanlardan uzak durmak lazım onlar fikirlerini bile değiştiremezler