futboldan anlamayan, dinamiğini ve doğasını bilmeyen insanların; hakkında dengesiz bir şekilde ileri geri konuştuğu galatasaray teknik direktörü.

düzenli şekilde başarısız olana kadar “istifa” diyeni net sikerim, sikerler, siker.

trollerin gazına gelen, bir iki maçın akışına kapılıp coşan geri zekalılar da bundan sonra susup bok yiyecek. siz kimsiniz ulan? ne başarınız var da eleştiriyorsunuz? sanki her sezon bu ülkede avrupa başarısı varmış gibi neyin ihtirası lan bu dangalaklar?

daha iyisini de yapabilecek bir potansiyeli olan teknik direktör. başarı için tam destek, hep destek.

kendisini hiç sevmezdim, hala sevmem. sevmeme sebebim de çok yetersiz bir yönetici olması, yetersizlik seviyesine oranla da egosunun yüksek olması. anlamıyorsun yöneticilikten, yönetim konusunda vasıfsızsın. lider olduğunu zannediyorsun ama değilsin ve olamayacaksın da çünkü akılcılıktan uzaksın. bir an önce istifa et!

şu an için üst seviye bir stoper olmadığını, 30 nisan 2024 tarihinde oynanan bayern münih - real madrid maçında yaptığı ciddi pozisyon hataları ile beyan eden defans oyuncusu. bonservisi için 50 milyon euro ödendiğini de düşünürsek büyük hayal kırıklığı yarattı. her iki takım için de maç boyunca kendisinden daha bariz ve kritik hata yapan bir futbolcu bulunmamaktadır ki buna asıl mevkisi sağ bek olmayan lucas vazquez de dahildir. şu performansına rağmen başlık altında kim min jae ile ilgili savunma pozisyonu alan arkadaşlar, yarın gidin bayern defansında başlayın. şöyle bir maçta futbolu analiz etmek ve konuşmak yerine fanatizm eğiliminde olmanız önemli bir mental sorun olduğunu anlatıyor.

üst seviye bir defans oyuncusunun, derine gelen vini jr'a öne çıkarak pres yapmak yerine pozisyon alarak alanı koruması gerektiğini bilmesi lazım, bu futbol zekası ile ilgili bir nokta. penaltı pozisyonunda da dar alanda olan rodrygo'ya amatörce bir müdahelede bulundu ve kademeye gelen arkadaşlarını süzemedi, bu da çevre görüşünün ve soğukkanlılığının düşük olduğu ile ilgili bir nokta. sonuç olarak bayern münih'in tur şansını zora sokmuştur. sadece hız ve fiziksel mücadele ile üst seviye stoper olunmuyor. pozisyon alma, oyun okuma ve çevre görüşü çok önemli özellikler. üst seviye defans oyuncusuna bazı örnekleri aşağıya bırakıyorum.

(bkz: virgil van dijk)
(bkz: paolo maldini)
(bkz: fabio cannavaro)
(bkz: alessandro nesta)
(bkz: giorgio chiellini)
(bkz: carles puyol)
(bkz: jaap stam)
(bkz: rio ferdinand)
(bkz: frank de boer)
(bkz: sergio ramos)
(bkz: john terry)
(bkz: gary neville)
(bkz: sol campbell)
(bkz: nemanja vidic)
(bkz: ricardo carvalho)
(bkz: lilian thuram)
(bkz: kolo toure)
(bkz: lucio)
(bkz: pepe)

26-27 yıldır dünyanın çeşitli liglerinden maçlar izlerim ve kötü futbola, kötü hakeme, kötü tribüne, kötü sahaya kızıp maç kapatmışlığım olmuştur ama ilk defa kötü maç anlatıcısı yüzünden bir maçı kapattım.

bir anlatıcı, izleyiciye/dinleyiciye alan tanımak zorunda, çünkü insanlar da kendi yorumunu yaparak atmosferin içinde hissetmeli ki akıcılık oluşsun ve keyif versin. fakat bu kendini anlatıcı zanneden insan, ne alan tanıyor ne de abartmadan bir zaman geçiriyor. o kadar abartılı anlatıyor ki gerçekten adrenalinin yükselmesi gereken önemli anların bir anlamı kalmıyor. baş ağrıtıyor, yoruyor, bıktırıyor ve hatta “eeh yeter be! senin ciyak ciyak bağırmanı mı dinleyeceğim.” cümlesi ile en sevilen aktivitenin yarıda bırakılmasına bile sebep oluyor.

başlık altında ilker yasin ile kıyaslayanları görüyorum, saçmalamayın. ilker yasin; her saniye bağıran, sürekli hamaset yapan, niyet okuyan bir anlatıcı değildi kesinlikle. izleyiciye alan da tanırdı.

özetle, yapacağın işi sikeyim. bir daha sana maç anlattıran olursa bu özeti onlara da geçeceğim.

stratejik hamleleri, doğru politikaları, çalışkanlığı, azmi, kucaklayıcılığı, pozitif enerjisi ve hizmetleri ile ciddi bir başarı elde eden istanbul büyükşehir belediyesi başkanı.

şu ikinci rte diyenlerdeki mallık bambaşka. ekrem imamoğlu fazlasıyla atatürkçü, yenilikçi, bilime ve sanata önem veren aynı zamanda demokratik bir politikacı. hiçbir cemaate, hiçbir yapıya dahil olup parlatılmayan ve dini değerleri kullanarak hareket etmeyen adama, ümmetçilik politikası izleyen şahsın devamı demenin iki türlü açıklaması var; ya farklı bir partinin kör taraftarısınız ya da mantığınızı kullanma gibi bir yetiniz yok.

oyun kurucu artık kendisi, kazanan da kendisi. bundan sonra karşısına çıkıp yenilenler ve sürekli şekil değiştirenler düşünsün. çünkü bu rüzgar fırtınaya dönecek.

uzun süredir müşterisi olduğum, premium hizmeti çıktığından bu yana da premium müşterisi olduğum e-ticaret firması, online pazar yeri. bugün itibari ile bu firma üzerinden en ufak bir çöp bile almayacağım konusunda çok net bir karar verdim. yarın kapında bilgisine güvenip 06.03.2024 tarihinde telefon siparişi verdim ve 09.03.2024 tarihinde teslim edileceği bilgisini yeni aldım. fiyat olarak bir avantajı bile yokken zamandan kazanmak amaçlı yapılan bir alışverişte zaman kaybettirerek faydalı olacakları tek noktada da fayda sağlamadılar. işini düzgün yapmayan kimseye para kazandırmayacağım. müşteri deneyimi diye bir konudan haberleri de yok, kalıp cümlelerle ancak insanın sinirlerini bozuyorsunuz.

kesinlikle penaltı değil. ligin içinden geçtiler. izlerken penaltı verilmez buna diye kızıyordum, verdi hakemlikle alakası olmayan insanlar. fenerbahçe’ye verilen olmayan penaltının etkisinde kaldılar, saçma sapan bir lig bu.

hangi takımlı olduğumu merak eden de gitsin araştırsın bulsun profilimden.

gerçeklik bilinci düşük olan insanların söylediği kalıp. şans bir kez olur iki kez olur bilemedin üç kez olur ama süreklilik arz ediyorsa sizin gerçekliklerle bağınızın kopuk olduğunu gösterir. gençler siktirin gidin bokunuzun boğulmamalık olduğunu ölçmekle uğraşın. çünkü siz realite ve özeleştiri yerine komplekslerinizle bir şeyler saçmalamaktan öte bir şeyler söyleyemiyorsunuz.

tekrarlayan sonuçlar tesadüften yani şanstan uzaktır. ama siz mantık bilmediğiniz için ve bilime uzak olduğunuz için “he yav he bal”

siz akp zihniyetisiniz lan. bilim yok, analiz yok, veri yorumlama yok.

cahilsiniz hem de çok cahil.

nasıl bir hayat istediğine göre değişebilecek yaşama eylemidir.

benim gibi minimal yaşam seviyorsanız ve kendi başınıza mutlu olabiliyorsanız, bir süre sonra mükemmel bağımlılık yapabilir ve 8 sene gibi bir süreye hatta daha fazlasına çıkabilir. yok eğer çok eşya ve insan istiyorsanız tekrar gözden geçirmeniz gereken yaşam tarzıdır.

sık bir şekilde yapan insanın amacını merak ettiğim eylem. bu bildiğin görgüsüzlük, ilgi açlığı, “görün beni buradayım” çığlığı. havalı, çok sosyal falan olduğunu düşünen insanlar; üzgünüm çok acınası görünüyorsunuz. yani story atmak eylemi olmasa siz bir hiçmişsiniz, varlığınız kabul edilmiyormuş gibi bir durum çıkıyor ortaya. bu kadar eksikseniz eğer lütfen durun ve düşünün, daha doğal ve anlamlı şeylerle doldurun zihninizi, hayatınızı. sosyal medya için yaşamak nedir? eğer onun için yaşamıyorsan bırak sana kalsın çoğu anların, anıların.

(bkz: eyyorlamam bu kadar)