akıntıya karşı yüzmek suretiyle, az önce kesiverdikleri yarıyı kapma endişesinde gençlerin ortak iddiası.
efendim neticede öğrendiğimiz şeyleri maddeleyelim:
1. aydın dediğimiz kişiler aydın terazisi olan başka bir azınlık tarafından aydındır/değildir olarak yetkilendirilir. teraziden geçmemiş aydın yarım aydın, sözde aydın veya her gördüğümüzde içimizden yazarına "ahahah afacan seni" diye güldüğümüz bir tanım olan
kuşum aydındır.
2. aydın adayının aydınlık mertebesine ulaşması için her konuda mütemadiyen yorum yapması gerekmektedir. kimi konularla ilgilenip diğerlerini başkasına bırakması mümkün değildir. hele açıkça aktivist olmaması kendisini anti-aydın bile yapabilir. zira fikir üretmekle onu hayata geçirmek aynı şeydir. mesela marx ilk komünist devleti kurmuştur, değil mi?
3. aydın dediğimiz kişi bizim bildiklerimizden başka şeyler biliyorsa/bildiğini sanıyorsa kesin yalancıdır.
4. 3. maddeye bağlı olarak, bir aydının bilmesi gereken şeyler bilinmektedir. aydınlar yayınevi'nden üç yeni türk lirası karşılığında satın alınabilecek bir kitapçık sayesinde hangi konuda neler söylenmesi gerektiği, nerede nasıl (ve illa) politik duruş sergilenmesi gerektiği, nobel'in ne kadar politik olduğunu iddia etmeniz gerektiği (mesela pablo neruda avrupa'da bağra basılan gayet açık ve aktif kömünistliği sebebiyle almıştır bu ödülü değil mi?) detaylarıyla öğrenilebiliyor.
5. eğer birine yarım aydın dersek bizi de aydın sanabilirler. heyoo...