(bkz: türk takımları avrupa kupalarına gitmesin)

diye arttırarak desteklediğim kampanya. nedeni ise çok basit yıllardır bütçe / başarı endeksini tutturabilmiş çok az kadromuz var. o başarılarda da şans faktörünü unutmamak gerekli.

öncelikle bizim en büyük sorunlarımızdan bir tanesi spor dallarının hemen hemen hepsindeki yöntem eksiğimiz. kulüpler hiçbir yöntem-sistem olmadan güne bakarak yönetiliyorlar. uzun vade plan yapmaya kalkın 6 ay sonra görevinize son verilir. ligde devamlı 8-12 barajında oynayan takımlarda bile cesur hamleler yapamazsınız 3 maç sonra ilhan cavcav isimli kene görevinize son verir. halbuki yerinizin bu kadar garanti olduğu bir ligde bir adım ileri atabilmek için en güzel fırsatlardan birine sahipsinizdir.

altyapısı türkiye standartlarının üzerinde olan bursaspor bile uefa ön elemelerinde tur atlayamaz. hem de başında beşiktaşın yeni mesihi ilan edilen şenol güneş varken. hem de bütçesi şampiyonlar ligi 4.torba, uefa kupası son 16 düzeyindeyken yapamaz bunu.

örnekler arttırılabilir. sivasspor en iyi olduğu sezonda elenmesi gibi, trabzonspor'un defalarda elenmesi, tromso, y.boys-paok, h.haifa (...) şuanda hatırlayamadığım bir çok eşleşme. her defasında da şunu deriz ''sezonun henüz başı rakibimiz kalite olarak bizim gerimizde ancak fizik olarak bizden daha hazırlar, sahada istediklerimizi yaptık''

şota bu akşam basın toplantısına katılmadan önce kuracağı cümlelerin %80'ini tahmin edebiliyor olmam bu ülkedeki sporun geldiği noktayı gösterir. hep aynı hikaye, hep aynı bahaneler. insanlar artık bu hikayelerden sıkıldıkları için belki de tribünlerden uzak duruyorlar. -bilet fiyatları da ayrı bir konu-

sahiden bir tane adam yok mu bu ülkede radikal karar alıp 5-10 yıllık yatırım yapacak? yoktur. eskiden bu kadar negatif düşünmezdim ama bizim ülke insanının siyasetten spora, spordan günlük yaşantısına, günlük yaşantısından ilişkilerine varana kadar her alanında izlediği siyaset birebir sporda da izlediği siyasetle örtüşür vaziyette. kısa ve sistemsiz planlarla her zaman günü kurtarmak ve işleri en kısa yoldan sonucu gelecekte ne olursa olsun yoluna koymak. bu bakımdan büyük bir proje takımı olan beşiktaş projesinden 1 yılda vazgeçer, trabzonspor başarıyı her zaman altyapıdan yakalamasına rağmen 1 jenerasyon problem yaşadığında orayı unutur transfer delisi olur. fenerbahçe istikrarlı gibi gözükür ama oyun felsefesi bi senesi bi senesini tutmaz, galatasaray ise borç batağından kurtulamaz ve hala yıllar önce kazandığı - çok büyük başarıdır- uefa kupasıyla kendisini hala bir bok zanneder.

hiçbirinizde gram sistem, gram gelecek planlaması yok. varsa yoksa yönetim olarak o koca göbeklerinizi ardınıza aldığınız futbol kamuoyu gücü ile en kısa sürede biraz daha büyütmek. bir çoğunuzun bırak futboldan anlıyor oluşu topa vurmuşluğu dahi yok. bir çoğu paralı olan anadolu çomarları sizi. allah belanızı versin ne diyelim. şuraya akan paralar keşke üniversitelere sporcu bursu olarak yatırım yapılsa da bireysel sporcular yetiştirebilsek keşke. ama nerede?

onun yerine yıllarca kendi çabaları ile uğraşıp profesyonel sporcu olan gençlere hiçbir gelecek kurmayan, ellerine meslek veremeyen, bu insanların yaşlandıklarında - yaşlandıkları dedik ama sporcu yaşı olarak yaşlanmak 30-35 aralığı- ellerinde hiçbir garantisi olmayan bireylere dönüştürür. bu yüzden de 16-17 yaşında kaygılarla dopinge yönelir, bir madalya kazanayım 1000 cumhuriyet altını gelsin, ev, araba verilsin hayatım kurtulsun mantığı ile hareket eden sporcular yetiştirilir. ne yapsın bu çocuklar? bu ülkenin gençleri dopingçi olmasında ne olsunlar? madalya kazanmaktan başka şansları var mı gelecekleri için? yok. ama buna rağmen öyle bir ülkedir ki burası olimpiyat başarı bütçesi ikinci sırada yer alır. zenginliğe boğar sizi. nedeni ise basittir, bu ülkenin sermaye sahiplerinin hiçbir emeği yoktur sizde, sadece en yukarıdaysanız yanınızda olurlar, o yüzden de kısa yoldan başarıya ulaşmaya, sistemsizlik içinde sistem ve spor öğrenmeye çalışırsınız.

not: yazı biraz dağınık oldu ama trabzonun elenme durumunu hala atlatamadım ve bence son bahsettiğim konu ile genel olarak futboldaki başarısızlık birbiriyle çok bağlantılı.

not2: fb