güzel başlık, beğendim.

trol mu değil mi çözemediğim yazarın beyanı
tabiki diğer entrylerini okuyana kadar küfürünü ettim gözün arkada kalmasın

"eurocentric" kafa ile atatürk'ü eleştirme ifadesidir.

ulus kavramı sadece batı avrupa için 1789'da geldi. türkler, çinliler, hintliler, ruslar, araplar, zaten binlerce yıl öncesinde aynı dili konuşan ve benzer kültüre sahip halkların toplaştığı ve devlet kurduğu toplumlardı.

avrupa'da bir araya gelen halklar da birer ulustu. ancak önce roma imparatorluğu ve aslında onun uzantısı ve bir tür konfederasyon olan papalık buna geçici bir ara verdi. türklerde de bu arayı osmanlı hanedanının güvenliği için verdik.

ulus devletler tarihsel köklere dayanarak yeniden kuruldu. halklar da zaten buna istekliydi.

(bkz: halk için, halka rağmen)

osman bey 1299 yılında meydanda topladı herkesi sandıklar kuruldu, "beyler saltanat kuracağız bende padişah olacağım tamam mı?" dedi, millette hülooo dedi bastı evet'e. %51 evet %49 hayır çıktı gerçi.

bir babanın evladını ona sormadan en güzel ilkokula göndermesiyle aynıdır.

iyi ki de sormamış, en büyük hatası olurdu... anadolu halkının okuma yazma oranı bile 0'ı zorlarken bir de yol yordam mı gösterecek...

tarihi bir sıçrayış olan cumhuriyet ve devrime gericilerin bakışını yansıtan saptamadır.

bu dar bakış açısı gericiler ile sınırlı olsa neyse...

liberaller de bu bakış açısını sola enjekte etmişlerdir. öyle ve o kadar ki, 90'lı yılların solcuları kurtuluş savaşını, cumhuriyeti ve sonrasında yapılan devrimleri küçümser; kuruluş aşamasının halka rağmen yapılmasından dolayı tutmadığını, gereksiz olduğunu, belli bir süre daha osmanlı devleti ile devam edip işçi sınıfının olgunlaşması gerektiğini falan söylerlerdi... şimdi bile kurtuluş ve kuruluşu gerçekleştiren jakobenlere yönelik nefret özellikle liberal kesimde devam etmektedir...

kaldı ki, jakobenlere yönelik bu nefret, sadece türkiyeli gerici ve liberallerin değil, dünya genelinde burjuvazinin bir yönelimidir. zira, jakobenlerden sonra burjuvazi gericileşmeye başlamıştır. o yüzden, ne aydınlanmadan ne de jakobenlerden haz ederler.

böyle tarihsel bir girdi yapayım... biz komünistlerin olduğu yerde öyle tespit yapıp kaybolamazsınız. sizi yakanızdan çeker, gerçeği yüzünüze söyler; sonra da ait olduğunuz deliğe fırlatıp atarız.

bir de... "atatürk, ulus devleti halka sormadan getirdi", diyen arkadaşlara, o dönemki saray'ın neden işgalcileri anadolu topraklarına soktuğunu bir sorun? serv antlaşmasına kemalistler mi imza atmış, saray mı?

bir zahmet onu da cevaplasınlar.

halk için, halka rağmen.

iyi ki de yapmış atam.

bunun tek ve en basit sebebi yönetim şekli değiştiği sırada saltanat ile yönetildiğimiz içindir. saltanat yönetiminde halka bir şey sorulmaz, halk alenen saltanatın malı, marabası sayılırdı.

halkın yapılacak işlere karar verdiği yönetim şekli ise demokrasidir. halk bizaati kendisi olmasa da temsilcisini göndererek kararların alınmasını sağlar. temsilci için (bkz: milletvekili)

yani atatürk halkı dipten alıp en tepeye koydu. dipte olup itilen kakılan olmayı, en tepede karar veren olmaya tercih edecek olan varsa yazının devamını onlara ithaf ediyorum.

o kafanızın içinde duran kıvrımlı organın adı beyindir arkadaşlar. bazı insanlar kullanıyor. en basit haliyle düşünme, muhakeme etme, empati kurma gibi işlere yarıyor. arada sırada da olsa kullanmakta yarar var yani.