evde hareketsiz geçen bir günün sonunda akşam biraz yürüyüş yapayım diye kapıyı açtım. kapının önünde beyaz beyaz lekeler vardı onları takip ettim ve benim kapının köşesine sinmiş bu zavallıcığı gördüm
görselbeyaz şeyler bokmuş. bokları takip ede ede buldum namussuzu. eve aldım önüne biraz su ve minik minik dilimlediğim sucuklar koydum.
görselkutuyu yere koydum ve dışarı çıktım gezdim dolaştım geldim. bu yok. evde turluyor herhalde dedim. sonra kapının köşesine yumurcak köprü altı çocuğu gibi sindiğini görüp üzüldüm tipsize.
görselben teras kattayım. muhtemelen bu çatıdan düşmüştür diye gece gece çatıya çıktım. kapıyı açtım içerisi karanlıııık rutubeeeet ışık da yok telefonun ışığı ile biraz üç buçuk ata ata baktım. ama maalesef yuva yoktu. işin tuhafı düşebileceği bir yer de yoktu. nerden geldi lan bu piç?!?
neyse köşesinde biraz pustuktan sonra baktı olcak gibi değil devriye gezmeye başladı. otururken top gibi çok sevimli ayağa kalkınca ahahaha çalı bacaklı bişi. bi de o yaba gibi ayakları ile şaaap şaap basa basa gezdi. fakat sucuk, ton balığı, kedi maması yok allah yok hiçbir şey yemedi içmedi de.
terasa gelen martılara bazen peynir veririm. denim dedim ve bingo
görselbu arada ağlamaya da başladı. anasını aradı ://
bi taraftan geziyor bi taraftan ağlıyor bi taraftan da mıçıyor şrfsz. tüm halıları kaldırdım. bu mıçıyor ben selpak ile siliyorum arkasından.
neyse bi zaman sonra uykysu geldi. çöktü duvarın dibine uyudu. ben de yattım. sabah bunun sesi ile uyandım. yerdeki şişeleri devirmiş bi taraftan da ağlıyor. bi baktım gece boyunca boş durmamış evin her yerine mıçmış.
ben bunları temizlerken bu sefer de benim odaya girmiş. yok öyle hem bokunu temizletip hem kaçmak. yirim adamı. aldım elime biraz sevdim. biraz direnç gösterse de dünkü gibi kurtulmak için kendini parçalamadı.
gündüz gözü ile çatıya bir daha bakim dedim.
küçük bir boşluk vardı muhtemelen ordan düşmüş sonra benim dairenin önüne gelmiş. gerçi düştüğü yer baya yüksek nasıl ölmemiş anlamadım. demek kaderde dün gece bok temizlemek varmış. neyse yağmur dinince aldım bunu terasa koydum. vee 5 dk olmadan ortalık inledi. kanat çırpmalar bağırış çağırış ve kavuşma anı.
görselfotoda sadece babası var korkup kaçmasınlar diye çok çekemedim. bunlar bağırıp çağırıyor ama alıp gidemiyorlar çocuu. baktım olcak gibi değil benim eski okuldan hizmetliyi aradım. bana merdiven bul bu piçi evine koyalım dedim. sağ olsun ikiletmez. kapmış gelmiş merdiveni. uzattım koydu çatıya. hocam yürüyor deyince, in ben de bakıcam dedim ama 0.5 sn de gözden kayboldu o bebek bacaklarıyla.
görselarada gel kaşar veririm sana. özlicem :/
edit: bu martı bebeği ne kadar masumsa bu hayvan da o kadar masum.
görselgörselmilyon tane muadili varken kullandığınız kaz tüyü bu hayvanlardan canlı canlı yolunuyor. kan revan içinde kalan hayvanın yaraları iyileşip yaşarsa gelecek sene aynı acıyı tekrar yaşayacak. aldığınız kaz tüyü mont, yastık, yorgan bu hayvanların çektiği acıların müsebbibi. değer mi? bir kişi ne fark yaratır demeyin. azalan satışlar ve kamuoyunun baskısı ile italya'da birçok moda devi gerçek kürk kullanmayacaklarını taahhüt ettiler.
aynı şey tüm ömrü hayatını a4 kağıdı büyüklüğünde, açamadıkları kanatlarının ağrısı ve 7/24 basmak zorunda oldukları tellerin acısı ile sıcakta boğucu bir gürültüde geçirmekte olan kafes tavukları için de geçerli. artan baskılar neticesinde birçok firma kafes yumurtası satmayacağını taahhüt etti. ama reklamlarında iyi tarım iyi tarım diye algı yapan migros aptala yatmaya devam ediyor
.hayvanlar umrunuzda değilse bile kendi sağlığınız, çocuğunuzun sağlığı umurunuzda olsun ve buna imza verin. ömrü hayatı boyunca toprağa basmamış, güneşi görmemiş aldığı kimyasallarla yılın 4'te 3'ü yumurtlamaya zorlanmış bir hayvanın yumurtası görünüşte yumurtadır içeriğinde değerli yağ asidi, vitamin, mineral nah seviyesinde bulunur.
nasıl anlayacağız diyenler için,
görsel