eğer uygulanırsa hız sınırını geri çekmekle aynı anlama gelen bir uygulama olur. 50 ile kesin ceza yiyeceğini bilen şöförler hız sınırını 45 olarak düşünür ona göre sürer ve trafik daha yavaşlar.
pazar günü akşam üzeri savcı olarak telefonla aradı bunlar, adıma açılan ufak yaştaki bir kızı taciz dosyası varmış, uzlaşma süresi ertesi gün bitiyormuş falan fişman. dolandırıcılara kaptıracak bir kuruşum yok deyip kapattım ve engelledim. e-devletten de kontrol ettim, hiç bir dava yok adıma. ulan bari dolandıracaksınız pazar akşam üzeri aramayın, komik oluyorsunuz.
kısıtlı zamanınız varsa, louvre yerine d’orsay’a gidin. louvre müzesinde her şeyden varken d’orsay adeta yıldızlar geçidi gibi.
görselgörselgece çıralı sahil
oğlum ve kızımla selge antik kentini gezmek için birkaç yıl önce bu köye gelmiştik. ben “hadi bu insanların başka geçim kaynağı yok ısrarcılıklarında bir haklılık payı var, iki boncuk alayım bari” diye düşündüm. gelen kadınların ikisine de kenti gezelim dönüşte alıcam senden demiş bulundum. kenti gezdikten sonra bu iki kadının yanısıra 10 tane daha kadın bana yapıştı, tam cüzdanımı ilk iki kadından birşeyler almak üzre çıkaracakken, diğer yeni gelenlerden birisi “benden de alacaksın” gibi bir laf etti. o zamana kadar zorla tuttuğum sabrım bu cümleyle bitmiş, şalterim atmış oldu. hepsine bağırıp kovalamaya çalıştım. çalıştım diyorum ama çevremizi bir swarm of teyze şeklinde sardıkları için başarılı olamadım. çocuklarla beraber bir aralık bulup arabaya koştuk ama teyzelerin de kondisyonu hiç fena değildi. yolda her taş arkasından önümüze atlayan yeni teyzeleri saymıyorum bile. sonunda arabaya ulaşıp buraya bir daha ayak basmamak üzre aşağılara indik. diyeceğim budur ki hiç kimse cahil diye başkasını rahasız etme hakkına sahip değil.
asfalt yolun bittiği yerdeki köylü kurnazı adama hiç yüz vermeyin kanyonun dibine kadar arabayla gidin. korkmayın arabanıza bir şey olmaz 200 metre toprak yoldan. kanyon gerçekten çok ihtişamlı. gördüğüm en güzel manzaralardan başı çeker diyebilirim. benim gibi macerayı seven adamsanız, geldiğiniz değil atv ci adamın önündeki yoldan ilerleyebilirsiniz. yaklaşık 10 kilometre toprak yoldan sonra sonra ballıburçak yoluna sapabilirsiniz. burada isterseniz köprünün başına aracınızı parkedip köprü çayında yüzebilirsiniz. su o kadar fazla değil burada. ballıburçak dan bir iki kilometre önce sapılan delisarnıç isimli köyde çok değişik kaya oluşumları var. fotograf çekmek için ideal bir yer. ballıburçak da bir numara yok gitmeseniz de olur.
ailemizden 3. kişinin küçük hücreli metastatik akciğer ca olduğunu dün öğrendim. beyin dahil bir çok organa metastaz yapmış doktorlar belki 3 ay ömür vermişler. bunu bile bile içmek aptallık değil de nedir şimdi?
ilk kez bu red pill de neymiş diye bu gün birkaç videosuna baktım. adam kısaca erkeklere kadınlarla ilişkinizde kendinize saygınız olsun ve kendinizi geliştirin gibi tavsiyeler veriyor ki bu erkek için veya kadın için olsun farketmez doğru bir tavsiye. ama seyrettiğim diğer videolarda en azından benim hayat görüşüme uymayan noktalar dikkatimi çekti. öncelikle kadınların önceden cinsel ilişki yaşamış olmasını ve cinsel tecrübelerini sanki dünyanın en kötü ve iğrenç şeyiymiş gibi sunuyor. sen erkek olarak aynı şeyi yapınca problem yok da kadın yapınca neden problem oluyor bunu anlamadım. habire doğadan örnek veriyor ama bir çok görüşe göre eski topluluklarda kadınlar gayet de çok eşliymiş ve çocuğun babası kim olduğu da bilinmez, çocuğu topluluğun ortak malı olarak görürler ve büyütürlermiş. ayrıca başka bir takipçisinin yazdığı mesajı yorumladığı başka bir videosunda adamın kadını evlilik öncesi “terbiye” etmesinden bahsediyordu. takipçisi kadınını terbiye edemiyormuş hep küsüp barışıyorlarmış, iki yıldır böyleymiş durum falan. bu adam da konunun içeriğine hiç girmeden, söz konusu bu kadından, erkek tarafından “terbiye” edilmesi gereken borderline bir mahlukat gibi bahsediyordu. bu videosu ile bende gerekli intibağı bıraktı ve dr red pill benim için tarihin tozlu raflarında yerini aldı.