(bkz: #169282803)
tam 1 yıl önce burada yazdığım şu son cümlenin nice yıllar sürmesini nasıl da gönülden dilemiştim. hayattan bir şeyler isteme konusunda cüretkar olmamam gerektiğine yaşayarak ikna olmuşken basit ve sıradan bir yaşam rutini dileğim ışıltılı hayat! tadında tehditkar gelmiş olmalı:)
keşke annem ya da babam adanalı** olsaydı ve çocukluğumun ya da ilk gençlik yıllarımın memleket havasında bu şehirde anıları olsaydı dediğim çok olmuştur. nasıl ifade edebilirim bilmiyorum ama ben de harmanlanmış olmalıydım. eski adana'yı çok seviyorum, özgün yaşayış biçimini, heyecanını, kültürünü sanatını, bereketli çukurova, akdeniz yahu..
“bir şehir var, adana şehri. safi sırçadan, tiril tiril yanar gece gündüz. aynen güneş gibi. onun içinde gezersin. evlerin araları, onlar sokak derler adına, cam gibidir. balı dök yala. trenler gelir gider. denizin üstünde bir köy kadar vapurlar yüzer. dünyanın öteki ucuna gider. o da güneş gibi yanar. ışığa boğulmuştur. bir bakarsın bir daha gözünü alamazsın. para dersen sel gibi çukurova'da. yeter ki sen çalış."
yaşar kemal'in anlata anlata bitiremediği şehri son 20 yılda en bereketli yerlerinden göz göre göre nasıl da bitirip yok ettiler! çalışmak, üretmek isteyene, senden yana olmayacağım diyene cezalandırma yöntemlerinin hiçbirinin esirgenmemesine bu şehirden başlandı. gerisi malum ülke harabeden hallice..
arkadaşlarımın neredeyse hepsi arkalarına bakmadan bu şehirde artık yaşanmaz deyip taşındı gitti. çok haklılar. bense kaç aydır içinde olmadığım evin kirasını ödemeyi daha ne kadar sürdürebilirim bilmiyorum. ama taşınmaya içim elvermedi. dursun dedim. halbuki dönmek için hiçbir ama hiçbir nedenim yok.
herkese "adana çok güzel gelsene" diye diye ben kovuldum:)
yaşlı ev sahiplerimi adanalı ebeveynlerim seçtim. ailemi arar gibi arıyorum, işte hava nasıl, balkondaki bahçedeki çiçekleri soruyorum. evi havalandırıyorlarmış, limonlar sararmış, balkonda olmamı da özlemişler, öyle diyorlar:)
onlar da şehirde tek başlarınalar, son yıllarda ben vardım. sanki onları terk etmiş gibi de vicdan duyuyorum. garip.
sanırım şu oluyor!
insan, deli damarı tutar basıp gider! akıl mantık var der gider! son çare der gider! bir şekilde aklına koydu mu gider! gitmek kolay!! bir şekilde kendine gidecek bir yer buluyor da dönmesi gerekirse dönebileceği bir yerin varlığı daha önemli. şu an olduğum yerden de gideceğimi hissediyorum. duramıyorum hiçbir yerde. ama o ev dursun.
dönünce kabul görebileceğim bir mekan ihtiyacım için kendi kendime memleket ettim seni canım adana ya.
sana haksızca kötü laf eden taş köprünün taşı olsun. sanki sen mi istedin bu halde olmayı?