13 yıllık son derece başarılı genel başkanlığı ile akıllarımıza kazınan, tek bir seçim kazanamayıp en son kendi getirdiği delegelerle girdiği parti içi seçimi de kaybeden kılıçdaroğlu'nun “mağdur”, eski chpli ve en başından yanlış aday olduğundan seçim kaybettiren, depremzedelerin haklı isyanına neden olan, partiden şutlanan, özgür özel-imamoğlu davalarının hepsinde öne çıkan eski hatay büyükşehir belediye başkanı lütfü savaş'ın “müşteki” olarak yazıldığı; aralarında ekrem imamoğlu, izmir büyükşehir belediye başkanı cemil tugay, chp istanbul il başkanı özgür çelik, beşiktaş belediye başkanı rıza akpolat ve chp erzurum il başkanı serhat can eş'in de bulunduğu 12 kişi hakkında 3'er yıla kadar hapis cezası istenen iddianamenin kabulü. haber
bir yandan chp'ye kayyum davası, bir yandan kurultayda şaibe iddiaları üzerine ceza davası...
adayın kim olduğundan bağımsız olarak chp birinci parti ve ciddi bir iktidar alternatifi oldu. kişiler üzerinden yapılan algı yönetimi başarısız oldu. chp güçlenmeye devam etti ve ediyor. 38 seçime girme yeterliliğine sahip parti olmasına rağmen sahada, sokakta sadece chp var. bu durum diğer muhalefet partilerini temel ideolojilerinden bağımsız olarak güçlü alternatifte yani chp'de birleştiriyor.
bu olan biten de chp'ye "yeni normali kabullen ve rutinine dön" mesajı gibi. haftalardır yüksek sesle verilen mesajı parti yönetimi her defasında elinin tersi ile itti. bu da "madem öyle diyorsun" denilerek yapılan yeni bir hamle.
sade vatandaş olarak kanaatimce turbun büyüğü dedikleri chp çıkmıştır. hedef chp'dir. çünkü adayından bağımsız olarak iktidara tek alternatiftir.
mesaj yine alınmazsa chp "içten" ve "dıştan" elbirliği ile parti içi kaosa düşürülecek ve muhtemeldir ki bölünmeye götürülecektir. adayın kim olduğundan bağımsız olarak iktidar alternatifi olmaktan çıkartılacaktır.
mesajı yine elinin tersi ile geri çevirmek yetmez. güçlü ve kararlı bir duruş sergilenecek ve tek vücut olarak tüm bunlara karşı durulacak ve üstesinden gelinecekse ingiliz asilzadesi gibi davranmayı bırakıp chp "içinde" ihanet içinde bulunanların, daha önce genel başkanlık yapmış olanlar dahil, yüzlerine tükürülerek genel merkezden ağlata ağlata gönderilmeleri ve partiden sökülüp atılmaları gerekli ve zorunludur.
"yapamazlar, edemezler" demeyin. belki yaparlar, belki yapmazlar. o tamamen sabah kalktıklarında ne yapmak istedikleri ile ilgili bir husustur. ama yapamazlar demek mantıksız olur. hukuk öyle bizim kafamızda gönlümüzdeki imgesinden çok ama çok uzaktadır. meral akşener, ümit özdağ, sinan oğan, koray aydın'ın mhp'de başarısız seçim sonrası bahçeli'yle girdikleri mücadeleyi ve hepsinin mhp'den ayrılmak zorunda kaldıklarını hatırlayınız.