26 haziran 2024 çekya türkiye maçı

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

sametim ya :) ağır çekimlerin yıldızı aq. rakibi biçerkenki sigara uzatan bakkal ciddiyeti, topla mutlaka buluşan kafa, uzaklaşan topun o görüntüdeki anlamsızlığı. birisi samet slow motion edit yapsa keşke. sametimin elinden geleni yaptığı maçtır. bravo çocuklar.
0 favorites - -
sene 2008. avrupa kupası. ben almanya’ya tam o tarihlerde gitmişim. hayatımda ilk defa yurtdışına çıkmışım. milliyetçilik hat safhada. gurbetçilik, yurtdışındaki türkler, almanya’daki almanların türklere bakış açısı; her şeyi yeni görüyorum, algılamaya çalışıyorum.

almanya’da olalı neredeyse bir ay olacak. milliyetçilik damarlarım kabarmış. maçları mucizevi şekilde kazanıyoruz. biz kazanınca kutlama yapıyoruz, havai fişek patlatıyoruz, deli gibi seviniyoruz. almanlar kazanınca deli gibi havai fişek fırlatıp patlatıyorlar, çılgınlar gibi seviniyorlar. iş almanya-türkiye maçına gelmişti. çok farklı bir durum vardı. almanya kazanıp haddini bildirmek istiyordu. türkiye kazanıp "biz de varız" demek istiyordu. sonuç olarak almanya kazandı tabii ki. berlin’de çılgınlar gibi havai fişek patlatılıp eğlendiler.

tabii o zamanki milli takım, o zamanki türkiye, maçların mucizevi sonuçları; her şey çok farklıydı.

bu euro 2024’te kabataslak milli takım kadrosunu gördüğümde yarı finale veya finalin çok yakın olduğunu düşünüyordum. ta ki gürcistan, portekiz ve çek cumhuriyeti maçlarını izleyene kadar. ben bu kadar arkadaşlarla halı saha maçı yapıyormuş edasıyla oynanan bir futbol maçı görmedim.

resmen 11 kişinin birbirinden bağımsız oynadığı bir futbol takımı. isimler mükemmel ancak ruh koca bir sıfır. dikkat ettiyseniz maçta kimse kimseye pas vermiyor. topu önüne alan sadece şut çekiyor ve sağından solundan kimseden özür dilemeden geriye gidiyor. kimsenin kimseden haberi yok. arda’nın ilk 11’de olmaması garip bir taktik. ismail’in, samet’in oynatılması resmen facia. kağıt üstünde yarı final, final oynanması gereken takımın hak ettiği gruplardan bile çıkmamasıydı
0 favorites - -
(bkz: denizbank'ın 30 gazeteciyi almanya'ya götürmesi)

herkesi anlarım da nilay örnek ne alaka!
0 favorites - -
euro 2024 heyecanını, hatta bir avrupa kupası maçını hayatımda ilk kez stadyumdan canlı canlı yaşadığım, kazandığımız için beni ekstra mutlu eden maç.

26 haziran sabahı, istanbul'dan hannover'e yaklaşık 3 saatlik bir uçuşla vardım. almanya'da yaşayan kuzenimle birlikte hannover'den 1.5 saat mesafedeki hamburg'a, türk taraftarların konvoy halinde volksparkstadium'a gideceği, stellingen tren istasyonuna geçtik.

türk taraftarlar, bu istasyonda duran tüm tramvayları doldurmuş vaziyette, her 3-5 dakikada bir 100-150 kişi tezahüratlarla meydana iniyor, türk futbol federasyonunun organize ettiği otobüsün ses sisteminden marşlar, şarkılar çalıyor, kalabalık giderek artıyordu.

maçın başlamasına 4 saat kala, tff otobüsü önde, 30bin taraftar peşinde, bir oluruz yolunda, ölürüm türkiyem, mehteran marşı vs şarkılar, tezahüratlar derken yürüyüş başladı. bir ara bir tünele denk geldik, bizim türkler sağolsun, tam da o tünelin içinde meşaleler yanmaya başladı, etrafı sis ve yoğun koku sardı, millet geri döndü bir süre sisin ve kokunun dağılmasını bekledik. yaklaşık 1 km'lik yürüyüş esnasında taraftarlara türk bayrakları da dağıtıldı.

maçın başlamasına 3 saat kala stadın kapıları açılacaktı.

stada girerken, telefonun euro 2024 uygulamasında kayıtlı biletin qr kodu okutuluyor, öyle içeri girilebiliyordu. üst baş araması yapıldıktan sonra stada girmeye başladık.

eşimle ben stadın yan tribününün en önünden maç bileti ayarlamıştık. kuzen maalesef karaborsadan ve çekya taraftarlarına ayrılan kale arkası tribünden yer bulabilmiş, bunun için 30 euro'luk bilete 300 euro vermek zorunda kalmıştı.

yaklaşık her 5 metrede bir güvenlik görevlisi, sahaya atlaması muhtemel seyircileri durdurmak üzere bekliyorlardı. derken önce hakemler, sonra futbolcular önce zemini kontrol etmek için, daha sonra ısınmak için saha girdiler.

çekya taraftarları içinde oturan kuzen, türkiye amblemli tişörtünden dolayı tedirgindi. zira adamlar deli gibi bira içiyorlardı.

stat bir yandan yavaş yavaş dolmaya başladı. türkler önceden stadyuma girmişti, çekyalılar da kendi tribünlerinde yerlerini aldılar. istiklal marşımızı gururla söyledik, yanısıra çekyanın da ulusal marşı çaldı (ıslık olmadı). bizim marş söylenirken benim kuzenin trt-1 ekranlarına anlık olarak çıktığı bilgisi whatsapp'ına düşmüş, eş dost herkesin gözüne çarpmış, resmini çekip kuzene göndermişler, ona da bir hayli şaşırdık :)

maç başladı, ilk yarı ortalarında çekya'lı oyuncuya verilen kırmızı kartın ardından çekler çıldırdılar. hakemin muhtemelen ne anası kaldı, ne avradı. bir yandan benim kuzenin de olduğu kısımda arbede yaşanmış, kuzenin de kolundan tutmuşlar ama kendi içlerinde ayırmışlar. ikinci yarı bizim tarafa geldi, allah'tan bu konuda herhangi bir olumsuz tepkiyle karşılaşmadık.

ve o muhteşem ikinci yarı başladı, hakan'ın efsanevi stil vuruşuyla öne geçtik. sevinçten çığlıklardan ses filan kalmadı. millet birbirinin üstüne atlıyor sevinçten herkes akraba oldu. peşinden barış alper'in ortasını arda güler'in ıskalaması bizi mahvetti. özellikle arda'nın gol atamamasına çok üzüldük. sonra rölantiye aldık maçı ama bu bize pahalıya mal olabilirdi.

çeklerin attıkları golün hemen öncesinde bir taç atışı kararı vardı, sonradan özetlere konulmayan. o pozisyonda ferdi kadıoğlu'na bariz bir faul yapmışlardı, itmişlerdi adamı resmen. hakem taç atışına karar verince adamlar bir de mert günok'a faul yaparak golü attılar. uzun süre var'da incelendi ama maalesef hakemlerin ittirmesi ve eyyamcılığı ile maç 1-1'e geldi. sonrası panik bir milli takım, durmadan şişirilmeye çalışılan toplar. yerden pas yok, sanki onlar 11 kişi biz 10 kişiyiz gibi bir oyun.

oyuna giren cenk tosun ve kerem aktürkoğlu da bir türlü bekleneni veremiyordu. adamlar uzun boylu, bizim forvetler kafa topunda mümkün değil başa çıkamazdı.

bir yandan gürcistan'ın portekiz maçında galip gelmesi, hepimizi endişelendiriyordu. türkiye'yi gruptaki diğer takımlar resmen saf dışı etmeye çalışıyorlardı. yoksa gürcistan portekizi normal şartlarda asla yenemezdi bence.

belli ki; 1. portekiz 2. gürcistan 3. çekya 4. türkiye hedef buydu. ancak bu hedefi 90+4'te cenk tosun'un ayağından gelen o muhteşem gol bozdu. şansımıza iki gol de bizim tribüne yakın taraftan gerçekleşti. çok güzel bir deneyim oldu, umarım tüm futbolsever kardeşlerim, bu heyecanı hayatınızın bir yerinde yaşarsınız.

gol sonrası son dakika orkun kökçü ile bir çek oyuncu arasında sürtüşme oldu, orkun'un sevincini kaldıramadı ve hakem kırmızı gösterdi, ardından arda güler'e sarı kart gösterdi. maç da bu şekilde tam istediğimiz skorla tamamlandı ve rakibimiz avusturya oldu. gürcistan ispanya'yla eşleşti ve elendi. dün keşke portekiz de elenseydi.

maç bittikten sonra 'benim memleketim' şarkısı hepimizi çok duygulandırdı.

tekrar başladığımız yere toplu şekilde yürüdük, çekyalı taraftarlar da bizimle beraber yürürken onlar bizi alkışladı, biz de onların tezahüratlarına jest olsun diye eşlik ettik.

herşey çok güzeldi, teşekkürler milli takım.
2 favorites - -