2020 türkiye gp
Next (2) - Last Page (290)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

istanbul park, takvime kasım ayında alınması ile büyük bir hype'a uğradı. önümüzdeki sene yarışın ağustos'ta (ya da yaz aylarında) yapılması halinde cazibesini kaybeder (tabii pist, yarış takvimine girebilirse). yarış, her sene sezon sonuna yakın yapılmalı. soğuk hava ve yağmur, burada standartlaşmalı. burası kazanmaya alışmış pilotların korkulu rüyası haline gelmeli. genç, hırslı ve risk almayı seven pilotlar ve düşük bütçeli takımlar için de bulunmaz bir fırsat olmalı. fanlarına, alternatif/paralel evrende yarış izliyormuş gibi hissettirmeli. sloganı da şu olmalı: "istanbul'a hoşgeldiniz. şimdi lütfen formula 1 hakkında tüm bildiklerinizi unutun." (buradan yürüyün işte, lokmayı da ağzınıza ben mi vereyim :))
215 favorites - -
kasımın ortasında, kurtköy'de, sabahın 11'inde, asfaltı yeni dökülmüş pistte, herkes yol tutuşu yok diye şikayet ederken ferrari şov yaptı. çünkü ferrari araçlarında normalde de yol tutuşu yok.
213 favorites - -
98 dan beri izlerim bu yarışı.

22 sene bak. amerikan gp sinde sadece bridgestone kullanıcıları çıktıklarında bile ''amk amerikalıları rezil oldular püh amk'' diye düşünmedim. geçen sene almanya gp sinde ortalık kan gölüne döndü acaba kaç alman ''tüh ya rezil olduk ya'' diye düşündü?

bu eziklikle nasıl yaşıyorsunuz lan siz? cidden hayatınıza bu eziklikle nasıl devam ediyorsunuz? dönün aynaya bi bakın silkinin kendinize gelin pist sıfır asfaltlanmış pırıl pırıl üstüne formula 1 de gelsede şenlensek diye herkesin duaya çıktığı yağmur gelmiş siz aman rezil olduk diye dizlerinizi dövüyorsunuz.

raikkonen reyizinde dediği gibi ''evet şartlar kötü ama herkese aynı.''

hamilton dediğiniz çapsız motorundan, lastiğinden ağlayıp en hızlı turu atan karaktersiz götün biri. öyle en çok gp kazanmayla efsane olunmuyor madem efsane ağlamak yerine çıksın efsane nasıl olunuyor onu göstersin koduğumun götü.

yarış sonrası edit: dedik işte klasik hamilton ağlaya ağlaya kazandı. yaşın verdiği olgunluk ve tecrübe böyle birşey işte. pist kuruyana kadar sakin sakin vetteli takip etti pist kurudukça yükseldi ve yarışı kazandı. yok ki mercedes gibi bir araba daha çapını görelim pezevengin. en çok buna üzülüyorum.

verstappen de hamilton gibi sakin başlasa bu kadar geriye düşmezdi belki de kazancaktı. ama yok duramıyor pezevenk olmadık yerde atağa çıkıp 300 km ile spin atıyor hayvan. birinin telsizden buna ''yavaş oğlum, aman sakin, çüşşşşş, brüüüss.'' demesi lazım.
219 favorites - -
senelerdir f1 izlerim ne kazalar ne iptal edilen yarışlar ne aksaklıklar gördüm ama bir kere bile aklımdan yarışın yapıldığı şehrin ya da ülkenin ya da insanlarının hakkında "mk rezilleri" diye bir düşünce geçmedi. aşırı ama aşırı şekilde aşağılık kompleksi var bizim insanlarımızda şaka değil ciddi bir tedaviye ihtiyacınız var arkadaşlar
197 favorites - -
151 favorites - -
yalnız spikerin bütün şampiyonları sayıp tam son düzlükte 2020 şampiyonunu tam doğru zamanda anlatması bir spikerin gövde gösterisidir.
97 favorites - -
- yağmur mu yağıyor?
- hayır efendim hamilton ağlıyor! *

çıldırıyorummm
127 favorites - -
ver arabayı altıma aracın gücü neyse o sırayı alayım yok öyle bir dünya. taktik, yol, yağmur, çiğ pilotlar unutmuşlar bu kavramları galiba kan istiyoruz biz rekabet mücadele taktik istiyoruz. mercedese binen birinci olur değil.
86 favorites - -
bu pist kötü diye ağlayan arkadaşlar ve ota boka ağlayan hamilton'ın açıklamasına bakıp "ühüü rezil oldukçu" arkadaşlar muhtemelen hayatlarında ilk defa f1 izleyen arkadaşlar.

pistin iyi veya kötü olmasının sorumlusu biz değiliz. önceki entrymde belirtmiştim ben bu işin içinde bir zaman olmuş birisiyim. otomobil sporları organizasyonunlarında sizler yerel karar alıcılar olarak (bakanlık, tosfed, ibb vs.) sadece fia'nın direktiflerini sahaya uygulamakla yükümlüsünüz ki bu yükümlülük öyle yarıştan 2 gün önce değil, aylar öncesinde başlar. teknik ve sportif konularda fia; orgnizasyon, medya vs. konularda da f1 yönetiminin direktifleri uygulanır. sizin pistiniz fia takvimindeyse (grade 1 status) o yıl içinde pistte yapacağınız her etkinlikten fia'yı haberdar etmek zorundasınız ve örneğin devasa araçların taklalar atarak şov yaptığı monster jam gibi organizasyonları piste zarar vereceği için istanbulpark'da düzenleyemezsiniz ya da en azından pist bölümünde düzenleyemezsiniz. gidin otopark alanında düzenleyin ona kimse birşey demez. yarış haftasonundan 3-4 hafta önce de fia resmen piste el koyar ve onlardan habersiz pistte kuş bile uçamaz! normal bir gün içerisinde dahi her şey race control dediğimiz odadan sürekli gözetlenir. piste bir görevli aracı çıkacağı zaman bile race controlün onayıyla anca çıkış yapabilir. he burada bu 1 ay boyunca fia yetkilisi hans veya michael beklemez tabii ki. şu an pistin işletmecisi olan intercity'nin yetkilileri bu süreci yürütür ancak bu işleri öyle kimsenin kafasına göre yapamayacağını ve hassas süreçler olduğunu anlamanız gerekiyor.

antremanlar, sıralama turları ve hatta yarış içerisinde de hiçbir fia yetkilisi doğrudan pist içerisindeki operasyona müdahale etmez. yarış sırasındaki tüm operasyon tosfed direktörleri tarafından sahadaki tosfed gözetmenleriyle (turuncu-mavi tulumlu arkadaşlar) yapılır. evet yarış içerisindeki bayrakların gösterilme sorumluluğu fia'nın değil, sahadaki gözetmenlerin ve race control'deki tosfed direktörünün ve hatta muhtemelen hepinizin tanıdığı serhan acar'ın insifiyatindedir (serhan cuma antremanlarında race control'deydi ama cumartesi-pazar sunuculuk yapacak) çünkü f1 sunucusu olarak tanıdığımız serhan acar aynı zamanda tosfed genel sekreteri, yarış komiseri ve direktörüdür. eski ralli pilotları, eski pist pilotları falan da genelde hep tosfed gözetmenliği, direktörülüğü-yarış komiserliği yaparlar ve bu işler çok ciddi eğitim ve deneyimlerle yapılabilen işlerdir. race control'de yarışa dolaylı yoldan müdahale eden bir de yarış operasyon direktörü vardır ki bu kişi de kaza yapan bir aracın pist dışına çekilirken ki operasyonu yönetmekten sorumludur ya da ne bileyim itfaiye ve ambulans gibi yarışın arka planındaki operasyonu yönetir. mesela cuma günü ilk antreman gününde carlos sainz jr (turuncu mclaren otomobil)'ın pistin kenarında kalmasıyla pist kenarındaki turuncu tulumlu görevlilerin hemen piste atlamadıklarını, bir süre beklediklerini görmüşsünüzdür. işte o arkadaşlar o sırada race controldeki telsizden "çık" komutunu bekliyorlardı. yani askerdeki gibi, basit ya da sorumluluğunuz dışında komut gelmeden kafanıza göre hareket edemezsiniz.

fia'nın yarış esnasında bile özellikle operasyonel süreçlere doğrudan müdahale etmediğini söylemiştim ancak fia her zaman arkada tetikte bekler ve ne zaman yerel direktörler (tosfed direktörleri) hatalar yapmaya başlar, örneğin serhan acar kontrolündeki bayrak-kule ekipleri fazla sayıda bayrak hataları yapar ki bu güne kadar olmadı böyle birşey. yıl sonu değerlendirmelerde türkiye 2005'den beri organizasyonlarda aldığı puanlarla tüm ülkelerin önünde, ilk 3'de ve çoğu zaman da 1. sırda yer aldı. serhan acar'ın çoğu zaman dediği gibi; fia'nın bize güveni tam o yüzden bize çok dokunmuyorlar ama her an tetikte bekliyorlar. hatalar yaşanmaya ve artmaya başlarsa o zaman fia yetkilileri "hacı sen kalk o koltuktan kumanda panelini ve telsizi de bana ver) diyerek direkt müdahale ederler. bunların dışında ise yarışın durdurulması, güvenlik aracının girmesi gibi yarışı doğrudan ilgilendirecek kararların hepsini fia alır. aslında tüm tosfed ve intercity görevlileri de yarış haftasonunda fia elemanı gibi çalışır. onlar ne derse onu yaparlar.

bunları açıklamamın sebebi; pist dışında kalan bir aracın hatta araçtan kopan ufak bir parçanın dahi pistin dışından alınması için fia'nın (ya da fia kontrolğnde olan yerel yetkililerin) talimatı gerekir. kimse kafasına göre hiçbirşey yapamaz.

gelelim pist meselesine. haberlere göre pisti incelemeye gelen fia ekibi pistte bu haliyle yarış yapılabileceği raporu çıkartmış ancak ulaştırma bakanlığınca "biz pisti yenileyebiliriz" teklifi ve isteği gelince de hayır dememişler. şimdi bazıları sanıyor ki karayolları genel müdürlüğü asfalt ekipleri gelip oraya asfalt döktü. arkadaşlar bu karar alındıktan sonra pistin tasarımından sorumlu fia onaylı ve dünyadaki bir çok pisti yapan hermann tilke'nin mühendislik şirketi hemen proje çıkartıp (yenileme çalışması nasıl olacak? hangi ham maddeler kullanılacak? vs.) fia teknik onayını da aldıktan sonra kygm işçileri ve ekipmanlarıyla pist yenileme çalışması yaptılar. hatta bir haberde, hemann tilke'nin asfalt-pist mühendisleri ve fia teknik kontrol ekibiyle birlikte asfalt malzemesinin çıkartıldığı madene kadar kontrol ettikleri yazıyordu. yani kısacası süreç öyle sizin sandığınız kadar "kygm rezil asfalt döktü yeaa" kadar basit değil. kygm ve bağlı olduğu ulaştırma bakanlığı işin teknik kısmını değil, kaba tabirle amelelik kısmını üstlendi. çöken binalardan da işçiler değil, müteahitler sorumludur unutmamak gerek.

benim yaşananlarla ilgili tahminim ise şöyle. pandemi nedeniyle 2020 yarış takvimini oluşturmakta çok zorlanan fia ve f1 yönetimi bu yıla özel örneğin italyada 3 farklı yarış yapmak zorunda kaldı ve takvime giripte siyasi kriz nedeniyle yarışı yapamayacağını açıklayan vietman'ım yerine acilen bir yarış koyması gerektiği için türkiye'yi kabul ettiler ki bu zaten tahmin değil bilinen birşey. zaten son 3 ay kala türkiye gp'sinin yapılacağı açıklanınca da siz bırakın 3 ayda aslaft yenilemeyi, organizasyonu bile doğru düzgün yetiştiremezsiniz. buna rağmen türkiye ve fia bu asfalt yenileme işine girip, artık planlama hatası mı dersiniz yoksa ucu ucuna yetişti mi dersiniz bilmiyorum ama yaşanan bu durum ortaya çıktı.

bu arada pistin durumunu bu kadar abartacsk birşey de yok. her yeni pistte benzer şeyler olur ancak bizdeki diğer bir hata ya da şanssızlıl, normalde 7 yıl boyunca mayıs-haziran gibi sıcak havalarda yapılan türkie gp'sinin bu yılki koşullar nedeniyle sonbahar hatta kışa kalması oldu. pistin bulunduğu tuzla-akfırat bölgesi zaten rakımı yüksek bir bölge ve coğrafya nedeniyle yağmur geçişlerinin, çiğ-kırağı gibi etkenlerin yoğun olduğu bir bölge. işte tüm bu etmenler birleşince pist henüz ısınamadı ve çok da abartılmaması gereken durumlar yaşandı. bu gp kasımda değilde mayıs-eylül arası yapılsaydı ya da 2 ay önce değil de 5 ay önce türkiyr gp'si takvime dahil edilseydi ya da hava sıcaklığı istanbulda 13 derece değil de 19 derece olsaydı şu an bunları konuşmayacaktık.

ancak tekrar söylüyorum yaşananları bu kadar abartmayın. f1' i düzenli takip edenlerin gözleri ne yarışlar, ne rezillikler gördü.
104 favorites - -
vatandaşımızın akıl almaz aşağılık kompleksinden, “aydın”lık kisvesi altında nasıl zır cahil olabildiğinden dem vuracağım, zaman zaman agresifleşeceğim bir yazı olacak. şimdiden kusura bakmayın.

türkiye gp haftasonunun ilk iki günlük analizini yapmadan önce, bahsettiğim cahilliği tamamen konudan bağımsız bir anı ile açıklamaya çalışayım.

bir süre önce, istanbul’da yoğun bir yağmur yağdı. düşük rakımlı bölgelerde derin su birikintileri oluştu, trafik felç oldu vesaire. bu günün akşamında arkadaş grubumuz ile oturduk sohbet ediyoruz. kendini ülkenin parlak bireylerinden sanan, insanları “cahillik” ile eleştiren, bahsi geçen her konuda bilir kişi edası ile yorum yapmaya çalışan bir bireyin ağzından şöyle bir söz çıktı; “bu olay amerika’da olsa ne senatör kalır ne vali. hepsi akşamına istifayı verir”

bak ben amerika’nın en medeni eyaleti california’da, los angeles gibi ülkenin en büyük ikinci şehrinde yaşadım. öyle hoolywood gibi varoş bir muhitte de değil. westwood’da kaldım (gerçi elalem, gece tek başına yürümeye tırsacağın hoolywood’u da elit muhit sanıyor. o ayrı komedi)

bakın los angeles’ta herhangi bir yağmur altyapısı yoktur. en ufak yağmurda şehir beline gelecek su birikintileriyle dolar. yollar desen hamile eşinle arabayla gitsen düşük riski oluşturacak boyutta bozuktur. şehrin genel trafiğinin de “rush hour” döneminde istanbul’dan hiç bir farkı yoktur. kimse de bu tür problemlerde istifa falan etmez. aksine bahsi bile açılmaz.

kısacası; bilmiş bilmiş yorum yapmadan önce, “benim de bir fikrim var, ben de anlarım bu işten” ahkamını kesmeden önce otur bir araştır. hadi bu aydın görünümlü cahiller yazmış. bi de 100’lerce geri zekalı bunu favorileyip, beğenmiş. nasıl bir kafadır bu inan anlamlandıramıyorum. (bunu yazan tiplerin de f1 ile ilgili tek entrysi bu. seneler içinde hiç bir fikri yok paylaşabileceği.)

gelelim f1’e; aktif takip ettiğim son 25 yılda gerçekleşen en sıkıcı, rekabetten uzak sezonu izliyoruz. tek bir takım dominasyonunda, hatta bu takım içinde bulunan iki pilotun kendi arasında rekabetine bile izin verilmeyen sezondur 2020.

sezonun geri kalan dönemi özet olarak şu şekilde işledi;

- sıralama turları dahilinde iki mercedes kapıştı.
- cumartesi günü galibi hamilton ise, pole’den başlayıp 1 saat 45 dakika ekrana gelmeden yarışı kazandı.
- cumartesi gününü bottas kazandı ise, hamilton 10. tur itibari ile telsizden ağlamaya başladı. bir şekilde takım direktifleri, pit-stop ve lastik tercihleri ile hamilton bottasın önüne taşındı.

istanbul gp ise 3 antreman ve 1 sıralama seansı sonunda aylardır yaşadığımız iskenceye bir tepki gibi şu an. f1 hakkında yorum yapılan her fan sitesi yarın için heyecanlı. kuvvetle muhtemel sezonun en keyifli yarışı olacak. hatta bunun sonunda yüksek olasılık ile sezonun şampiyonu belli olacak.

geri zekalının teki sıralama turunun kırmızı bayrak ile durdurulmasını ilk kez gördüğünü yazmış.

- sadece bu sezon toplam 3 kez kırmızı bayrak ile yarış durduruldu.

başka bir geri zekalı’nın düşüncesi; 7 kez dünya şampiyonu olması muhtemel, pole rekortmeni, bu sezon her yarışta ilk 2’de bulunan pilot bile ilk 5’e girememiş bu yüzden dünyaya rezil olmuşuz (bu nasıl bir yorumdur. lan hayatında kaç yarış izledin de bilir kişi ayağında buraya yazı yazıyorsun.)

- geçen senelerde şampiyon olan hamilton’a, hem de şampiyon olduğu yarışta verstappen tarafından tur bindirildi.

en büyük geri zekalı ise demiş ki; pisti türkiye olarak liyakata önem vermeden amatörce tasarlamışız.

- pistin tasarımcısı: hermann tikke.
hermann tilke’nin tasarladığı diğer pistler:

* 1995: a1 ring
* 1999: sepang ınternational circuit
* 2004: bahrain ınternational circuit
* 2004: shanghai ınternational circuit
* 2005: ıstanbul park
* 2006: beijing ınternational streetcircuit
* 2007: bucharest ring
* 2008: marina bay street circuit
* 2008: kandavas kartodroms
* 2008: valencia street circuit
* 2008: lippo village ınternational formula circuit
* 2009: yas marina circuit
* 2009: ciudad del motor de aragón
* 2010: dublin street circuit
* 2010: korea ınternational circuit
* 2010: moscow raceway
* 2010: kazakhstan motorcity
* 2010: atlanta motorsports park
* 2011: buddh ınternational circuit
* 2012: circuit of the americas
* 2013: port ımperial street circuit
* 2013: autodromo y centro cultural motorpark
* 2014: sochi autodrom
* 2014: osijek - tvrda
* 2014: bistra - zagreb
* 2014: chang ınternational circuit
* 2016: baku city circuit
* 2018: circuito de albacete

neyse sonuç olarak: farklı isimlerin grid’de önde olması, özellikle her hangi bir rekabetin bulunmadığı bu tarz sezonlarda sevilir. merak etmeyin kimseye rezil olmadık, bu sezona renk verecek muhteşem bir yarış yarın bizi bekliyor. izleyin ve keyfini çıkarın.
129 favorites - -
Next (2) - Last Page (290)