biz zamanlar bütün sünnetlik çocukların rüyası idi. ne play station ne de bir bilgisayar sahip olabileceğiniz en değerli, en eğlenceli şey oydu. bunu için kırk taklalar atılır, gerekirse sünnet çocuğunu konvoyda dolaştıran arabanın kapıları kitlenir, söz alınmadan arabadan inilmezdi.
bana da alınmıştı sünnet düğünümde bir 18 vitesli bisiklet, ne var ki o zamanlar 6 yaşında olduğum için 9 yaşına kadar ben ona değil o bana binmişti. binebilmek için yüksek bir yer arardım destek alacak, ya bir merdiven basamağı ya da bir taş, ama inerken ayağım yere yetişmediği için çoğu kez de talihsiz kazalar yaşamıştım.