16 aralık 2005 orhan pamuk duruşması

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

turk adaletinin avrupa'dan tirsip durakladigi, kemkum ettigi durusmadir. tum bunlar 15 sene once olsaydi orhan pamuk'un ranzasi ismail besikci'nin yaninda hazirdi, ancak pamuk oyuna girecegi ani cok iyi bilen, avrupa'da bir edebiyat markasi yaratmanin hangi surecleri gerektirdigini cok iyi ozumsemis, tum adalet bakanligi personelinin toplam iq'sunu asan, zeki bir vatandastir. necip turk yargisi bunu hesaba katamamistir. ve madara olmustur. sirf bu taktik zeka farki yuzunden enis batur mahalli bir yazar olarak kalmisken, orhan pamuk marquez'le enseye tokat kanka muhabbeti koyan uluslarasi bir edebiyat devi haline donusmustur. -adam guardian'in neredeyse correspondent'i oldu be arkadas. saf zeka dedikleri budur iste.

pamuk'un ustune saldirtilan suruye gelince... goruyoruz ki demokrat cenahta bir endise hali var. bence o kadar endiseye gerek yok, kuru gurultudur bu saldirgan guruhun yaptigi... malumdur zekanin yetmedigi yerde kabalik devreye girer, ancak 70lerde yasamiyoruz ve ulku ocaklari kurdurup, silahlandirip, orgutlenen halkin, aydinlarin, biliminsanlarinin uzerine saldirtmak gibi cozumler, benzeri cozumler gunumuzde islemez. turk oligarsisi cikarlari icin gerekirse baska silahli ceteler kurdurup bu fasistleri ortadan kaldiracak kadar acimasizdir, o yuzden gecmiste satirsiz gezmeyen ulkuculer simdi ancak arabaya yumurta falan atabiliyorlar, bellerindeki silahlari eskisi kadar kolayca cikaramiyorlar. ab hedefi oligopol sirketler icin devasa oneme sahiptir, bu yuzden kimse orhan pamuk'un kilina dokunamaz...
0 favorites - -
orhan pamuk'un yapamadığı savunmasının ana hatlarına the new yorker'dan ulaşılabilen duruşma.
http://www.newyorker.com/…icles/051219ta_talk_pamuk
0 favorites - -
tamam; şöyle yapalım. bir insan bir düşünceyi dile getirmek zorunda ise. yani ifade edemezse yüreği parçalanacak, günleri uykusuz geçecek, beyni eriyecekse; ne pahasına olursa olsun söylenmesi gereken söylenmelidir. dünya önemli değil. çıkan şek öznelliğin cehenneme bakan yanından damlayan bir yarım his...fakat bir insan söylediği şeyleri söylemesi için para aldıysa (orhan pamuk para almıştır demiyorum) ya da belirli bir kulübün üyesi olmak için, birilerine hoş görünmek için ki bu birileri annesi veya babası veya çocuğu olabilir; olay bir insanlık suçudur. politik bağlamda güçlü olan insanlar(iki insan arasında ki -bütün ilişki ağı çerçevesinde değerlendirildiğinde) konuşmalarında belirli alanların hissiyatını dikkate almak zorunda olmayabilir. ama hukuk kurallarını oluşturan dinamikler, her coğrafyanın kendi kültürel etkileşimlerinden doğan belirli alışkanlıklar sayesinde kağıt üzerine işlemiştir. savaşlar, ölümler, parçalanmalar, ayrılıklar, isyanlar, sosyal eşitsizlik, sivrisinekler, cinsel açmazlar, öğrenci olmanın zorlukları, feodal yapılanma, istanbul merkezli düşünme, vs tarzı; ilişkilenmelerden ortaya çıkan ve belkide bu zorlukların süregelmesinde rol oynayan hukuksal yapı, kendine kurban olarak sanıkları değil tanıklar seçer. çünkü bizler üzüntüden ölebilecek insanlarız...1994'te fulya'da bir belediye çukuruna düşmüştüm, yakın bir arkadaşımla boks maçı yapmak üzere beşiktaşın tesislerine doğru gidiyordum. çukurdan çıkmam yirmi dakikamı aldı. bir isveçli asla o çukurdan çıkamazdı. bu istanbul'da hayatta kalabilmek için beslenen bir alt benliğin ürünüydü...hayatlarımız iyi ile kötüyü umursamadan yok edecek gölgelerin bizi sahiplenmesiyle parıldıyor. camda ki leke gibiyiz... orhan bunları bilmiyor olamaz. bilmiyorsa bu adamın tüm yaratımı bilim kurgu edebiyatının ucuz bir alanıdır. philip k. dick'in "özgür radyosu" bu gezegende yazılmış en iyi -insan vs siyasi güç' alt metinli eserlerden biridir. asimov'dan bester'e bu janr; çok gelişmiş bir zeka denizinin parçası. yani günün sonunda ulaşabildiği o tarz bir başarıda yok orhan'ın, sıradan ikilikler...bence orhan bir şeyleri fark etti, düşünce yapısını değiştirdi veya "bu ülkede yaşamaktan nefret ediyorum" imalı cümleler kurarken başka bir olasılıkla yüzleşti; sorun ya da çözüm herneyse, bunun içsel bir dışavurum zorunluluğundan kaynaklandığına inanmak istiyorum. aslında umrumda değil, bu adam her konuda yorum yapabilir. ama sipariş üzerine şekillendiriyorsa gerçeği, bu adam iyi bir yazar değil.
0 favorites - -
sanki herşey planlı,ayarlanmış hissi veriyor ;neden bilmiyorum.başrol için kimi seçeceklerine nasıl karar verdiler acaba.neden bilmiyorum ;ama bu kurgu bana biraz garip geliyor!
0 favorites - -
4 ocak tarihli milliyet'ten, komedi filmi tadinda dava sureci:
yazar orhan pamuk hakkındaki davanın merakla beklenen sonucu yargı bürokrasisine takıldı.
dava süreci, pamuk'un söylediği iddia edilen "türkiye'de 1 milyon ermeni, 30 bin kürt öldürüldü" sözlerine yapılan suç duyurusuyla başladı. pamuk'un "türklüğe hakaret" ettiği iddiasıyla tck'nın 301. maddesinden başlatılan soruşturma, davaya dönüştü. "yargılama izni" vermeyerek süreci baştan durdurmayan adalet bakanlığı'nın tutumu nedeniyle açılan davanın sonlanmasını sağlayabilecek yargıtay kararı da, bir hafta boyunca 200 metre mesafedeki bakanlığa gönderilemedi (bkz: #8708808). bakan cemil çiçek'in önceki akşam "tebliğ edilmesini bekliyoruz" dediği karar, ilgili dairenin 5 imzayı bir haftada tamamlayabilmesinden dolayı, ancak dün akşam bakanlığa gönderilebildi.

yeni tck'lı yanıt
ilk günden bu yana yaşanan süreç özetle şöyle:
yürürlükten kalkan tck'da, soruşturulması adalet bakanı'nın iznine bağlı olan suçla ilgili şişli başsavcılığı'nın 17 mayıs'ta yaptığı izin başvurusu, yeni tck'nın yürürlüğe girdiği 8 haziran'da bakanlıkça yanıtlandı. bakanlık, 1 haziran'dan önce yargılamaya izin vermeme yetkisinin bulunduğu davayla ilgili olarak "yetkisinin kalmadığını" belirterek topu savcılığa attı.
savcılık, 30 haziran'da dava açtı. ancak şişli 2. asliye ceza mahkemesi, 2 aralık'ta, 1 haziran'dan önce işlenen suçla ilgili bakanlık izni olmadan yargılama yapamayacağını kararlaştırdı.
2 aralık'taki yargılamayı durdurma kararı, ancak 14 aralık'ta postaya verildi.
karar, 17 aralık'ta bakanlığa ulaştı. ancak daha önce "eski tck'daki yetkisinin yeni tck'da kaldırıldığını" savunan bakanlık, aynı nitelikteki farklı bir davada yetkili olup olmadığını belirlemesi için dosyayı yargıtay'a gönderdiğinden, çiçek buradan çıkacak yorumu beklemeye başladı.
yargıtay 9. ceza dairesi, 27 aralık 'ta beklenen kararını verdi ve 1 haziran'dan önce gerçekleşmiş 301. madde kapsamındaki fiiller bakımından yargılama izni verip vermeme konusunda adalet bakanlığı'nın yetkili olduğunu hükme bağladı.
gayri resmi kararın bir örneği aynı gün bakanlığa iletildi. ancak bakanlık, beklenmesinin zorunlu olmamasına rağmen yargıtay'ın resmi kararını beklemeyi tercih etti.
yargıtay 9. ceza dairesi de, 27 aralık'ta verdiği kararı düne kadar yargıtay başsavcılığı'na göndermedi. heyette yer alan 5 üyenin imzaları, ancak dün tamamlandığından, karar dün öğleden sonra daireyle aynı binada yer alan yargıtay başsavcılığı'na iletildi.
itiraz etme hakkı bulunmasına rağmen, itiraz etmeyen başsavcılık da, kararı öğleden sonra kuryeyle karşı kaldırımda bulunan, yargıtay'a yaklaşık 200 metre mesafedeki adalet bakanlığı'na gönderdi.
0 favorites - -