15 kasım 2006 lordlar kamarası avam kamarası maçı

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

biz lordların, avam takımına 7-5 yenildiğimiz maç.

depeyi kardeşimiz bunu ukte olarak vermiş ukte notu olarakta; "dün görüşülen kurala göre, yenilen takım açıyodu başlığı....hadi bakalım buyrun beyler :) ahahaha nası koduk" diye buyurmuş.

yer aynı mekan aynı kadrolar biraz değişikti bu sefer. (bkz: 8 kasim 2006 yeniceriler eskinci ocagi maci)

lordlar kamarası: sedge, devam dercesine, oldpunk, cagrika, tathar, rancid rabbit, gresiela
avam kamarası: çağrı, peperuhi, anıl, depeyi, agk, etsw, genç kızların sevgilisi kamil.

maç, adı üstünde avamların, sevgili devam dercesine yoğun sataşmalarıyla başladı, bu gencecik körpeyi dışladıkları yetmiyormuş gibi birde maç boyunca satılmış, satılmış diye bağırdılar, ama biz yine yüce gönüllüğümüzü gösterip devam dercesine yi bağrımıza bastık. birde ben anlamış değilim kardeşim bizim kadro neden sürekli değişiyor, bir türlü dikiş tutturamadık şu takım kadrolarında.
bu işte peperuhi nin kesin bir parmağı var ama durun bakalım onuda çözecem.
not: telvin'in yokluğunu acayip hissettik, önümüzdeki maça yetiştirilmesi için kulup doktorlarına talimat verdim.
0 favorites - -
bu maç için “çok karmaşık duygulara gark olduğum bir maçtı, bir yanda yetiştiğim takım, diğer yanda ise bana kucak açan güzide bir ekip” demek isterdim ama diyemiyorum zira şaşkınlıklar içerisindeyim şu anda. hayatım boyunca, “çevremde gelişen olayların sorumlusu ben olamam, hayır hayır, böyle bir yükü kaldıramam ben” diye kendimi teskin etmeye çalışıyorum ama her şey üzerime üzerime geliyor. dün oturduk saydık, 11 haftadır maç yapıyormuşuz daha tek bir galibiyet yüzü görmüş değilim. nereye gitsem, nerde oynasam hüsran. artık kalbime ağrılar çöküyor düşündükçe.

neyse, maça geçelim. maçın başlamasıyla birlikte gerçekten de değişik bir oyun yapısına sahip bir takıma geldiğimi anladım. yani ömer üründül gelip bir maçımızı izlese, “bloklar arası bağlantı” falan derken ortada blok, mlok olmadığını, takımın diziliminin cagrika-maç öncesinde sahada eşofmanla gezinip yanındaki arkadaşıyla geyikleyen futbolcu görünümlü 5 kişi-sedge şeklinde olduğunu görüp gözyaşlarına hakim olamazdı.

maçta dakikalar 13’ü gösterirken yeni takım arkadaşım acar forvet sedge, kadim dostum depeyi’nin kaval kemiğinde, söz konusu kemiği direk kavala çevirmek istercecine bir delik açma girişiminde bulundu. ben hemen halı saha yönetimine tedavi amacıyla başvurmak üzere yola çıktım, arada bir orta saha mücadelesine katıldım, bir top kazanıp takım arkadaşıma teslim ettim ve odaya ulaştım sonunda. halı sahacı mehmet abi’ye “abi sprey var mı sizde, arkadaş şey oldu da” diye başvurdum. o sırada scrable oynamakta olan mehmet abi “yaaa o yok bizde” dedi ve arkadaşına “hah, ne yazdın sen şimdi oraya?” diyerek oyuna devam etti. sahaya döndüğümde aldığı darbenin etkisiyle kale arkasında acılar içerisinde kıvranan depeyi’nin etrafında toplanan kalabalığın depeyi’nin çorabını çıkarmasıyla birlikte usulca dağıldığını gördüm. bu noktada görev tathar’a düştü, kendisi depeyi’nin ayağını havaya dikip parmak altı nahiyesinden aşağı doğru esnetti. ben bakamadım.

maç bizlere yine gabriela sabatini’den esintiler sunan giysisiyle agk için ise ilk on dakikada “oğlum sen şimdi karşı takımda mısın la? harbi mi la?” diye şaşırmakla, kalan dakikalarda ise mütemadiyen “vay şerefsiz, satılmış” diyerek bana sataşmakla geçti. naptıysam, ne dediysem anlatamadım durumu. iletişim kurma çabasının zaman zaman çok renkli olabildiği, gerçekten de ilginç bir insan kendisi.

ya onu bunu bırak da asıl galip gelmemiz durumunda orhan bobinaj sponsorluğunda içeceğim iki biranın yalan olmasına yanıyorum ben.
0 favorites - -
bir önceki maçta yaşanan çirkin olayların (bkz: #10247805) tekrar etmemiş olmasıyla bizleri sevindiren, ancak aldığımız mağlubiyetle rakibimizle aramızdaki farkın üç puan daha azalmasına neden olan maç.

maçın dönüm noktası ilk yarının ortalarında yaşandı. ortada fol yok yomurta yokken kendini yere atan ve acı çekiyormuş gibi tospağa pozisyonu alan depeyi, eski takım arkadaşı devam dercesine kardeşimizi mental olarak baskı altına aldı.

maç devam ederken saha kenarına gidip depeyiyle ilgilenen devam dercesinenin oyundan düştüğü yetmezmiş gibi maç durduruldu ve herkes oraya toplandı. depeyi asıl ölümcül darbesini orda vurdu.

“abi tekmeden sonra kramp giriyo” gibi futbol tarihinde görülmemiş, tıp literatüründe yeri olmayan bi şikayet uyduran avam kamarasının defans oyuncusu, “numara yapıyo pezevenk” diye düşünen ben ve ne düşündüğünü anlayamadığım gresiela hariç tüm takım arkadaşlarımı etkilemişti.

hatta tathar, üzüntünün de etkisiyle olsa gerek, depeyinin ayağına yapışarak (burada gözünüzün --ya da burnunuzun-- önüne asla su değdirilmeyip üç günde bir mestin üzerine mesh edilen bir ayak getirin) masajısımsı bir şeyler yapmaya çalıştı. işlem bittiğinde hem o, hem de güvenlik mesafesine çekilmeyen devam dercesine daha bir boş bakar oldular.

bu tathar böyle zaten. koca maçı elleri belinde santra noktasında geçirir, aksiyon oldu mu, muhabbet oldu mu herkesten önce olay mahallinde biter.

şimdi ben bunları anlatınca diyeceksiniz ki “al işte, gene beyhude mağlubiyete kılıf uydurma çabaları,” ki haklısınız. bu yenilgilerin bir sebebi olmalı, zira bizim bu adamlarla 10 maç oynasak 11 kez kazanmamız lazım.

içlerinde tek düzgün adam sezon başında arkadaş kontenjanından takıma girip geçen haftalar içinde futbolun büyüsüyle tanışan agk. 10 hafta önce “manyak mısınız lan her hafta oynanır mı bu bok,” diyen bu adam artık top sürüyor, ronaldinhovari çalımlar atıyor, duran toplarda pozisyon alıyor. bunca zaman kimseye faydamız olmadıysa bile bu gencin kalbine futbol sevgisi aşıladık.

sözün özü iki haftadır şaşırtıcı biçimde kaybediyoruz. önümüzde iki seçenek var, ya oyuncular kendilerine çeki düzen verecekler, ya da kadroda revizyona gidilecek. ben dahil kimse klübün üstünde değildir, takımın menfaatleri neyi gerektiriyorsa o yapılacaktır.
0 favorites - -