sanki ortada durduk yere trabzon'lular saldırganlaşmış gibi davrananlara laf anlatmaya çalışmak, bu şahısları muhatap almak, bunları insan yerine koymak, bu zatı muhteremlere haketmedikleri bir iltifatta bulunmaktır. fenerbahçe şike yapmıştır ve sonrasında bu ülkenin bütün ahlaksızlığı ve samimiyetsizliğinin bayraktarı konumuna gelmiştir. bu konuda fenerbahçe camiası elbet yalnız değildir, bu topraklar üzerinde yaşayan yığınların geneli de en az fenerbahçeliler kadar ahlaksız ve samimiyetsiz bir profil çizmektedir gözümde. ama fenerbahçe camiasını diğerlerinden ayıran özelliği, bu rezilliği kucaklama ve her yönüyle meşrulaştırma konusundaki ısrarlı, insafsızca ve yüzsüzce azmidir. buna karşılık 1461 trabzon takımının bu maçtaki mücadelesi kalbi taş tutmamış herhangi birisinin kaçınılmaz bir şekilde takdirini kazanacak seviyede olmuştur. sahaya atılan yabancı maddeler 1461 trabzon takımına faydadan çok zarar vermiştir belki ama böylesine bir ortamda da artık trabzonspor'luların herşeyi unutup bir şey olmamışçasına kendilerini kandırmalarını beklemek de tam anlamıyla mallıktır. daha dün 15 yıllık yakın bir arkadaşımla olan ilişkimi gözümü kırpmadan bitirdim bu yüzden. çünkü o artık benim gözümde insan sıfatını hakedecek asgari bir saygınlığa sahip değil. 2010-2011 sezonunda yaşananlar trabzon şehri ayakta olduğu sürece unutulmayacaktır. bu nedenle trabzonspor-fenerbahçe camiaları arasında her geçen gün artan bir düzeyde her daim bir düşmanlık olacaktır. aynı şekilde sistemin fenerbahçeyi kayırmaya devam ettiği ölçüde trabzon şehriyle türkiye'nin kalanı arasındaki bağlar da benzer bir şekilde zayıflayacaktır. bunu görmemek için kör olmak lazım. umarım tuttuğunuz takım üzerinden sağladığınız sikindirik ego tatmini buna değiyordur. siz kendinizi kandırmaya devam edebilirsiniz, işinize gelmeyen şeyleri dakikasında unutabilirsiniz ama bu gerginlik artık hayatınızın bir parçası, bunu kabullenin. sanki kendiniz sütten çıkmış ak kaşıklarmışsınız gibi sevgi-saygı-seviye vb gibi samimiyetsiz argümanlarınızla şurada yüzbinlerce kişinin ortasında ben maloğlu malım diye anırıp durmayın artık.
1461 trabzon'un gücü ölçüsünde iyi mücadele ettiği ve direndiği maç. bu tür maçlar 1461 trabzon takımının tecrübe kazanması için önemli bir fırsat. kupayı almak, gruptan çıkmak gibi bir hedef gerçekçi değil zaten. ama bu maçlarda kazandıkları tecrübe gruptan çıkmak kadar değerli. gelelim işin olaylar kısmına. trabzonspor taraftarının malum süreci protesto etmek sonuna kadar hakkıdır. ortada resmen bir komedi var. fakat protesto etmek sahaya bir şeyler atmadan, maçın gidişatını sabote etmeden de yapılabilir. ayrıca trabzonspor taraftarı her hafta sonu protesto yürüyüşü yapıyor. acaba dün maçta sahaya bir şeyler atanlardan kaç tanesi bu yürüyüşlere, eylemlere katılıyor? trabzonspor taraftarı malum sürece tepki göstermekte, protesto etmede sonuna kadar haklıdır. bunu pişkin pişkin eleştirenler var. caner erkin eskişehir maçında haksız bir kırmızı kart gördüğünde ne tepkiler verilmişti? yaşanan süreç ortada. adli makamlar ve sportif makamlar süreci incelediler. adli makamlarda, sportif birimlerde bir karar verdiler. adli makamlara göre fenerbahçe'nin başkan, yönetici ve kulüp görevlileri 2010-2011 sezonunda şike ve teşvik eylemlerine bulaşmışlar. trabzonspor başkanı ve yöneticisi ise bu süreçte beraat ettiler. tff'nin disipin soruşturması sonucu fenerbahçe yöneticileri şike ve teşvik eylemleri nedeniyle futboldan men cezası aldılar. bunun yanında eylemlerin kişisel olduğuna (!) kanaat getirildi. ayrıca 58.madde bir gece yarısı değiştirildi. trabzonspor ise tff nezdinde de temiz bulundu ve herhangi bir ceza almadı. ama tff bu konuda gerekeni yapmıyor ve kişiler-kurumları ayrı tutarak, disiplin maddelerini değiştirerek yola devam ediyor. hem kişilerin şike ve teşvik eylemlerine karıştığına kanaat getiriyor hem de kuruma ceza vermiyor. böyle bir durumda kendileri olsa acaba nasıl bir tepki gösterirdi? gol averajıyla ligin galibinin belirlendiği bir sezonda bir takımın adli ve sportif makamlara göre şike cezası aldığı, diğer takımın ise hiçbir ceza almadığı bir ortamda kim arkasını dönüp gidebilir? gerçekten komik. bir tapeden hareketle "sivas'a giden balıklar" muhabbeti yapanlar var. o tapede adı geçenlerden ceza alan olmadı. tff etik kurulu o tape ile ilgili olarak adı geçenlerde herhangi bir sorun bulmadı. hukuki ve sportif olarak aklanmış bir tapeyi hala daha elinde sallayanlar, mahkeme kararını, tff'nin kararlarını hiçe sayıyor. çok ilginç.
fenerbahçe'nin berbat futbolunu 2 golle süslediği karşılaşma. ben ki fenerbahçeli'yim, ben sıkıldım ekran başında.
bir çok açıdan başarısız bir maç olmuştur.
aktörleri sırası ile ele alırsak
1.) 1461 ts / ts taraftarı: anlamsız davranışlar sergileyerek sahaya su, taş v.b. maddeler attılar. sonuç olarak haklı tepkimizi bile doğru ortaya koyamadık. yine kötü görüntüler vermeye devam ettiler.
2.) fb'li oyuncular: maç öncesinde bir futbolcunun elini sıkmadılar. sahada olan sahada kalacaktı ama sahada olmaması gerekeni sahaya taşıdılar. (egemen'den ayrı olarak daha sonra bahsedeceğiz)
3.) hakem: şaka gibi bir hakem şaka gibi maç yönetti. sarı kartların aynı anda iki takıma da karşılıklı çıkması gerektiği yönünde bir kural var sanırım, kuralı eksiksiz uyguladı.
4.) 1461 futbolcuları: bence fb karşısında iyi mücadele ettiler. özellikle göksu'nun yeri ayrı oldu kalbimde. sercan ve fatih ise dikkate değer oyuncular. biraz daha pişmeleri gerekecek.
5.) aykut kocaman: adam sahada sakin işini sakin sakin hallediyor, seyirciye seslenişi gayet insancıl. bence maçın tek kazananı.
6.) hami mandıralı: fb'lilerin alıştığı taraflı yorumculuğu diğer taraf açısından yaptı yani fb seyircileri çok sık yaşamadıkları bir yorumculuk gördüler. o nedenle bu kadar eleştirilmesine gerek yok gençler, aynı yorumlar yıllardır yapılıyor zaten.
7.) egemen korkmaz: göksu'nun elini sıkan tek futbolcu idi ve özellikle ilk yarı sonunda 1461 kalecisi fatih'i sakinleştirmek isterken kendisine müdahale eden mert'e kızdı sanırım. adam gibi adam, hangi formayı giyse hakkını vermeye çalışıyor, maçta çok hırslı ama hırsını insanlıkla karıştırmıyor.
8.) baroni, kuyt, stoch: bu maçta 3'üde anlamsız davranışlar yaptılar. baroni faul'den sonra adama vurdu, kuyt zaman geçiren kaleci için alkış v.b. garip bir davranış yaptı, stoch ise kaleciye direkt sarı kartlık bir hareket yaptı.
9.) selçuk şahin: yavaş gel saçın başın dağılmasın, sanki ilk kez bir kaleci vakit geçirmek için oyalanıyor da beyimiz geriliyor, önce kıçıyla top durduran abinden bir izahat al istersen. maç içerisinde en çok kızılacak davranışı yapan oyuncu oldu.
10.) semih şentürk: günün diğer kazananı 1461'e gol attı. şaka tabi ki, ne kazananı olacak nöbetçi golcü işte yine fb'nin yedekleri ile kazanamadığı bir maçta sonradan oyuna girip maçın adamı oldu. bir de sonrasında taraftara sus işareti yaptı ya iki dakika adam olamadı gitti.
11.) gökhan gönül: devre arasında fatih'i yatıştırmaya gelen ekipte yer alıyordu sanırım, bunlar (egemen'de vardı) insan ise diğerleri ne anlayamadım.
12.) hakem: seni tekrar etmekte fayda var, basit bir kupa maçında bile kartlarını doğru kullanamadım bu performans ile adı süper kendi çakma 1.lig maçları sana uzak.
13.) federasyon: bu işler eğer adam gibi bir karar alınmaz ise azalarak bitmeyecek, artarak devam edecek. malesef federasyon'da o irade olmadığı için böyle kötü günlere devam.
14.) fb taraftarı: tek başına maçı değerlendirirsek kesinlikle haklı eleştirileri var.
15.) kendini bilmezler: bazen g.s., bazen f.b. ve bazen de t.s. taraftarı olup iki kategoride ele alınmalıdır.
a) hayatının merkezinde futbol olanlar.
b) ergenler
bunlara laf anlatmaya gerek yok, bazıları zihinsel arızalı kategorisinde bile değerlendirilebilir.
16.) tv izleyicileri ve seyirciler: bu kesim açısından bakıldığında pek başarılı bir maç olmadı açıkcası, fb'nin yedek ağırlıklı bir kadro ile gelmesi, 1461'in daha çok fırın ekmek yemeğe ihtiyacı olması maçı orta saha mücadelesine çevirdi. zaman zaman saman alevi gibi bir kaç pozisyon oldu ancak o da seyir zevki açısından yetersiz idi.
bir de sahaya yabancı madde atan seyirciler ile mesleğini düzgün yapamayan hakem bir araya gelince seyir zevki iyice düştü.
yani beklediğimiz gibi bir maç olmadı.
maç sonunda tabzonun yaptıgı haydutluktur..spor bir barış simgesidir..sizce türkiyede nedir?
61. dakikanın tam bir komediye dönüştüğü karşılaşma. o esnada serbest vuruş hazırlığı yapan fenerli oyuncuların kutsal saydıkları o dakikada yine gol atabileceğinden endişelenen kale arkasındaki beyaz bereli gencolar oyunu durdurmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar ve bunda da başarılı oldular. futbola gelecek olursak sadri gazını alan 1461'li oyuncular hakem ve rakiple uğraşmak yerine sadece top oynamayı düşünselerdi fenerbahçe'yi mağlup etmeleri işten değildi. tabi fazla gaz ters tepti. örneğin galatasaray maçında çok iyi oynayan
yusuf erdoğan kaleciyle karşı karşıya kaldığı o pozisyonda o golü yapardı. hakeme gelecek olursak
orhan şam'ın meslek hayatını bitirmeye azmetmiş yarmagül kılıklı elemanın tekmesini sarı kartla geçiştirdi. gerçi bu kadar sağlıksız futbol ortamında hakemi konuşmak da ne kadar doğru olur. son olarak maçı oldukça olgun biri olarak izleyen 1461 trabzon'un hocasını gerçekten tebrik ederim.