insan haklarını ve gazetecilik etiğini hiçe sayarak elindeki kamerayı silah gibi kullanıp insanları taciz ederek "haber" yaptığını sanan bir adet cahil sözde "muhabir". ulan sen kimsin de milletle polemiğe girdikten sonra cezalandırmak için onları medyaya servis edip kendi çıkarın için kullanıyor, milyonlarca kişiye linç ettiriyorsun kesip kırparak? sırf insanlar görüntülerinin alınmasını istemiyor diye polisleri çağırıp getirmiş, naif bir kızcağızı hedef almışsın. herif bir de "instagramdan her şeyi açıklıyorum canlı yayında" diye duyuru yapmış. umarım bu işlediğin suç bir ömür boyu hayatında ve kariyerinde leke olarak kalır. dava edilip hapse gireceğin günleri bekleyerek burada yerimi alıyorum. oradaki mahalleli kendilerini nasıl tahrik etmeye çalıştığını anlatmışlar zaten
videoda
haberdeki kızın ekşi uzantısı iş başında
gercekten tehlikeli bir tip, allah karsilastirmasin boyle kurnaz insanlarla.
kadın seni bulucam annem medya danışmanı diyerek tehdit ediyor sonra burda böyle gerçeği yansıtmayan cümleler kuruluyor. enterasan. medya danışmanı anasj iş başında herhal.bu arkadaşınıza söyleyin akıl fukara olunca fikir ukala olur sözünden yola çıkarak kendisi bir hiç hem dr kocaman .öfkeli ve sarhoş lar yalan söylemez karaketerlrini gösterirler kendisi ilerleyen yaşına rağmen kreş dönemini zihnen atlatamamış sanirm ki anasının işiyle birilerini tehdit edebiliyor . medya danışmanı anasının avukat bir danışmanı da vardır onunla mahkemeye de gidebilirdi ama nerde demi.cocuk ruhlu olmak bunu gerektirir .
not:bunlar tamamıyla kendi düşüncelerim. tarafları tanımıyorum .
ekşi sözlüğün en güzel tarafı bu. kim haklı kim haksız en azından bunun tartışmasını yapabiliyoruz.
eskiden gazeteciler tek taraflı haber yapar, insanları hedef gösterir, insanların verdikleri yanıtları sansürler, karşı tarafın cevap hakkını bile doğru dürüst yayınlamazlardı. ben arkadaşının hatırı için, arkadaşının düşmanlık beslediği insanı pusuya düşürüp haber yapan gazeteciler de gördüm.
şimdi ise sosyal medya sayesinde her gazeteci her istediğini öyle kolay kolay yapamıyor, yapsa da istediği etkiyi yaratamıyor, sosyal medya üzerinden anında karşı taraf da cevabını verebiliyor.
yunus emre şeker bir gazetecidir ve görevini yapmıştır.
orada maske takmanın serbest olup olmaması veya köpek gezdirmenin yasal olup olmaması onu ilgilendirmez(ayrıca park ve bahçelerde bulunmak yasaktır.) onun işi orada denetim yapan polisleri ve denetime takılan vatandaşları çekmek ve haberini yapmaktır. ve işini yapmıştır.
yazılan ceza hatalıysa da bu onun suçu değildir.
kadının annesi de sağlam danışmanmış gerçekten tebrik etmek lazım.
edit: bir yazar, muhabirin polislere şikayette bulunduğu söyledi. durum böyleyse de hem vatandaşlık görevini hem de gazetecilik görevini yapmıştır.
tanımımı da güncelliyorum. görev bilinci yüksek bir gazeteci ve vatandaştır.
bu nasıl bir gazetecilik yahu. her eline haberci kimliğini alan herkesin hayatına bu şekilde müdahale edebiliyorsa ne güzel dünya. sinir bozan durumdur.
kızın annesi gerçekten medya danışmanıymış ve burada ayarttığı birkaç kiralık sözlükçüyü çocuğun üzerine salmış. bakın kimse kızın muhabiri alenen ‘tehdit’ edişini konuş(a)mamış. herkes direkt olarak muhabire saldırmış. ne de olsa bayılırız linç kültürüne.
yıllarca bölgede emniyet mensuplarıyla çalışmış birisi olarak bir kere ‘gazeteci polisi çağırdı’ gibi bir durum olamaz. bunu muhabirlik yapmış kimse yemez, öncelikle o ayakları bir geçin. o muhabirlerde polis telsizi vardır ve olay kodlarını iyi bilen muhabir telsize yansıyan anonslardan hiçbir asayiş olayını kaçırmaz. polislerle arası iyiyse de onlarla birlikte dolaşır ve uygulamaları kaçırmaz.
burada polis “sokağa çıkma yasağı” olmasına rağmen, köpeğiyle “yalnızca kaldırımdan gidebileceğini” bilmeyen vatandaşa cezai işlem uyguluyor. üstelik reşit bir birey ve kısıtlamaya rağmen taşıması zorunlu olan kimlik kartını yanında taşımadığı da ortaya çıkıyor.
içişleri bakanı’nın bu konudaki tek talimatı “hayvanseverler köpeklerinin ihtiyaçlarını karşılamak için çok uzağa gitmeden evlerinin önüne çıkarabilirler., ceza kesilmesi söz konusu değildir” videodaki hanfendinin talimata aykırı hareket ettiği gittiği yoldan anlaşılıyor. polisin de talimattan haberi olmaması polisi bağlar. bu her yasak kararında bakanlıktan il valiliklerine bildirilir, valilik de kararı karakollara iletir. ya böyle bir talimat sadece sözlü oldu ya da cezai işlem uygulayan polislerin haberi yok. madem itiraz ediyorsunuz taşıyın efendim yargıya, bakan’ın talimatı da ortada.
gayet düzgün bir şekilde işini yapmış yunus emre şeker. medyanın politik ve patron baskısını en şiddetli hissettiği şu dönemde bir gazeteci linçlemediğiniz kalmıştı, yedirmeyiz.
ne zamandir fikirlerimizi belirtmek bizi “kiralik sozluk yazari” yapiyor? iste al birini vur otekine...
vatandasin tekiyle bir kan davasina girismis ve bunu haber olarak yutturmaya calisan , kariyerine magazin haberleriyle devam etmesi gereken kisi. mesela paparazi olabilir ve kiskirttigi unlulerden bu kizdan cikarttigindan daha fazla malzeme cikartir. su noktada bu adamin elinden cikan ciddi bi haberi kimse umursamaz.
birine ceza kesilirken 5 dakika boyunca goruntuleyecek ne var ki? kisiyle girdigin tartismanin sokaga cikma yasagi ile alakasi ne?