işverenlerin etiket sevdasından kaynaklanır.
odtü psikoloji öğrencilerinin hissettiği şey.
genel olarak psikoloji öğrencilerinin hissettiği zorunluluk, yoksa klinik psikolog olarak çalışamıyorsunuz.
yüksek lisansın ne olduğunu tam olarak bilmeyen bünyelerin duyduğu bir histir bu...yüksek lisans denen zımbırtının nasıl bir dünya olduğunu ve bu mecburiyetin ne kadar manasız olduğunu ancak yüksek lisans yapmaya başlayınca anlar...
kendi entry'lerime bkz vermeyi sevmiyorum ama siz bu seferlik (bkz:
#30941214)
devletin değişik kademelerinde özelikler de milli eğitim bakanlığı'nda maaşın artması , statünün yükselmesine etki ettiği durumlarda insanlar sadece bu sebeplerden dolayı yüksek lisansa başlar. sırf kendine menfaat sağlamak için kıytırık üniversitelerde zorlanmadan yüksek lisans yapıp devletten aldıkları parayı arttırmayı amaç edinmek ne kadar ahlaki tartışılır. adam 60 yaşına gelmiş master yapmak aklında değil ama maaşım artsın , görevde yükseleyim, belki ilerde lazım olur mantığıyla bunu yaparsa o adamın yaptığı işten bir hiçbir şey olmaz.
yar bana bir eğlence medet...
mezun olan öğrencinin, "kpss'ye girdik bi s.kim olmadı. dershanede iki lokma ekmek için sürünmek var, en iyisi yüksek lisans yapayım ben, bakarsın akademisyenlik koparırız" düşüncesiyle yaptığı şey.
kızmayın hemen, dipnotsuz kitaplarla, intihal makalelerle profesör olunan bir ülkede bir öğrencinin "bakarsın akademisyen olurum" demesi yadırganacak bir şey değil.
erkekler için özellikle, tsk seni çağırıyor sloganı işitildiğinde, adeta bir ibadet gibi yerine getirilen durum.ertelersiniz ama kurtulamazsınız. en iyi ihtimal bedelli ile avunursunuz ama o sırada cüzdanı boşaltırlar.
iş bulamamaktan korkmaktan
* da kaynaklanabilir "e ben de akademisyen olurum" hesabina lakin artik o da zor.