yıldız teknik üniversitesi inşaat mühendisliği
Next (2) - Last Page (4)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

"tercih edip de giren salaktır....girip de 4 senede bitiremeyen 2 kere salaktır" diye anlatılınabilinecek yer.
0 favorites - -
2002 yılında mezun olduğum bölüm. genelde amele yuvası şeklinde geçer. okuyanlar da birbirlerini amele diye çağırmaktan hoşlanabilirler. 100 erkeğe 2-3 kızın düştüğü abaza mekanı olarak da anılan yerdir.
okuması oldukça zevkli bir bölümdür ama bazı hocalar çektirirler. (bkz: zafer öztürk)
0 favorites - -
1996 da girip geçen sene mezun olduğum ve şu an yapı anabilimde yükseğini yaptığım bölüm.okula girdikten 1-2 sene sonra aslında okuyabileceğim bikaç bölümden biri olduğunu anladığım ve çok keyif aldım.bazı hocalar gerçekten fena çektirirler ama dersleri 2. alışınızda dersten geçmenin bütün yollarını öğrenmiş olmanız yüksek bir ihtimaldir çünkü hocaların soru stili,ders işleyişi vs. pek değişmez.
0 favorites - -
hayati meselelerde öğrenciyle irtibata geçme konusunda büyük özürlere sahip bölümdür.misal öğrenci yaz okulunda aldığı bir dersten geçtiği sandığı halde kalmıştır bunu takip eden dönemde haliyle alması gerekli dersi almamış fakat bilgi işlem ve bölüm adamımıza pek haber vermeden yapı statiği ve çelik derslerini siler yerine kaldığı dersi verirler.bahsi geçen arkadaşımız olaydan bihaber yapı statiği ve çelik derslerine girer üstelik geçer fakat sene sonu bir bakar ki "ya arkadaşım sen bu derslerin silinmiş aldın babayı tepe tepe kullan." şeklinde bir ibareyle karşılaşır.sonuçta okulu uzar kafayı yer küfür saydırır vs....
0 favorites - -
yıldız teknik üniversitesinin bu güzide bölümünde okumak durumunda kalacaklar için bir kaç şey söylemek istiyorum.

bu bölümde, derslerden kalmak hem zor hem kolaydır. nasıl oluyor bu hem zor hem kolay? anlatayım hemen.

malesef inşaat mühendisliği bölümünün proflardan başlayıp asistanlara oradanda öğrencilere yansıyan bir vurdumduymazlık, bir ciddiyetsizlik, bir bıkkınlık, bir "ben nerden geldim buraya, ne işim var burada" hissiyatı yayılmaktadır.

derslerde, kafayı takmış bir kaç hoca dışında yoklama alan olmaz. ciddiyetsizlik bu noktada kendini göstermeye başlar. aslında hocalar da, derse gelip vırvır konuşan, öğrenci öğretmen arasında gereksiz gerilim yaratıcı diyaloglara hatta yer yer sınıftan atılmalara yol açan, genel olarak herkesi olumsuz etkileyen ve bundan vazgeçmeyen öğrencilerle uğraşmak istemedikleri için yoklama almazlar.

aslında herkesin karşısında mum gibi olduğu ve hiç konuşmadığı bir kaç hoca vardır ama malesef hepsi bu seviyede olmadığı için yoklama almayıp bu insanları sınıftan uzak tutmaya çalışırlar.

tabi sınıfta dersin anlatılış biçiminin sıkıcılığı, hocaların bu konudaki yaratıcılıktan uzak tutumları(senelerce üzerinde bir çizgi bile değiştirilmemiş anlatım biçimleri ve sorular), hocanın öğrenciyle, öğrencilerin hocayla soru-cevap ilişkisine dayalı, gerçekten birşeyler öğretme amacında bir eğitimden çok ne gösterildiyse ezberleyin mantığının hakim olması yoklama alınmaması ile birleşince derslerden soğuma sürecine giriverir öğrenci ister istemez.

işte bu noktada dikkatli olmak icap eder.
eğer derslerden aşırı derecede bir soğuma olursa, king oynamak için bile okula gelmemeye başlarsa insan, ne olduğunu anlamadan kendini başka şeylere kanalize etmeye, okul dışında herşeyle uğraşan, her türlü aktiviteyi yapan kendini geliştiren yada sadece içip gezen bir insan oluverir. sınav zamanı göz açıp kapayıncaya kadar gelince sağdan soldan bulunan notlarla arkadaşlar toplanır ve oturulup sınavlara son gün çalışmak icap eder.

dolayısı ile dersleri takip etmek şart değildir ancak dersler takip edilmese bile o gün ders için okula gelen ama kantinlerin birinde oturup tüm gün geyik yapan yada kağıt oynayan güruha karışmak onlardan kopmamak gerekir. böylece en azından hoca ödev vermişmi, gidilmesi gereken bir teknik gezi varmı, hangi konular işlenmiş nerelere gelinmiş, konularda yığılma varmı yokmu, hangi sorular çıkabilir, hangi dersin hocası kazık soracak hangisi kolay ve benzeri çok sayıda faydalı soruya sınav haftasından önce vakıf olmuş olursunuz ve dersi kolayca geçmek için size gereken altyapıyı elde edersiniz.

şu hem kolay hem zor sorusunu cevaplayalım.
eğer okuldan kendinizi çok kopmuş hissederseniz ders çalışma motivasyonu kaybolur ve hayatınızda ilk kez gördüğünüz şeylerden öteki gün sınav olacaksanız bu gerçekten bir moral bozukluğu yaratabilir ve bu durumda sınava girmemeye karar verme yada hiçbirşey çalışmadan girme gibi bir hataya düşebilirsiniz ve herşey kabus gibi gelişmeye başlar, bu noktada sizin için dersten kalmak an meselesidir, hadi eften püften dersleri geçelim, çelik, mukavemet 2, yapı statiği 2, yapı dinamiği, ön gerilmeli beton gibi üstünde biraz uğraş gerektiren derslerden kalmak çok kolaydır.

bir yandan da gerekli motivasyon sağlanmışsa derslerden kalmak çok zordur.
unutulmaması gereken kural "yıldız teknik inşaat mühendisliği bölümünde her ne olursa olsun, vize ve finallerinize girdiğiniz bir dersten geçme olasılığınızın %70 civarı oluşu"dur. bu hiçte azımsanacak bir yüzde değildir. hiç moral bozmadan, star fotokopi'den yada okulun fotokopicisinden tedarik edilecek geçmiş yılların soru, ödevleri ve çözümlerinin(ki burada önceden yaptığınız altyapı çalışmaları faydasını göreceksiniz) ve bir kaç kolay tanım sorusunun ezberlenmesi ile sınavlardan ortalama notlar alınır ve genel not ortalaması hiç bir zaman yüksek olmadığı için derslerden rahat rahat geçilir.

görüldüğü gibi hakkında hiç bir şey bilinmeyen bir dersten sadece bir gecelik çalışmayla geçmek mümkündür. tabi bazı ciddi derslerde bu iş zorlaşır. ama bu derslerin sayısı bir elin parmakları kadardır. önemli olan sınavlara girmektir. oysa bir çok kişi bu gerçekleri bilmediği için derslerden kalmaktadır. dersten kalan bu insanların arasında özellikle bir dersin içeriğini cidden öğrenmek isteyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok olabilir. çünkü şu neden böyle, bu neden şöyle diye yaptıkları işlemlerin mantığını, olayın özünü öğrenmek isteyenler, bu isteklerinin sınava bir gecede çalışma mantığına tamamen ters oluşuyla genel olarak hocalarında bu sorulara vakit ayırmamasından dolayı(ayıran birkaç hocayı tenzih ederek söylüyorum), dersleride yeterince takip etmemişlerse, kafayı ufak ayrıntılara çok takarlar ve soruların çözümlerini ezberlemek yerine çözümün mantığını kavramakla kafayı bozdukları için sınavlardan kötü not alırlar.

tabi ezberleyip geçmek iyi birşey değildir. mühim olan 4 senenizi verdiğiniz bu bölümden birşeyler öğrenerek çıkmaktır. ancak malesef yıldız teknik üniversitesi inşaat mühendisliği bölümünün amacı bu değildir. zaten mezun olduktan sonra yapmanız gereken işi çalışırken öğreneceksinizdir yada olayın akademik yönünü merak ediyorsanız mutlaka en azından bir master derecesine sahip olmak gerekir. lisans öğrencilerini aldıkları ders hakkında 1000 sayfalık bir kitabın sadece giriş bölümünü okuyan insanlara benzetebiliriz kanaatimce.

bence, hem mesleki açıdan hem zorluk derecesi açısından dikkat edilmesi gereken dersler mukavemet 1-2, yapı statiği 1-2, çelik ve betonarme konulu derslerdir. inşaat mühendisliğini ciddi bir şekilde yapmak isteyen arkadaşların bu derslere özen göstermesi, mümkün olduğunca takip etmesi gerek.

bu bölümde yıllardır ters giden kayıt sorunu da ayrı bir sinir edici durum oluşturur.
bilgisayarla kayıt yapılmaktadır ve öğrenciler numaralarına ve kaçıncı sınıfta olduklarına göre haftanın belirli günlerinde kayıt yapabilmektedirler. bu şekilde yığılma önlenmeye çalışılmıştır ancak buna rağmen internetteki kayıt sistemi sürekli göçer(bu kayıt sistemi de nedense odtü'den satın alınmıştır, yıldız bilgisayar mühendisliği bölümü ne işe yarar, bu kadar zengin bir okulmuyuz biz?), saatlerce bekle ki tekrar açılsın, kayıt yap. bununla birlikte kontenjan meseleside var. mesela betonarme dersini sema alacalı'dan almak hem ruh sağlığınız açısından, hem dersi kolay geçmeniz açısından çok mühimdir ama dersi onun grubundan almak istediğinizde bir bakarsınız dün kayıt yapan öğrenciler o grubu doldurmuş. tabi bu durumda dersi gidip ibrahim ekiz'den almak zorunda kalabilirsiniz. aynı olay çelik dersinde esin hanımdan almak isterken zafer bey'e düşmek şeklinde de gelişebilir ki bu çok daha vahim bir örnek. hocalar arasında hem dersin anlatım biçimi hem sınavların kolaylığı bakımından bu kadar büyük fark olması çok berbat birşey. başka bir örnekte okulu uzatmamak için o dönem mutlaka almanız gereken bir dersin kontenjanının dolmasıyla olabilir. ondan sonra git uğraş, çık bölüme dilekçe ver, olmadı hocayla konuş, olmadı bilgi işlem bölümüne git yalvar... yani bu kayıt işlemleri bir çeşit çin işkencesi gibi birşey, bunlarla uğraşmamak için kayıt günü sabah 4 te okula gidip bilgisayar laboratuarının önünde sıraya girenler bile oluyor. kayıt işlemleri çok sorunlu olduğu ve her dönem kayıt haftasına ek bir hafta eklendiği için derslerin işlenmeye başlamasıda geç kalıyor tabi buda dönem içinde sıkışıklığa neden oluyor, hocalar konuları daha hızlı anlatıp geçmek zorunda kalıyor yetiştirebilmek için.

entryi daha fazla uzatıp okunabilirliğini iyice dibe vurdurmamak adına hocaların neden öğrencilere karşı kötü tavır aldıkları, başlarda öğrenciye karşı çok iyi niyetli olanların yıllar geçtikçe neden öğrencilerden soğuduğu(öğretim görevlileri ile yapılan uzun konuşmaların detayları) ve diğer bazı derin konulara burada değinmeyeceğim. ilgilenen varsa ayrıca mesajla bilgilendirebilirim.

(bkz: yildiz teknik universitesi/#3378558)
(bkz: yildiz teknik universitesinin internet sitesi)
(bkz: www2 yildiz edu tr/#2984365)
2 favorites - -
www.inm.yildiz.edu.tr
0 favorites - -
yeni yapılacak binasının ihalesi 1 kasım 2004 tarihinde gerçekleşecek olan zıkkımın kökü bölüm.
0 favorites - -
1990'li yiıllara gore tanimini soyle yapabiliriz;
conrad otelinin onundeki parkta ozellikle dut zamani belediyeden dut agaci kiralamis ve bu dut agaclarini cifteyle bekleyen dutcularin arasinda odev yapmaya, parki olcup bicmeye, ellerindeki kirmizi-beyaz reflektorler ve olcum cihazlariyla dutcularin silahlarinin golgesinde vazifelerini gormeye calisan. dutcularla yaptiklari "abi valla dut yemiycem su agacin bi yerini hesaplayalim" seklindeki muhabbetlerini yerel halkın sempatiyle izlenediği ogrenci topluluguna sahip fakulte
0 favorites - -
dişi sineğin bile uğramakta tereddüt ettiği bir bölüm olduğu gibi, kışla atmosferi yarattığından erkekleri daha bi barzo hale sokan bölümdür.
(bkz: kendimden biliyorum)
0 favorites - -
(bkz: serseri)
(bkz: psikopat)
(bkz: abaza)
0 favorites - -
Next (2) - Last Page (4)