boka saran piyasa ve fiyatlar karşısında kendilerini korumak icin aldıkları minik ama bombastik tasarruf yöntemlerini içeren başlık.
+ disaridan yemek yemeyi neredeyse tamamen biraktik, pizza ve hamburgerin hamurundan sosuna herseyi evde üretiyoruz.
+ sigara ve alkol alimini bitirdik. sigarayı bıraktım alkol cok nadir evinde üreten arkadaştan alıyorum. su kadarını söyliyeyim bu gune kadar ben bira icmiyormuşum, çocuk efsane iş çıkarıyor.
gross marketlerden yapılan toplu alışveriş iyi bir öneridir. toptancı olduğu için perakende markete gelene kadar katlanılan maliyetler ve perakendecinin koyacağı kar cebinizde kalacak. fiyatları bim'den bile ucuz. ayrıca normal bir marketten farkı yok. ha illa eşyaları x markalı poşete koymak isterseniz siz bilirsiniz. ya da janjanlı rafların ve ışıkların içinde alışveriş yapmak isterseniz kasa'da size o zevki fiş üstünde tattırırlar.
ayrıca tasarrufu arttıran en önemli nokta uzun ömürlü ürünler için fazla fazla alışveriş yapmak. mesela sabun mu alacaksın? al 10 tane. kullanılacak nasılsa. şampuan mı alacaksın? al 10 tane. makarna mı? al 20-30 paket. diş macunu mu? al 10 tane. uzun ömürlü süt mü lazım? al 10 tane. zaten kullanacaksın.
2-3 aylık alışverişinizi tek seferde yaparsanız ciddi manada paranız cebinizde kalır. bir diş macununu 2 tl ucuza alsanız 10 macunda 20 tl cebinizde kalacak. ikinci olarak ileride gelebilecek zamlardan kurtulursunuz. neye ne zaman zam geleceği belli değil. 2-3 ay içerisinde ürünlere en az bir kez zam gelmesi kaçınılmaz öyle değil mi? o zaman bir ay sonraki alışverişini zamlı fiyattan yapacaksın. ne gerek var? son kullanma tarihi 3 yıl sonra yazan ürünü iki ay evde bekletsen ne çıkar? ankara'da a city outletin arkasında toptancı marketler var bir sürü. birini deneyin isterseniz.
ekmeği, birayı, yoğurdu, peyniri ve sucuğu evde yapıyorum. sebze ve meyveler ucuz ve lezzetliyken salça, reçel, kurutulmuş sebze vs yapıyorum.
ayrıca, bahçeli evde olduğumdan bahçede sebze yetiştiriyorum ve kümes yaptım, her gün 4 yumurta alıyorum.
bir cep telefonunu en az 5 yıl kullanmak
kahvaltıyı pastaneden alınan yağlı poğaça ve çöreklerle gecistirip kilo almak yerine evden götürüyorum. sabahları tost yapamazsam plastik kapaklı kaba peynir, domates, maydonoz, nane, zeytin kombosundan uyanını koyuyorum. ya da en kötü ekmek arası krem peynir ve salatalık ya da salça sürüyorum. ticket eskiden 10 gün kala biterdi, simdi 10 gün fazla yetiyor. eskisi gibi kahvaltılıklar ve salata da çöpe gitmiyor. göbeğim de gitti nerdeyse.
gıcık olduğum ispark denen fırsatçıya 5 10 her neyse kaptırmamak için arabamı yürüyeceğim yolu umursamadan nerede bedava bırakabiliyorsam oraya bırakıyorum; genelde uzak ara sokaklara. böylece pahada küçük bir tasarrufun yanında, hem bana spor oluyor hem de ispark'a uygun bir kapak takılıyor. arada bir de elinde elektronik kesik atma makinesi olan işinde gücünde adamların (lafım bunlara değil tabii ki) yanından geçerken, plakamı söyleyip "bir baksana borcum morcum var mı size?" diye soruyorum. bakıp "yok abi" diyince de "oh oh hadi sana kolay gelsin" diyerek içimi de rahatlatıyorum. bu manevi yönü benim için büyük olan tasarrufun tek kötü tarafıysa, yabancısı olduğum muhitlerde arabama geri dönmeye çalışırken önceden belirlediğim nirengi noktalarımı (köşe başlarındaki dükkanlar) unutup, başkalarının sokaklarında yapayalnız kayboluşlarım.
-bulaşık makinasındaki bulaşıkları kokuşma pahasına 2 gün biriktirip akşam saat 10 dan sonra yıkamak.
-kirli çamaşırları atlet ve don kalmayana dek biriktirip gene saat 10 dan sonra yıkamak.
-kocaya saatın 10 olduğunu hatırlatmayınca carlamak..
-evi çok kirlenmedikçe süpürmemek
-arka balkon ve camları hiç yıkamamak
-akşamları karanlıkta tv izlemek
not: sonra bu birikimleri borsada 5 dk da kaybetmek, yeni nesil ekonomist kadın budur.
disardan yemek yemiyorum. bunu tasarruftan ziyade kullanilan yag, malzeme, mutfak gibi detaylari dusunerek yapmiyorum. fiyati ne olursa olsun evi de kendimi de esyaya bogmamak icin ihtiyac duymadigim hicbir seyi almiyorum. sahip olunan her esya kulfet gibi geliyor bana. sigara kullanmiyorum. ayda 2 sise sarap aliyorum ve onun disina nadiren cikiyorum. arabam yok, benzin almiyorum. cok sosyal bir hayatim da yok. yani genelde hayatimda bircok sey yok. bir kiraya bir de organik gidaya calisiyorum anlayacaginiz. ancak bu sekilde tasarruf edebiliyorum.
*kümes kurup yiyecekler için evdeki soyulan meyve kabuklarını poşette biriktirmek ayrıca çöp yanlarına bırakılan ekmekleri toplamak (3 poşet 3 günlük ekmek topladık tavuklara birgünde)
*yumurtalarını satıp yemlerini alarak kendi kendine baktırmak
*arıtma cihazı ile arıtılan suyun posasını tavuklara içirmek. su parası tasarrufu.
*tavuk pisliğini gübre için meyve ağaçlarına vermek.
*bahçeli bir evde abdesti dışarda hortumla çiçeklerin dibinde abdest almak ve çiçekleri, çimleri abdest suyuyla sulamak. bunları sistematik şekilde yapmak. pazartesi akşam namazı a çiçek yatsı b çiçek salı akşamı c çiçek ....
*çisimi tutup kalkacağım zaman hem işimi halledip hem tuvalete girmek. enerji tasarrufu daha az enerji daha az yemek ihtiyacı. :)
*yumurta haşlayıp sabah kahvaltısında 4 haşlanmış yumurta yemek. tanesi 30 kuruş olsa 1.20 yapar ekmek 1 lira zaten yarım ekmek yesem 50 kuruş. onun yerine 60 kuruşa protein ağırlıklı ve sağlıklı besleniyorum. tabi şimdi evde kendi yumurtamız olunca bu hesaba gerek yok.
*marka keten pantolon yerine ucuz keten pantolon almak. marka 120 lira diğeri 30 lira 4 tane al. lacivert keten pantolon her türlü soluyor zaten.
*aynı anda 2 ayakkabı almak. bu şekilde aralıklı giyerek kullanım süresini uzatmak.
aklıma geldikçe ekliycem.