kalbimin umutsuzluk, cebimin bozuklarla dolu olması. bir chicago bulls forması alamayacaksam niye yaşıyorum ya? niye bunca eziyeti çekiyorum? niye varım ben eğer istediğim 2 parça şeyi alamıyorsam?
acaba popçular kendi yaptıklarını beğeniyorlar mu, tatmin oluyorlar mi
bazı insanlar çevresindekilere hayatı zindan etmek için varlar... kendisinden başka kimseyi düşünmedikleri gibi büyük dertler açarak kenara geçip kahkaha atarak seyreden tipler bunlar... hayatınızdan çıkarma şansınız yoksa aksiyonu bol ve hüzün dolu bir ömür sizi bekliyor...
bilgisayarın kasasını 3 kat taşıyabilir miyim acaba, diye düşünmekteyim.
bu kaçıncı ofis değişikliği, mülteci gibiyim, artık hiçbir arşivimi dosyalarımı taşımıyorum, bir nuh nebiden kalan bilgisayarı, bir ilk unvanımın yazılı olduğu isimliği, bir iki defter kalem kitap.. 15 yıllık memuriyetten arta kalan bunlar.
hiçbir aidiyet yok, hiçbir bağ yok. ordan oraya ordan oraya… baksan memuriyeti stabil bir şey sanırsın.
bilmem,
gökyüzünde aramak doğru da değil..
ayaklarım çok ağrıyor yarın spora gitmesem mi ?
bir yaz günü maçka parkı, sonbaharda çengelköy, kışın gidilemeyen uludağ, yazın çanakkalede yapılan kamplar...
göremediğim kıyafetler, dokumadığım hediyeler, kaybolan sesler...
en acısı ise unutulmayan tek bir cümle...