inek şabanın babasıdır. yıllardır anlamadım, bir baba yurtta kalan oğluna neden 5 kilo tereyağı gönderir? hani tadımlıksa bir kase yetmez mi? ihtiyaç ise nasıl yani? ekmeğe baz tereyağı (baz morfin gibi düşünelim) sürüp yemek kim aklıma geldi aq? sıcak ekmek olur anlarım ama bayat somuna yağ mı sürülür kardeşlerim?
ayrıca hani ülkede 70’lerde yağ kuyrukları vardı? sırf öğrenci başına düşen tereyağının 5 kilo olduğu bir ülkede, yağ kuyrukları biraz saçma geldi bana.
bir de bu tereyağı, patates püresi ile nasıl değiştirilir? ve bu püre nasıl bozulmaz? nasıl anlaşılmaz. çok saçma gerçekten.
o yıllarda çok daha alınabilir ve ucuz olduğundan olabilir. şimdiki gibi altın muamelesi görmüyordur.
ben de anlamadım yıllarca. sadece tereyağı göndermek nedir amk. bari peynir meynir yolla da ekmek arasına koyup yesin. sadece tereyağ ekmek yemek nedir.
bir de diğerleri de çıldırıyor o tereyağ için, halbuki orası özel okul ve çoğunun babası zengin (ahmet salağı hariç). yokluk mu görgüsüzlük mü nedir ben de çözemedim.
lan adam yapmış göndermiş, çokmuş 5kg göndermiş hem arkadaşlarıyla yer diye. bu da mı tasa amk?
getir'den söyler diye düşünemediyse demek...
ayrıca leblebi de göndermiştir, haksızlık etmeyelim.
(bkz:
enayi leblebisi)
annem peynir koyardı çantama " arkadaşlarınla yersin belki onların yoktur" diye. şaban'in babası da dayım olabilir.
babayı boşver de yerine patates püresi koyup inek şabanı kandırmışlardı. tamam o da çok matah bir şey değil ama tereyağından çok daha iyi. inek şaban olsam teşekkür ederdim. neyseki degilim.