when harry met sally nora ephron'un yazdığı ve ödül aldığı muhteşem senaryosu ile gerçekten de takdire şayan bir filmdir. filmi izleyenlerin çoğunluğunun farketmiş olduğu gibi, algı özürlü bir azınlığın da harry'nin baştaki beyanatına takılmış olmasına rağmen, açıktır ki "gerçek aşk" dediğimiz bir kadın ile erkeğin arkadaşlıktan "meant for each other" bir ilişkiye geçmelerini anlatmaktadır. harry'nin söz konusu beyanatı ise sally tarafından defalarca alaya alınmış, "ben gerçek orgazmı 100 metreden anlarım" çıkarımları ile birlikte kafasına kakılmıştır. 20. yüzyılda kafada oluşmuş imajı ile tipik bir "
erkek" ve tipik bir "
kadin"i incelemesinden dolayı ise herkesin kendinden birşeyler bulacağı karakterlere sahiptir. sadede gelir, neticeye bakar isek zaten harry gayet başarılı bir "
yanlislardan dönüyorum" hali tavrı ile sally'i ve bizi mutlu sona ulaştırmamış mıdır? (algısı zayıf kesim için diyorum, evet öyle olmuştur)
dost meclislerinde (ki bu sayın
mengus'u da gururla içermektedir) her karşı cinsi potansiyel av olarak gören dişi organizmaya
ilgi manyagi kadin, her kadını
portatif kuku'dan ibaret algılayan eril organizmaya da
abazan diyoruz. geri kalanları ile de arkadaşlık ediyoruz.
daha nice şahane kadın-erkek ilişkisi fenomenine parmak basmakta olan bu tüm zamanların en iyi romantik komedilerinden birinin tek hatırlandığı noktanın "her erkek her kadını düzmek ister" ana fikrinin tartışılmasından öteye gidememiş olması ne kadar üzücü.