eğer açlıktan birbirimizi yerken bulmazlarsa tabii, o zaman neyin açıklamasını yaparız bilmiyorum.
eskiden böyle değildik, açlıktan hep bunlar mı diyeceğiz.
dünya üzerinde belli bir mesafeye gelinmiş teknolojik gelişmelerin emaresi varken, durmasını, ağaçlar için uygun ortam varken bir ağacın dahi bulunmadığı seviyeyi, hastalıktan yıkılan insanları, kaybolan su yataklarını medeni olarak sorarlarsa açıklamada zorlanma durumu.
muhtemelen; bu dünya'nın hali ne, o sırada sen neredeydin vb
zannetmiyorum, aranızdan kim yaptı bunu diye soracaklarını, elbirliği ile bu hale getirdiğimiz gibi makro bir düşünceleri olacak.
neyse digital ölümsüzlük adına şuraya not düşeyim, bütün bu olanlardan benim hiç haberim yok.
edit,
ben de anlamadım yıllardır başımızda
abi valla sizin evi dikizlemiyorduk. bak bu teleskopla birşey görürsen en adi insanım.
"sen uzaylıyı bul getir, biz rakı masasında her türlü izah ederiz" kontra önermesi ile boşa çıkarılacak
hededir.
(bkz:
chariots of the gods)
aslında köpeklerin sahibinin biz olduğunu, kakalarını çevre bilinciyle topladigimizi.
ruz-ı mahşerde berat belgesi
uzaylıların hiçbirimizi iplemeyip doğrudan kedilerle toplantılara girmeleri.
saatler süren toplantılat, karşılıklı sunumlar, veri alışverişleri.
not: farelerin bize nanik yapması
osmangazi koprusunun maliyeti adamlar derler biz bu paraya marsta ufo filosu kuruyoruz siz ustune bir de gecis garantisi veriyor nasil bir finansman yapiyorsunuz diye
dünyadaki kendini bilmez dağınıklığın kusuruna bakmayin lutfen.
düğün kına kırmızı kuşak gibi adetler . ayrıca elalem konsepti