(bkz:
üniversiteyi üç yılda bitirmek) olayının kredisi fazla olan öğrenci versiyonudur.
ya da biraz daha rahat bitirmek isteyen versiyonudur üç yılda bitirene göre.
edit:herkes sosyal hayattan,üniversitedeki samimiyetsiz ortamdan haz etmek zorunda değil.
üniversite kimine göre araçtır.dersini görür pratiğini teoriğini alır evine gelir.
yok abi üniversite hayatı özlenir yaa,o zaman sosyal hayatın biter diyenlere birkaç kelam etmek istedim.
bu konuda düşünceleri ve tecrübeleri olan yazarları merakla bekliyoruz.
öğrencilik hayatımı biraz daha yaşamak, mezuniyet sonrası hayata biraz daha geç atılmak adına özellikle yapmadığımdır. son 2 dersi kasti olarak ikinci döneme bıraktım. 2 dersi bir dönemde vererek muhteşem bir dönem geçirdim.
pişman değilim.
kısıtlı imkanlar dahi olsa - imkansızlık limitine kadar zorlanabilir- yapılmaması gereken, imkan varsa 5-6 dönemde olması ideal durumdur. madem o kadar başarılısın, son döneme, hatta son seneye bir iki çıtır dersi bırak, sefasını sür hocam! sonrasında hayat doğrultmuş üzerine üzerine koşarken, sen de çelik donunu giymiş kaçarken gülümseyerek anacağın zamanların olsun. don çelikten olunca ağır oluyor netekim efenime söyliim. ararsın ararsıııınnnnn, iç çeker yanarsııııııınnnnn!!!!!!
arkadaşlarımın bir kısmının yapacağı, fena imrendiğim durum. 3 yılda biteren olacaktı az daha, zor engelleyebildim. okulu erken bitiripte napacaksın diyenlere de kulak asmayın. okulu uzatınca ya da 4 yılda bitirince iş garantin olmuyor.
dünyanın en saçma şeyi olabilir ben bu hataya düştüm bu başlığı okuyacak arkadaşlara sesleniyorum lütfen değil erken uzatabildiğiniz kadar uzatın insan gerçekten çok arıyor o günleri. üniversiteyi yarım dönem erken bitiren beyaz yakalı bu kardeşinize güvenin pişman olmayacaksınız.
kocaman hayatın içinde 6 ayın lafı mı olur. akışına bırakın...
hazırlık dahil 5 yıllık okulu 4 yılda bitirdim. bi dönem hazırlıktan bi dönem bölümden. yani 8 dönemlik bölümü 7 dönemde bitirdim.
bunu yaparken ki amacım tamamen 1. sınıfta dersimize giren, sınıftaki bazı öğrencilerden küçük bi hocamız. dediler 3 yılda bitirmiş. o zaman ben de kendime nedense görev edindim 3 yılda bitircem diye. türkçe dersi vardı zorunlu onun yüzünden 3 yılda bitiremedim yedi dönemde bitirdim.
sonra hemen doktoraya başladım. nooldu yani ne gerek vardı hayatımda herhangi bişi farketti mi? hayır. 12-13 bişi yıldır hala üniversite okuyorum sonuç olarak.
o erken bitirdiğim dönemi de doktorada gani gani sınıfta kalmak suretiyle kapattım gitti.
ya babasının parası vardır, adam geze toza yayarak okuyordur, ona lafım yok. imkânı var, yaşasın. yalnız 20 yaşında olup da "abi erken bitirilir mi okul yeaaa, dört yılda mezun olursan dört sene kaybedersin anlıyo musun" diye poz kesen dalyarakların kaç tanesi kendi parasını kazanmak zorunda, kaç tanesi üniversiteyi bitirdikten sonra ne yapacağına dair ufak da olsa bir fikre sahip, gerçekten merak ediyorum.
ben çok şükür ki nispeten az vakit alan işlerde bana yetecek kadar para kazanabiliyorum. hem derslerimle ilgileniyor, hem çalışıp para kazanıyor hem de iyi kötü "öğrenci hayatı" yaşayıp az buçuk sosyalleşebiliyorum. ailesinin maddi durumu iyi olmayan veya belli bir yaşa gelmiş çoğu kişi için bu gerçekten çok zor bir şey. o yüzden aptal aptal konuşmadan önce o bir sike yaramayan beyin kıvrımlarınızı biraz daha çalıştırmaya gayret edin. belki adam akademik kariyer istiyor, belki amacı 4 ortalama yapıp bir an önce yurtdışına gitmek? ulan her erken mezun olanın, her okuluna ve dersine asılanın "hayatsız" olduğu gibi aptalca bir çıkarımı nasıl yapabiliyorsunuz? ben sizin düşük zekanızın anlayacağı şekilde ifade etmeye çalışayım: inanın bana, asıl "sikiş" akademide dönüyor.
zamanını kontrol edebilmekten aciz, bir şeyi 16 saat çalışmadığı sürece anlayamayan dangalakların böyle "abü okul zamanında bitirilir mi yeaa" diye konuşmasından nefret ediyorum. bunlara sorsan hayatı yaşayan, üniversite hayatının dibine vuran kendileri. ne bir seminere katılmıştır, ne doğru dürüst derse devam etmiştir, ne bir kez olsun kütüphanenin kapısından içeri girmiştir ama kantinde 6 sene çay içtiği için "üniversite hayatı" yaşadığını zanneder; hiçbir bok barındırmayan cv'sine ve herkesin alabildiği sikik diplomasına güvenerek gittiği iş görüşmelerinde ne kadar mal bir herif olduğunu fark edince de bu sefer orta yaş bunalımı, pazartesi sendromu diye ağlar. oğlum herkes sizin gibi vizyonsuz, aptal veya babadan zengin değil. bunun ortalama kasanı var, uzun süre okuyacak maddi durumu olmayanı var, "ortam"ı sevmeyeni var, var oğlu var. bak ben bunu ultra vizyon sahibi biri olduğum için değil de sadece örnek olarak paylaşıyorum: ne okumak istediğime, ne yapmak istediğime falan ne yazık ki ancak 22 yaşında karar verebildim ve istediğim yola girmem de yaklaşık bir sene sürdü. şimdi ben uzun vadede yurtdışında yüksek lisans ve doktora yapabilmek, kendi alanımda ilerlemek istiyorum. gelgelelim, ben birinci sınıfa başladığımda 24 yaşında olacağım. o "gerizekalı" arkadaşlarım ise okullarına gidip derslerine çalıştıkları için, ben lisans diplomamı almaya çalışırken muhtemelen doktoralarını vermiş olacaklar. sonuç olarak ben köpek gibi çalışıp götümü yırtarak belki yine hedeflerimi gerçekleştireceğim ama bunu taze bir genç olarak değil yarı ölü biri olarak yapmış olacağım.
"ben paramı kazanıyorum, okula gidiyorum, gelecek kaygım da yok, sikim taşağıma denk; tamamen bağımsızım ve kendi isteğimle 10 yıldır okuyorum" diyen adama saygı duyarım. bu şahıs en başta kişisel bağımsızlığını kazanmıştır ve nereden baksan 30 yaşında vardır. tecrübelidir. iyi kötü iş hayatı ya da sosyal hayat konusunda bilgisi olan bir insandır. ama daha 22-23'ü bile görmeyip de babasının gönderdiği parayla, günü geldiğinde tırmalayacak kyk kredisiyle okuyup da "abü 6 senede bitirecem yeaaa" diyen, her sene derslerinin yarısını alttan alan dangozlar siktirsin gitsin. bu konuda akıl verecek, yorum yapacak olan son kişiler sizlersiniz çünkü.