ümmü teyze vs saruman

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

ümmü teyze çocukluğumun geçtiği apartman dairemizin alt kat komşusuydu. tahsin amca da, (tahsin kaptan derdik çünkü kendisi emekli kaptandı) tüm yaşamım boyunca beni her gördüğümde tir tir titreten ümmü teyzenin kocasıydı. ben o zamanlar ikisinin evli olduğuna inanmaz, tahsin amcayı ümmü teyzenin bir şekilde evine hapsettiği köle-mahkum karışımı biri sanırdım. hatta zaman zaman "ümmü teyze görünürlerde yok, tahsin kaptan neden şimdi kaçmıyor ki?" diye düşündüğüm de olmuştur. inanılmaz cüssesi, gökgürültüsünü andıran sesi, guatr hastalığı yüzünden daha da devleşmiş kafasıyla ümmü teyze ne kadar korkunçsa, güleç yüzü, bembeyaz saçları ve çocuklara olan sevgisiyle tahsin amca o kadar tatlı bir ihtiyardı.

görüntüsü değildi elbet ümmü teyzeyi böylesine korkunç yapan. hiperaktivitenin doruğunda olan ve bütün gün tepesinde güm güm tepinen; lakin henüz 4 yaşında olan bendenizi, biricik alman kurdu daisy ile odama dalıp kovalaması, eczaneden sırf beni korkutmak için aldığı enjektörlerle yaptığı gösteri, kokusunu sevmediği için astığımız çarşafları düğümlemesi ve ev halkının bir araya gelip o düğümleri açamaması ümmü teyze efsanesini doğuran unsurların başında gelmekteydi.

4 yaşlarında bir çocuk için bir ümmü teyzeden daha korkunç ne olabilir? tabii ki iki ümmü teyze! yazık ki üst kat komşumuz ümmü teyzenin kız kardeşiydi. ablasının birebir modeli olan bu adını hatırlamadığım teyzenin beni bakkala göndermek dışında pek bir işlevi olmasa da potansiyel olarak bir tehlikeydi ve yer yer ümmü teyzeyi aratmayacak davranışları bulunurdu. öncelikle üzerinde samsun sigarasının reklamı olan ve iki kardeş arasında paylaşımı sağlayan, ucuna ip bağlı naylon poşetin mucidiydi. iki kardeş gazete, sigara, ekmek gibi şeyleri bu poşete koyar ve balkondan birbirlerine iletmeye çalışırlardı. poşeti dalları evimizin içine kadar giren erik ağacına takmayı başarırlarsa, benim görevim yarı belime kadar 3. kat balkonundan sarkıp poşeti takıldığı yerden kurtamak ve kardeşler arası paylaşımı düzenlemekti. annem beni vazife başında görüp aklını oynatınca ümmü teyzeden takılan poşetler konusunda benden yardım istememesini rica etmiş; lakin "oğlun erikler olunca tarzan gibi o ağaca atlamasını biliyor" cevabını almıştı. torba kurtarma operasyonları taşındığımız güne kadar devam etti.

ümmü teyze, ondan deli gibi korktuğumu bildiği için bazen insafa gelir " bu velet korkmasın şimdi benden, git de şu aşureyi ver" diyerek komşuluk ilişkilerinde mefaret abiyi kulanırdı. mefaret, ümmü teyzenin 20 yaşlarına gelmiş çocuğu olup, adından da anlaşılacağı gibi abi değil ablaydı. kısacık saçları,ender rastlanan ismi, şişman bedeni ve hafif bıyıklı olması nedeniyle 9 yaşıma kadar abi dedim ben kendisine.sağolsun bir kez olsun alınıp düzeltmedi.

9 sene altlı üstlü oturmamıza karşın ümmü teyzenin evine iki kez girdim. ilki evimize girmiş bir akrep yüzündendi. annem akrebi kapının önünde tespit etmiş faraş ve süpürge eşliğinde yakalayıp balkondan atmıştı. işini daima sağlama alan annem akreple birlikte faraş ve süpürgeyi de attığından çıkan ses ümmü teyzeyi işkillendirmiş ve bahçeye çıkmasını sağlamıştı. zavallı akrep ümmü teyzenin terlikli ayağı altında bir "vaarççç" sesiyle can verdikten sonra ümmü teyze "gönder oğlunu da alsın süpürgeni, ben getiremem bi de onları." diye buyurmuş böylelikle benim de ilk ev ziyaretimin yolu açılmıştı. ikinci ve daha uzun süreli ziyaretim 7 yaşımda kapıda kalmam ve apartmanın içinde ümmü teyzeyle karşılaşmam yüzünden oldu. ümmü teyze beni pek sevmemesine karşın "gel bende bekle anneni." diye gürledi. süt ve kurabiye ikram etti(tabii ki elimi dahi süremedim) ve videodan devleşip insanlara saldıran kurbağaların olduğu bir korku filmi izletti. annem yaklaşık 2 saat sonra gelip beni aldı. eve girdim ve 2 saat boyunca anneme çaktırmadan ağladım. beni canavarın inine göndermesini affedemediğimden bir hafta boyunca annemle tek kelime konuşmadım.

12 yaşıma geldiğimde sarıyerdeki evimizden taşındık. yıllar sonra eski arkadaşlarımı görmek için bu mahalleye döndüğümde ilk işim ümmü teyzeye bakmak oldu. yazık ki ben taşındıktan iki sene sonra önce ümmü teyze ardından da tahsin kaptan ölmüş.

küçükken kabuslarıma girse de korkuyla karışık bir saygı ve artık sevgi beslediğim ümmü teyze ve kocası tahsin kaptan çocukluğumun en renkli simalarıydılar. nur içinde yatsınlar.
1 favorites - -
(bkz: x vs y)
0 favorites - -
0 favorites - -