türkler, kenan'lı jakob (islam tarihinde peygamber hz.yakub diye geçer) on iki oğlundan gelen ve israiloğulları olarak bilinen halktan gelmezler. ama bütün türklerin değilse de selçuklu'ların da dahil olduğu kayılar'ın hazarlardan geldiği, hazarların büyük bölümünün yahudi, bir kısmının da nasturi hristiyan inancında olduğu bilinmeyen şeyler değil.
hazarların hun düzenini sürdüren en büyük topluluk olduğu, ama böyle olan yegane türk topluluğu olmadığı da bilinmeyen bir şey değil.
2.türk kağanlığı (2. göktürk devleti) sona erdiğinde çin baskısından kaçıp hazarlara katılan türk elitlerine hazarların "doğu türkü" anlamında "kök-türk" demesinde şaşılacak bir şey yok (hunlar için gök/kök/l (mavi)-ak-kara-al, doğu-batı-kuzey-güney renkleriydi).
her iki göktürk kağanlığı'nın döneminde türk toplulukları tam bir game of thrones krallıkları mozayiği olduğundan ve bağımsız kalmak için en çok direnen grup dokuz oğuz boyları olduğundan biat savaşları ve taraf değiştirmeler gırla gidiyordu. bu yüzden orhun yazıtlarında "dokuz oğuz halkı kendi halkımdı, sonra yer ile gök arası karıştı ve düşman olduk, bir yılda beş kez savaştık" (bilge kağan yazıtı) diye anlatılan dokuz oğuzların daha sonra ilteriş kağan'a yenilip önce nihayet göktürklerle, sonrasında uygurlarla, daha sonra da hazarlarla birliğe katılıp bundan yüzyıllar sonra oğuz kayıların kendilerinin hazarlardan geldiğini ispatlama çabası da bilinmeyen bir şey değil, osmanlı padişahlarının soyağacında
gün han yerine
gök han'ın adının geçip soyun
nuh oğlu yafes'e dayandırılması da tesadüf değil.
kısacası yeni olmayan, ama başlığın ilk entrysinde eksik anlatılmış bilgilerdir.
meraklısına notlar:
umay ana kültü eski türklerde "fatima'nın eli"nden daha eskidir ve sanskrit kökenli uma kültünden alınmadır.
ayrıca bugünkü türk bayrağındaki
ay ata ve
kün eş (aydede ve güneş) ikonografisi de hazarlardan gelir. pagan dönem bizans tören bayrağındaki
diana ve
regulus ikonografisinin osmanlılarca kolayca kabul görüp benimsenmesi bu yüzden son derece makuldür. ikonografi demişken, hekzagram işaretine "o davud yıldızı değil bi kerem o muhr-ü süleymaan" diye ağlaşanlar solomon'un david'in öz oğlu olduğunu öğrenince nasıl bir sinir krizi geçirecekler insan merak ediyor.
karaylar da yahudidir ve öz be öz türktürler. tıpkı öz be öz türk olup hristiyan olan gagauzlar gibi.
slav kabilelerle yakın ilişkide olup sürekli siyasi ve ticari evlilikler yapan kumanların slav fenotipine yakınlaşmasında da aynı şeyi tokar, iran ve sogdlu halklarla yapan oğuzların da hint-avrupa fenotipine yakınlaşmasında da şaşılacak hiç bir şey yoktur. bunun dışındaki tüm türk toplulukları çekik gözlüdür. mançurya'dan sibirya'ya göçmüş avcı-toplayıcıların torunlarının böyle olması da çok normaldir.
türk tarihini islam'la başlatmaya çalışan eblehlerin cehaleti kadar olmasa da eski türk dininin sadece şamanizm olduğunu sananlar da epey açiğa düşüyor. türk ve moğol kozmolojisinin uzun ve zengin bir animist-totemist dönemi vardir. boz kurt (aslında
kök böri),
ala geyik ve bir sürü totem figürü hala yaşıyor (hatta bir tanesi bugünlerde bile çarşıyı karıştırabiliyor),
kayra han,
bayulgen,
erlik figürleri çok sonraya ait. bunların tek tanrı inançlarindan etkilenip eklektik bir
tengri figürüne ulaşması 6. yuzyılda ancak oluyor. şamanlar (bu arada
şaman ismi tunguzca. turkler
kam der) bütün o zincirin tanrısal figürlerle bağlantı kuranları. yani
şamanizm diye bir inanç sistemi yok. öyle olsa bugün
imamizm inancında olurduk.
türkler islam dinine "zaten tek tanrı inancına sahip olduklarından" falan geçmediler. kuteybe bin müslim'in maveraünnehir coğrafyasında yaptığı türk soykırıimında baykent, talkan, curcan, faryab, bazgis kentlerinde 100,000 den fazla erkeği vahşice öldürüp, organlarını ağaçlara asıp 40,000'den fazla kadın ve çocuğu köle olarak almasından sonra "islamla şereflenmeleri" bir 200 yıl daha almıştır.
son olarak, tüm bunlar sadece görece yakın tarihle ilgilidir ve merkezi asya coğrafyasında son buzul çağı ile yerleşik uygarlık arasındaki köprüler henüz tamamlanmamıştır. bilinmeyenler bilinenlerden hala fazladır ve tarihi kendi siyasi ihtiyaçlarına göre eğip bükme hastalığı insanoğlunun yine iyi bilinen bir defektidir.
tanım:
fesli deli tarihinde anlatılmadığı için (islam ansiklopedisine bile bakmaya zahmet etmeyen) aktrolleri pek şaşırtıp kızdıran husus.y