türklerin ingilizce yanlış telaffuz ettikleri
Previous / Next (3) - Last Page (143)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

vacancy
duman etti beni.
bir kere elin ingiliz'i anlamadigi gibi, anlamaya da caba gostermiyor. illa dogru telaffuz istiyor.
(bkz: i would like to buy a hamburger)

- ikskuyz mi ma'am... du yu hev any vekinsiis?
- what...sorry?
- eee veykansii
- soryy (gulerek)...
- veykinsiiiizz
- veeykinsiii... ohh nooo...sorry. wi ar not busy navadeys ot bok.
(icerden bi ses. kafa sesim..."tabii ya boyle telaffuz etmek lazim. ben ne dediydim?")

- excuzmiyy...meyt. du yu hev eni cob veykinsiiiz?
- vot?
- veykkk...eee ayem lukin for a cop. veyting sitaf (garsonluk) felan.
- oh! no meyt...sorry. but kil,tuy,yumak

(bir dukkana dalip dogrusu nedir diye sordum. mevzu is bulmaktan cikip kelimenin sahih telaffuzunu becerebilme sava$ina dondu.)

- (...) ok ...is it kirrekt : du yu hev eni veykinsii.
- no vvkinsiiyy
- vikinsi
- vvki...
- vffki...
- vvvv
- vvii
- vvviknsiii
- vvviknsiii
- okeey...yes right.

(orada kucakla$ip kafi sure dans ettikten sonra yola koyuldum. barin birine girip pratige dokmeye karar verdim ayak ustu aldigim egitimi)

- olraaayt...eee du yu hev any caap vvikinsiis?
- voot ($a$irarak)
- e$$egin ziki diyorum. var mi e$$egin ziki? sen bunu calisadur, yarin gelip sorucam e$$egin zikini.
7 favorites - -
uzak dogulular yes'e bile ye$h derken sorun olmuyor. benim memleketlim calculator'a kalkulator demis cok mu?

ek: hintliler var lan, hintliler. adam zero (ziro) demiyor, ciro diyor lan.

(bkz: turklerdeki asagilik kompleksi)
12 favorites - -
birçok kelime vardır böyle; fakat en acıklı olanları, türkçeye geçmiş ve ingilizcesiyle aynı şekilde yazılan kelimelerde kendini gösterir.

düşünün, bir ingilizce kursuna gidiyorsunuz. sınıftaki herkes türk. bir tek hoca ingiliz yada amerikalı. bir okuma parçası orangutanları anlatıyor. anafikri bu. yani bir şey konuşmak isteseniz illa orangutan diyeceksiniz; ama nasıl? gayet sallama bir kelime olarak "repercussion"ı alalım mesela. böyle bir kelimeyi telaffuz etmesi gereken öğrenci, nasıl telaffuz edeceğini bilmese de hafif söyleyişi yavşatarak (evet ingilizce yavşakça konuşmadan ibarettir) biraz da delikanlılığı elden bırakmayarak ortalama bir telaffuzla hocaya ne demek istediğini anlatabilir. anlamazsa da 2-3 tekrarlamadan sonra hoca "ohh i see. it's ripıkaşın" diyebilir. gelgelelim mevzubahis konu orangutan ise işte bunu söylerken ne kadar yavşamanız gerektiğini çok iyi ayarlamalısınız mesela bir gaflete düşüp "oğrınguğtın" gibi bir şey saçmalarsanız işte o zaman sıçtınız demektir. etraftan tiksinç bakışlarla ayıplanıp "bu kadar alçalmaya ne lüzum vardı? efendi gibi orangutan desen türkçe şekliyle başımızın üstünde yerin var ama bundan sonra zor." şeklinde kınanabilirsiniz. madem bu kadar yazdık, güzel bir klişeyle bitireyim entryi. "arkadaş yabancı dil öğreneceksen, ülkesinde öğrenecen. ben 40 yıllık arkadaşıma nasıl aksan yapayım?" bu arada anti klişe timine selam eder entryi yazarken kafamda kask takılı olduğunu belirtirim.
4 favorites - -
su ana kadar karsilastigim en yaygin 3 hata su sekilde:

1. wolf. ingilizce'de (bak ingilizce'de diyorum, amerika, ingiltere falan ayirt etmiyorum) vulf (cogulu olan wolves da vuulvs) seklinde telaffuz edilir. turk'lerin geneli ise almanlar gibi volf seklinde soyler.

2. tomb. malum tomb raider'dan beri herkes bir seklide bu iki kelimeyi kullanmistir ve telaffuzunu cogunluk tomb raydir seklinde yapmaktadir. gel gor ki soz konusu kelimemizin asil telaffuzu tuumb'dur ve mevzu bahis oyunun/filmin ismi de tuumb reydir olarak telaffuz edilmektedir. (bir benzeri icin bkz: womb)

3. bullet. buna da balit demeyen turk az bulunur. olmasi gereken ise bulit seklinde telaffuz etmektir.

bunlar haricinde bir batinda aklima gelen turklerce hatali seklide telaffuz edilen kelimeleri asagida yaziyorum. bunlar gorulur gorulmesine ama yayginligi yukaridakilere gore daha azdir (gotumden salladigim istatistikleri verecek degilim ama yillarin tecrubesi be yigitler)

bear - beer, beard, breathe-breath (verb vs. noun), equity, pear, schizophrenia, variable (en cok batanlardan biri bu, yeter artik, lutfen suna verayibil demekten vazgecin)

simdilik benden bu kadar. aklima gelince usenmezsem belki ekleme yaparim.

have a good one

edit:
elestiri falan gelmeden hemen ekleyeyim dedim, womb ve tomb sonundaki b'ler neredeyse soylenmezcesine soylenmelidir. yani oradaki b'yi soylemeye baslayacaksin ama dudaklar b'yi soylemek icin kapandigi anda duracaksin. oyle de birsey iste. ha bir de debt ve doubt var. debt'teki b kaybolacak, boyle det diyeceksin neredeyse. ama doubt'taki b bir nevi v'ye donusecek, dauvt gibi birsey cikacak.

edit 2:
gerard nolst trenité (dr.) isminde hollandali bir ingiliz dil bilimcisinin the chaos isimli bir eseri var. ingilizce'deki belli basli duzensizlikler uzerine.

asagida linkini verdigim sayfada su sekilde ifade edilmis (siir entry'ye gommek icin biraz uzun, cool story bro'ya kurban gitmesin diye kopyala-yapistira girmedim)

this is a classic english poem containing about 800 of the worst irregularities in english spelling and pronunciation

linki su:
http://ncf.idallen.com/english.html
okumasi pek keyifli

hele bir de dinlemek isterseniz, youtube'dan su linki gondereyim size
http://www.youtube.com/watch?v=f1spqx4sido
guzel okumus walla.
32 favorites - -
call of duty
normal okunuşu: kol ov dyudi
internet kafelerde: kal of dati

edit: call kelimesinin "kol" şeklinde okunmadığını iddia eden fonetik bilgisi yüksek yakışıklı kardeşlerimiz tıklasın
99 favorites - -
four-foro
1 favorites - -
en çok:

"w" sesi:
shaw /şağ/ (ğ yuvarlak)
show /şoğ/ (ğ yuvarlak)
brownie /brağni/ (a ve ğ yuvarlak)
sweater /sğedır/ (ğ yuvarlak)

benim asıl bahsetmek istediğim:

"l" sesi: ingilizce'de bütün "l" sesleri "kalın l"dir. bu kural özellikle "e" ve "i" ile komşu "l"ler için fark oluşturur.
bil (türkçe bilmek, l ince) vs bill (biğıl der gibi, ğı kısmı hızlı)
gol (türkçe gol, l ince) vs goal (goğıl der gibi, ğı kısmı hızlı)
milk (miğılk der gibi, ğı kısmı hızlı)
link (lığink der gibi, ığ kısmı hızlı)
1 favorites - -
beyinsizce yapilmis bir önerme. öyle ki, lümpenligin son derecesinde kendi corabinin sökügüne bakmadan, sokakta gördügü, ya da herhangi bir sekilde karsilastigi bir "türkün" derdini anlatmaya calisirken kendini kasarken yaptigi hatalari görüp ahaha ne dedi malazor, türk iste diye yaftayi yapistirmakla birebir bir paralellik gösteren genellemeler silsilesi gibi.

hayir bütün gün türkce haric bircok dille hasir nesir oluyorum, cok yüksek dereceli insanlarin yaptiklari hatalari görüyorum konusurken, ben de cikip, italyanin yaptigi hata, fransizin yaptigi hata, kübalinin yaptigi hata diye ortalikta mi dolassam acep? yoksa kalkip dandik insanlara yalanacagim diye, ehahaha bak bu türk, nasi yanlis söyledi salaaaak diye lümpenlige mi baglasam? hayir cidden hafzalam almiyor. insan kendi irkini neden bu kadar asagilar, adama sormazlar mi be yarrak hasan, sen kac irki denedin, sordun, test ettin de simdi gelip türklerin yaptigi hatalari görüyorsun?

evet, türkiye de egitimin durumu belli, okullarin kalitesi, insanlarin egitim seviyesi. lakin, ufacik bir sicrama yapip, kücücük bir iki sey ögrenip bir anda bunu kullanip, kendi halki adina kullanmak yerine, onu yermek icin kullanmak lümpenligin daniskasi degil de nedir?

bir kere türklerin ingilizce yanlis telaffuz ettikleri ne sikim bir cümledir?
0 favorites - -
factory - faktori

adam sikiyolar çünkü orda amına koyim.*
0 favorites - -
ultimate.

ultimeyt diye telaffuz ederdim.

altimıt diye telaffuz ediliyormuş.
89 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (143)