türklerin ingilizce yanlış telaffuz ettikleri
Next (2) - Last Page (143)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

ingilizce konuşurken, değil "interneyyşınıl" demekten çekinmek, "enternasyonal" bile diyebilirim. ağzıma o sırada ne geldiyse. allahın italyanı "internatzionaaalleeee" filan gibi bişey deyince sevimli oluyo, ben türkçe sesleriyle ingilizce konuşunca hıyar mı oluyorum. benim tek amacım en yakındaki ucuz oteli bulmaktır, varsın bana yol tarif eden kişi içinden mükemmel ingilizce telaffuzuyla "hıyara bak hotele otel dedi" diye düşünsün. düşünmüyosa da ne ala, yeter ki gönüller hoş olsun, insanlar kardeş olsun, hayat bayram olsun...
225 favorites - -
buradaki amcıklar yüzünden yıllardır ingilizce öğrenemedim. özgüvenimi skip attılar…

doğru düzgün ingilizce öğrenim girişimim 16 yaşıma dayanır, yok arkadaş öğrenemedim… bir şeyler telafuz ediyorum, çomar anne babası sanki anadili türkçeyi iyi konuşuyormuş gibi de beni aşağılıyı düzeltmeye gidiyordu. eee yaş gereği de etkisinde kalıyorduk. o tipler de ingilizce bilen benden büyük tiplerdi. güveniyorduk laflarına…

gel zaman git zaman derken 25 yaşımda almanya’ya yerleştim. almancayı birkaç senede %100 olmasa da akıcı konuşmaya başladım. sonra ingilizceye dönüş derken anlamaya başladım ve konuşmaya. karşımdaki yabancı beni bozmadığı gibi kendisi de çok iyi konuşmuyordu. hani ses sanatçısı mı arıyorduk sanki? o beni anlıyordu, ben onu. özellikle dönüm noktam hintlilerden sonra oldu. sonra aldı başını gitti ingilizce ve almanca…

ne olursa olsun; türk’ün türk’ten başka düşmanı yok…
97 favorites - -
ingilzce kuralsizsa türk ne yapsin dedirten durumdur. sen blood'i "blad" ama floor'u "flooor" ve bloom'u "bluuum" diye okursan, near'i "niiiir" ama bear'i "beeeer" diye telaffuz edersen adamin kafasi karisir.
23 favorites - -
say say bitmez.

birbirine girmiş olanlardan bazıları:

thought - tough - taught - though - dough - true - through - thorough

both - boat - bought - boot - broad - brought

cost - cast - coast

coat - quote - quiet - quite

low - love - law

saw - sow - so

called - cold - coaled

signs - science

tabii bir de kemikleşmiş, mosküü, opporçuniti, intirneyşınıl, interestink gibi bir değişik telaffuz edilen olarca kelime var.

ama hiç biri yoktur ki successful diyecekken sucks as fool demek kadar takdire şayan olsun.
156 favorites - -
ingilizce dersinde öğrenci birleşmiş milletlerle alakalı bir makale okumaktadır, metnin içindeki "union = yunyın" ifadelerini hep "anyın"olarak telaffuz etmektedir. öğretmen öğrenciyi durdurup sorar
öğretmen : evladım union'ı hep onion gibi teleffuz ediyorsun, onion nedir?
okuyan öğrenci : soğan hocam
öğretmen : peki union nedir
arka sıradaki trakyalı öğrenci :suvan beyaaa
20 favorites - -
yıllar önce mecidiyeköy'deki korsan bir vcd/dvd tezgahına uğradım. tezgahtar çocuk ile aramızda geçen konuşma:

- pi var mı sende?
- var abi...

cd'leri karıştırıp içlerinden bir tanesini uzatır...

- bu ne be?!
- pi abi!
- ne pi'si olm?!
- amerikan pi'si abi!

(bkz: pi)
(bkz: american pie)
11 favorites - -
debedeki entriyi okuyunca aksan ile ilgili boktan bir anım var, o aklıma geldi. daha önce de yazmıştım. ama öncelikle şu atasözünü aklımızdan çıkartmayalım;

“never make fun of someone who speaks broken english. ıt means they know another language.”

üniversiteden bir arkadaşım 2019'da bana kalmaya geldi. kendisi yabancı uyruklu öğrenciydi (iranlı) ve mezun olunca da ülkesine döndü. istanbul üniversitesi'nde oldum olası yabancı uyruklu öğrenci çoktur. bilen bilir. neyse bu kız geldi. sohbet muhabbet kırılıyoruz sabahtan akşama. bu arada bir de sevgilisi var o da iranlı fakat kanada'da yaşıyor. saati ayarlayıp görüntülü konuşuyorlar devamlı. bir gün kahvaltı yapıyoruz. gene görüntülü konuşuyorlar. arkadaşım da bana döndürdü kamerayı ben de çatpat farsça bilirim. e güya ingilizcemiz de var.*

“+good morning class
-good morning teacher
+how are you today ?
-fine thanks and you
+thank you sit down” şeklinde…(sizin yapacağınız işi sikeyim)

önce bi çitori diyerek farsça giriş yaptım. sonra işte naystumityu falan filan kendi çapımda döktürüyorum. o da bir şeyler söylüyor. biraz konuştuk. sonra kıza bir şeyler söyledi farsça o da cevap verdi, kapattılar. ne diyo dedim. “nece konuşuyor?” diyormuş.

ahahahhahahhahhaja lan amın evladı ingilizce konuşuyorum. nece konuşucam. niye hevesimi kırıyorsun. he de geç. ölümsüzlüğün sırrını veriyor değilim ya amk herifi. ben böyle mal gibi kaldım öyle deyince. o da zaten son ingilizce konuşma çabamdı ahahahhahha(şaka lan şaka bülbül gibi konuşuyorum.)

ingilzce konuşulan bir ülkede doğmadıysanız ya da çocukluğunuz orada geçmediyse her halükarda aksanınız var, türkiye'de nereden mezun olursanız olun. lan bi salın yani kimsenin hevesini kırmayın, size ne? kim nasıl konuşabiliyorsa öyle anlatsın derdini.

ooooohhhh sorry sorry no english!
31 favorites - -
az buçuk ingilizce vardı iç güveysinden hallice, o da bozuldu bu başlık sayesinde dedirten.

(bkz: yapacağınız işi sikeyim ben gidiyorum)
158 favorites - -
türkler ilginç bir şekilde ingilizce bir çok kelimeyi yanlış okuyabiliyorlar.

aslında bu sorun araplarda, hintlilerde, yunanlarda, ispanyonlarda da benzer şekilde yaşanıyor. onlar da ingilizceyi yanlış okuyabiliyorlar.

garip bir durum ve açıklaması oldukça zor.

buna karşılık, amerikalılar bu sorunu hiç yaşamıyor. onlar bütün dünya dillerini ana dilleri gibi okuyabiliyorlar, konuşabiliyorlar. hiçbir telafuz sorunu yaşamıyor coniler. bunun sebebi uzun yıllar süren araştırmalarda yatıyor. büyük amerikan filozofu sam amca bu konuda çok çalışmış ve konuya çok uygun bir bilimsel çözüm getirmiş.

sam amca'nın bulduğu çözüm "$" olarak formülize ediliyor.

bu bir nesne aslında. dolar olarak da adlandırılan bu nesne, amerikalıların her dili konuşmalarına, her ülkeyi yurt gibi kullanmalarına, dilsizlerin dile gelmesine, amaların gözünün açılmasına dahil; kabızlıktan, hazımsızlığa binbir derde deva oluyor ve aslında avuçta saç bile çıkartabiliyor.

öyle ki, dolar sayesinde kıça kına yakmaya bile gerek kalmıyor.

cebinde doları olanın...
kıçı direk kınalı oluyor!
11 favorites - -
sözlükte, "ingilizceyi doğru telaffuz edelim yanlış telaffuz edenlere de savaş açalım" adı altında bir zirve yapabilecek kadar çok ingilizceyi doğru telaffuz eden kişilerin olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz böylece...

oysa ki bu konudaki naçizane fikrim, bunun üstüne çok da fazla düşmemek gerektiğidir, çünkü karşınızdaki şahıs ana dili ingilizce olan biri ise ve sizin de türk olduğunuzu biliyorsa yaptığınız telaffuz hataları ile asla dalga geçmeyecektir, yine aynı şekilde karşınızdaki şahıs ikinci dili ingilizce olan biri ise ve sizin de türk olduğunuz biliyorsa yaptığnız telaffuz hataları ile yine dalga geçmeyecektir...

nitekim almanlar türklerden daha fazla telaffuz hatası yapmaktadır ingilizce konuşurken... ama bunu bir yara olarak değil de, bizim dilimizde bu harf böyle vurgulanıyor diye geçiştirir ve hatta savunurlar...

onun için, belki de ingilizcenin yanlış telaffuz edilmesi üzerinde bu kadar uğraşmak yerine çok da güzel bir dil olan türkçe'mizin doğru konuşulması hatta yayılması için yapılacak çalışmalar fikrimce daha makbüldür...
1 favorites - -
Next (2) - Last Page (143)