cevabı amerikan emperyalizme göbekten bağımlılık ve işbirlikçi hükümetler olan soru. irtica ve bağımlılık hep at başı gidiyor bu memlekette.

sosyal bilimlere ait sorulari dermatoloji'den örnekleyerek yanitlama gelenegi basarisiz olmasina yol acmistir diyebiliriz.

bu kadar irdelendiğine göre ve yönetim şeklimiz laik cumhuriyet olduğuna göre, birileri istemese, diken üstünde olsa da gayet güzel başarılı olduğu için gereksiz yere açılmış başlık.

aramızdaki ahlak ve zeka yönünden eksik dincileri gösteren soru.

ne diyor bu dinci kardeşler " e işte bana devlet eliyle baskı yapamazsınız istediğime inanırım insan hakkımdır bu benim"

bak arkadaşım:

bu ülkede kurulduğundan beri bir diyanet işleri başkanlığı var. bütçesi yanılmıyorsam 9 bakanlığın bütçesinden büyük. binlerce kişi istihdam ediyor. peki ne işe yarar dersen bi boka yaradığını gören olmadı. insanların diyanet işlerine neden ihtiyacı olsun ki? gider camiye namazını kılar, kuranda birşeyi merak ediyorsa açar okur. pekiiii bu gereksiz ve ayrımcılığı, yobazlığı körükleyen kurum nasıl bütçe ediniyor benim vergilerimle. peki ben verdiğim bu verginin karşılığı ne alıyorum diyanetten? hiçbirşey. zaten bana dini hizmet vermesini istemiyorum ki. lan birgün olsun diyanet kaldırılsın oraya giden paralar eğitime, sağlığa harcansın dediğinizi duymadım. devlet sana karışmasın iyi güzel de bana karışıyor her boka karışıyor o nolacak? işte ahlaksızlığınız en güzel bu konuda ortaya çıkıyor. laik devlete karşı çıkarsınız ama diyanet şahane. aslında türkiye cumhuriyeti hiçbir zaman gerçek manada laik bir devlet olmamıştır. bunu siz de bilirsiniz ama laiklik varmış da sizi eziyolarmış gibi davranmak işinize gelir. neden? e çünkü ahlaksızsınız.

ulan bu ülkede baskı varda size mi var yoksa alevilere, hristiyanlara, ateistlere, eşcinsellere mi var? nası ahlaksız nası terbiyesiz adamlarsınız siz böyle ya. üstelik artık neredeyse tamamen dincileşmiş bir devlet yapılanması var bu ülkede. dini baskı inanılmaz boyutlarda. çalıştığım yerde itin teki var iki kızını hiç okula yollamadan direkt ismailağa cemaatine vermiş üstelik bunu utanmadan övünerek anlatabiliyor. polis bir arkadaşa "şikayet edeyim mi" dedim "boşver fişlenirsin başına iş alma" dedi. ben fişleniyorum ve yobaz köpeğe birşey olmuyor vay anasını satim.

lan kimin hangi özgürlüğü için mücadele ettiniz de özgürlükten, insan haklarından bahsediyorsunuz. devlette bütün kadrolar sizin gibilere peşkeş çekillp diğerlerinin hakkı yenerken insan hakları yok mu? kpss ve polis sınavları gibi sınavların soruları çalınıp yobazlara verilirken o sınavlara girenlerin hakkı yenmiyor mu? deniz feneri gibi derneklerle kandırılan halkın hakları yok mu? sikerim sizin hakkınızı, hukukunuzu. bunlar sivilcedir diyen az demiş. benim de elime güç geçse alayınızı gebertirim. müslüman olmanızdan dolayı değil, ahlaksız olduğunuz için işi buraya çekersiniz diye söylüyorum, pislik olmanızdan dolayı.

çünkü insanların kendisini güvende hissetmesi yönünde hiç bir katkısı olmadı. bir kesime güvenilmeyecek düşmanlar gösterirken, diğerlerine siz vahim bir toplumsal hastalıksınız denildi.

basarisiz oldumu? kesin diyemeyiz ama toplumun yaklasik %60'inda hayati onem arz etmeyen laikligin neden populer olmadigini geneli kapsamadigini tartisabiliriz.

oncelikle bir toplumda laikligin populer olmasi nesilden nesile aktarilarak toplumda onemli bir yer edinmesi, ona yukaridan verilerek degil, onun icin mucadeli etmis bir toplum tarafindan saglanabilir.

ayrica turkiyedeki olusturulmus toplum yapisi laikligi tutabilecek yada sindirebilecek bir yapi degil. turkiyedeki laiklik savunucularinin cogunlugunun ateizm,dinsel olmayan spiritualizm,post modernist non-teizm, seküler hümanizm,solipsistizm,freethought, seeking vb. dinsel olmayan felsefi akimlardan ziyade dinle, ozellikle islamla iliskili ve ilimli islam diyebilecegimiz gruplardan yukselmesi laikligi populer olamamasinda onemli bir etken.

ozellikle turkiyenin dogusundaki islam anlayisi ile balkanlarda yasanan islam anlayisinin da farkli bir cok perspektife sahip olusu.

anadolu sahasinda islam anlayisini yeterli yorumlayamama bu ilimli islam anlayisinin halka dinsel olmayan felsefi akimlardan daha cok sunulmasindan dolayi laiklik turkiyede populer olamamistir.

laiklik başarısız mı oldu? laiklik/sekülerizm kent hayatına dair olgulardır, akp köyden kente göçü arttırıp kentli nüfus oranını çoğalttıkça laiklik daha da güçlendi. 1930larda chp nin başlattığı devrimi akp kendi eliyle tamamladı. tam sonuçları ise 20 yıl içinde köyden kente göçen nesil en azından 2 nesildir kentli olduklarında görücez.

çoklu demokrasiye hazır olunmadan geçildi. ismet paşa kendine güvenerek girdiği bu yolda, büyük sorunların ardından yapılan müdahaleler de yetersiz kaldı.

ismet paşa bir anısı ile bu konuya destek getirdi.

bizim zamanımızda harbiye'ye futbol yeni gelmişti. kaybedeceğini anlayan taraf, kazananı köşeye çeker döverdi. simdi ise futbol oturdu. bu sistem de böyle oturacak. benim sağlığımda bu sistemin sancılı zamanları atlatılır.

paşa'nın üstüne gelecek zorlukları kendisinin aşacağına inancı tamdı. ama olmadı, halk intikam duyguları ile yanlış tarafta kaldı.

yapılan devrim tam anlamıyla havada kalınca bir avuç cevher subay ise girişiminde başarıya ulaşamadı. çünkü yapılacak is emperyalizme uygun değildi. engellendi.

'27 mayıs amacına ulaşamamıştır. orduya laf söyleniyor. zinde kuvvetler dağıtılmak isteniyor.'
(bkz: talat aydemir)

aslında 9 mart hareketi son bir şans olabilirdi. bu tren kaçtı. (bkz: 9 mart 1971)

fakir baykurt 'un milli eğitim bakanı olduğu bir cumhuriyet hayal ediyorum. öylesine güzel çiçeklerle dolu bir bahçe görüyorum ki...

maalesef dostlar, olmadı...

çünkü din diyanet işleri gibi dini bir otoritenin kurumsallaştırılması gibi bir hataya düşülmesi ile başlayan olaylar silsilesi her başı ezilenin gelip diğerinin başını ezmesi kısırdöngüsüne sebebiyet verdi.

türkiye ne zaman laik oldu?