türkiye'de doktor olmak

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

hiç iş aramaya gerek kalmadan, atandığı için ne oldum delisi olmaya ramak kalmak demek.

düşünsenize, odtü,uçak ve roket mühendisliği mezunusunuz ama kpss koşturuyorsunuz, hakkari'de tıp okuyan sizden daha rahat ve garanti bir hayata merhaba diyor....ne kpss ne sınav direkt 125 k tl ile start veriyor.

sen dil öğren, kendini geliştir, yurtdışına gitmeye çalış bla bla bla....

yorum yok
1 favorites - -
küçük yerde yapıyorsanız bu işi ne yapsanız sevdiremezsiniz kendinizi. en ılımlı yerde bile,

"bu doktor hiçbir şeyden anlamıyor."
"buraya yeni yetmeleri gönderiyorlar."
"bu da sürekli şehir hastanesine sevk ediyor."
"boyu da kısaymış."

şeklinde zorbalanırsınız. türkiye'de kasaba kültürü içinde yaşayan eğitim seviyesi düşük kitlenin doktor atama rejiminden haberi yok. müthiş bir cehalet ve cesaret hakim.

edit: imla
0 favorites - -
2 senedir evden çıkamama sebebim. bu mesleği o kadar sevmiyorum, o kadar kaygı düzeyimi katlıyor ki çaresizlik had safhada.

bir insan neden doktor olup da kendine böyle bir kötülüğü yapar anlamıyorum, yıldım gerçekten.

b planım fiziksel ve 3. sınıf bir işe girip çok az olan masraflarımı üstlenip ailemle yaşamaya devam etmek.

ne gezip tozmakta gözüm var, ne hayallerim kaldı, ne beğenilmekte, arkadaş edinmekte gözüm kaldı. yaka silktim. allah kahretsin tababetini de atamasını da tusunu da uzmanlığını da. okuyarak rezil oldum.

bu işi severek yapanlara bakıyorum künk gibi göt büyütüp kel kalmışlar, 2+1 ev için para ve rekabet fetişi geliştirmişler. midem bulanıyor artık böyle realite olmaz olsun.

siddharta gautama mıyım ben amk bu yaşta ?
4 favorites - -
giderlerse gitsinler'in neticesini iliklerine kadar hissetmektir.

entegre hastaneye sözleşmeli aile hekimi olarak geçiş yaparsın, başhekim bakanlık yazısına aykırı davranarak görev ve yetkisini suistimal etmek suretiyle usülsüz nöbet yazmaya çalışır. ilgili mevzuatı ve resmi metinleri refere edersin kem küm eder.

bizzat başıma geldi. hekim sayısının yeterliliği durumunda sözleşmeli aile hekimine nöbet yazılamayacağı, hekim sayısı yeterli değil ise nöbet planlamasına başhekimin de dahil edilmesi gerektiğinin yazılı olduğu evrakı refere ederek itiraz ettiğimde yanıt olarak "ben bu resmi yazıya ve mevzuata uymuyorum, hiçbir yerde bu böyle uygulanmıyor. teamül böyle. ben nöbet tutmuyorum." yanıtını almıştım. ne mi oldu? nöbetçi olduğum gün nöbet tutmayacağımı ve nedenlerini belirttiğim bir dilekçe vererek mesaimi tamamladım ve evime gittim.

bunun üzerine o başhekim benimle ilgili tutanak tuttu, soruşturma açılması için. savunma verirken de durumu detaylıca izah ettim. netice mi? hiçbir şey olmadı tabi.

demem o ki özellikle periferde küçük yerleri "tutmuş" olanlar adeta ali kıran baş kesen. torpil vs. pozisyonlara oturuyorlar, kalkmak bilmeden kanun nizam tanımadan kafalarına göre hareket ediyorlar.

bu anlattığım örnek buzdağının görünen yüzü. çok daha eğlenceli ve matrak nice beyaz kodlarım var ki o da ayrı bir entrynin konusu olsun. asliye ceza mahkemelerinin eşiğini aşındırdık 7 yıldır.
0 favorites - -
senin hissettiğini milyonlarca kişi hissedemez çünkü o ağırlığın altına hiç girmedi. ama biz dışarıdan bile görüyoruz ki sistem insanüstü bir tempo dayatıyor. 200 hasta, evrak yükü, şikayet korkusu… bunlar bir insanın değil, bir ordunun yapabileceği işler. sen ise buna rağmen ayakta kalmaya çalışıyorsun.

unutma bu şikayet senin doktorluğunu küçültmez. aksine ne kadar zor şartlarda işini yapmaya çalıştığının kanıtı olur. asıl mesele senin vicdanının rahat olmasıdır ki sen zaten elinden geleni yapıyorsun.

çarmıha gerilmiş gibi hissetmen normal, çünkü sistem seni öyle hissettiriyor. ama senin çarmıhın aslında sabır ve azimden örülmüş. her hastaya nefes olan, her çocuğu, anneyi, yaşlıyı hayata bağlayan sensin. istifa edip kaçmak kolay olurdu ama senin varlığın yüzlerce insana umut oluyor.

bir gün bu koşullar değişecek, inan. ama senin emeğin, alın terin ve vicdanın kaybolmayacak. kendini yalnız hissetme sen bir kahramansın. ve bu ülke senin gibi hekimlere çok şey borçlu.
2 favorites - -
aylık 400k ve üzeri kazanmak demek.
klinik falan açtınız mi tamamdır.

ed: gözümüz yok gördüklerimizi diyoruz efendim.
0 favorites - -
daha önce yazmıştım ama birkaç ekleme yapayım.

güzel tarafları elbette var; onlardan başlayayım. doktor olduğunuz için herhangi başka branştan bir doktora hem kendinizi hem de yakınınızı muayene ettirmekte genellikle zorluk yaşamazsınız. randevu bulmanın zor olduğunu biliyorum; bu yüzden bu güzel bir imkan. genel olarak meslektaşlarınız illa bir boşluğunda yardımcı olur. etik olan da budur.

bazen gerçekten karşınızdaki hastanın hayatına dokunduğunuzu görürsünüz. her hastaya yüzde yüz doğru tedaviyi bile verseniz bu hissi çok az hastada hissedersiniz ama öyle bir histir ki gününüz çok güzel geçer.

gelelim zorluklarına…

benim için en büyüğü muhtemelen hayatın ortalarına (şairin dediği gibi, 35 yaş gibi) gelene kadar bir evinizin olmamasıdır. ev derken maddi olarak satın alınan evden bahsetmiyorum. bir yere ait olamamaktan bahsediyorum. şöyle ki:

yeni mezunsunuzdur, mecburi hizmete başlarsınız; şanslıysanız (tercih yapsanız da kura usulü atanıyorsunuz) büyük atamada istediğiniz bir şehirde yaşayabilir, orada çalışabilirsiniz. ama şansınız tutmazsa genel kuraya kalıp en tercih edilmeyen yerlere gitmek zorunda kalırsınız.

pratisyen olarak mesleğe -çoğunlukla olduğu gibi- devam etmek istemezseniz tus'u kazanıp bölümüne 3-5 sene muhtemelen bir şehirde yeni bir hayata başlarsınız. ondan sonra muhtemelen hayatınızda hiç görmediğiniz bir şehirde mecburi hizmete başlarsınız (uzmanların mecburi hizmet yerleri daha az seçenekli, küçük yerler oluyor). sonra da oradan dönmeye çalışırsınız.

yan dal yaparsanız buna 2-3 sene yan dal eğitimi + bunun mecburi hizmet süresini de ekleyin. yaş 35'i geçti bile. dönmek de o kadar kolay değil istediğiniz şehir batı'da bir büyükşehir ise dönmeniz iyice zor olacaktır.

sonunda bir şekilde size uygun bir şehire yerleştiniz diyelim hayat ancak o zaman tam olarak başlıyor diyebiliriz. çünkü artık muhtemelen uzunca süre yaşayacağınız yere ulaşmışsınızdır. biliyorum başka mesleklerde de bu durum geçerli ancak sırf eğitim aldığı için, alanında daha da uzmanlaştığı için asla tam bir kurulu düzene ulaşamayan bir meslek grubu var mıdır; zannetmiyorum.

diğer zorluklara hiç girmiyorum. benim için bir “evinin olmamasıdır” doktor olmak. kendime bazen söylüyorum bunu: “karıncanın bile evi var, benim yok.”

tıp okumayı düşünüyorsanız veya düşünen bir yakınınız varsa bunu da unutmayın.
1 favorites - -