örnek vermek gerekirse;
cem yılmaz'ın gösterileri ve filmleri açıkça beyaz yakalılara hitap etmektedir.

aşağıdaki skeçte cem doğrudan beyaz yakalılara sesleniyor.
https://www.youtube.com/watch?v=wtb4z9iuy88

halkın %75'inin çomar olması ile alakalı bir durumdur...

film endüstrisi bu, azınlık için film yapmanın mantığı yok, ne kadar kitleye ulaşırsa o kadar kazanıyor film, ticari düşünüyor film şirketleri de doğal olarak...

adam gelmiş demiş ki recep ivedik 2 ajansta geçiyordu. allahım kah kah kah diye güldüm.

kimse üst düzey zeka veya benzeri şeyden bahsedip de acayip bir şey istemiyor, ya da kalkıp da sadece bir şirkette geçmesi de işi beyaz yaka yapmıyor.

tanımı daha da açacak olursak: mesela bir friends yok, bir jim carrey yok, bir de niro yok, bir stajyer komedisi çekilmiyor örneğin. kaldı ki çekilse de am göt meme kutsal üçlemesine ve bu stajyerin abazanlıklarına takılır kalır, ama o stajyerin günlük saçmalamaları, iş bilmezlikleri üzerine kurgu yapılmaz. ged it? kamaaan.

komik mi değil mi bilmem ama romantik komedi bu tarz bir filmdir.

romantik komedi

bir zamanlar film değil dizisi vardı.
(bkz: avrupa yakası)
not: gaffur öncesi bence çok eğlenceli idi.

beyaz yaka değil de belli bir mizah kültürü olan, üniversitede mizah dergisi okuma alışkanlığı edinmiş ve klişelerle dalga geçmeyi bilen diyelim. o zaman tespit haklı ve yerinde oluyor. son beş yılda vizyona en az 200 tane uyduruk sulu komedi filmi girmiştir. kaçını hatırlıyosunuz? hepsi her hafta önce beyaz'a sonra okan'a konuk olup filmlerini tanıtmıştır. yeri gelmişken: (bkz: beyaz ve okan'ın türk sinemasına verdiği zarar) istisnasız hepsi filmi çekerken çok eğlenmiş ve de "keyif almıştır"

son yıllarda dişe dokunur yerli film çekilemeyişinin en önemli gerekçesi işte bu. haftasonu ağzından köpükler saça saça seviyesiz sululuklara gülmeye giden büyük kalabalıklar üzerinden voleyi vurmaktan başka amacı olmayan 3. sınıf dizi oyuncuları. kendilerinin bile bi daha dönüp yüzüne bakmayacakları, unutulmaya mahkum filmler. yahu bir film, bir sanat eseri hiç unutulur mu? ama adamlar daha çekerken bile 3 ay sonra unutulacağından eminler.

iyi ki cem yılmaz var, yılmaz erdoğan var, ezel akay gibi isimler var. bu adamlar da olmasa son zamanlarda mizahla türk sinemasının en ufak bir kesişim kümesi olmayacaktı.

mesele konu ise, konu edilecek komik bir hayatları yok da o yüzden. pazar çamaşır yıkayacak elektrik kesilir. elektrik gelir su kesilir. birbirini sopalayan komşuları ayırayım derken kafasına sopa yer. sence bunlar komik mi. bence değil. biri bunun filmini çekse kırılırım zaten. kardeş sen bizimle alay ediyorsun derim. imdb'de görsem iki veririm. aslında bir veririm de emeğe saygı. beyaz yaka ya, bilinç falan.

beyaz yakalı komediden kastedilen galiba yüksek kültür komedisi. yüksek kültür komedisi diye bir şey de yoktur. herkesin entelektüelite seviyesi farklıdır ve genelde en aşağı seviye en çok güldüren seviyedir. türkiye'de entelektüel kesime de hitap eden bir film yazarı vardır: cem yılmaz. esprilerini, mizahını seversin sevmezsin, gülersin gülmezsin orası ayrı. ancak her bir cümlesinde, her bir diyaloğunda ince bir gönderme vardır. yani entelektüel komedi deyince benim aklıma laf ebeliği geliyor, durum komedisinden (bkz: situational comedy) ziyade. kaldı ki durum komedisi de laf ebeliğiyle ve cin kelime oyunlarıyla rahatlıkla yapılabilir.

ezcümle: beyaz yaka komedisi çoğunlukla kelime esprileri üzerinedir. ama "yavşak - kavşak" tarzı kelime esprileri değil. ricky gervais bunu iyi yapıyor mesela, türkiye'de yine örneğini verebileceğim isim cem yılmaz'dır popüler olarak. haaa, siz ferhan şensoy'a bir film yazdırın bakalım ne oluyor... en durgun sahnedeki en durgun diyalogla bile altınıza sıçırttırır ferhan şensoy.

https://www.youtube.com/watch?v=qye8hcp7clq

(bkz: ferhan şensoy)
(bkz: varsayalım ismail)

bu dizinin yayından kaldırılmasından sonra yapımcılar ortalama kültür seviyesinin üstüne hitap eden yapımlara son vermiştir.

hayat tecrübesi, deneyim gerektirdiği için normal olandır. bizim senaryo yazarlarımız yetenekli olabilirler fakat sanırım hayat tecrübeleri yok.
mesela kendi çalıştığım yerde olup bitenleri düşünüyorum da yanında avrupa yakası falan halt eder. dramatik açıdan tam bir mr.robot komedi dalında adını koyamam. yani az çok bir ofis ortamında çalışmış iyi bir senarist güzel işler çıkartabilir.