birkaç ay önce evlenip kiracı olarak taşındığınız apartmandaki 'alevi olduğunuzu bilen' komşu teyzenin iş dönüşü bir akşam size yaklaşıp ''iyi akşamlar hanım kızım, kusura bakmazsan ben şeyi merak ettim. malum siz şimdi yeni evlisiniz, cicim aylarındasınız. ama geceleri hiç su sesi gelmiyor sizin taraftan. gusül de mi almıyorsunuz kızım siz?'' şeklinde bir soru sormaya cüret edebilmesidir misal.

(bkz: türkiye'de yaşamaktan nefret etme sebepleri)

- oğlum sokakta alevi olduğumuzu kimseye söyleme tamam mı?
+ tamam anne söylemem.

böyle bir çocukluk dönemi geçirmektir.

son derece normal bir durumdur. güçsüz olmak falan değildir.

türkiyede fakir olmak dışında her şey olabilirsiniz. fakir olduğunuz zaman ister sünni ister alevi ister türk ister göçmen ne olursanız olun bir önemi yok.

ama zenginseniz ne ırk ne din ne cinsel tercih hiçbirinin önemi yok.

türkiyede gariban olmayın da ne olursanız olun.

çocukluktan başlayan ötekileştirmeyi hazmetmek demektir...

-aleviysen, senin evindeki yemek yenmez.
-aleviysen, arkadaşların seninle konuşmaz.
-aleviysen, okulda hep hak ettiğin notun altını almaktır.
-aleviysen, din dersinde zorlamalara maruz kalmaktır.
-aleviysen, sevdiğin çocuk seni artık sevmez.
-aleviysen, devletin bir çok kurumunda çalışmazsın.
-aleviysen, üniversitede yemek yiyecek yer bulamamaktır.
-aleviysen, köyüne hizmet gelmemesi demektir.
-aleviysen, köyün diğer köylerden uzak ve tek başına olması demektir.
-aleviysen, ulusal tv kanallarında hakaret duymak demektir.
-aleviysen, semah dönüp, türkü söylediğin için 12 yaşında yakılarak ölmek demektir ^*
-aleviysen, dinsiz-imansız-ensest-mum söndü gibi tanımlamalara maruz kalmaktır.

bunlar yazabildiklerim ve emin olun bu liste uzar gider.. türkiye'de alevi olmak işte bu kadar kolay...

teninin rengi yoktur, adının başka bir anlamı..o kadar emindirler ki "onlardan" olmadığına yanında çok rahat hakkında atıp tutulabilen, nerelisin sorusunun en ince derinliklerinde bulunabilen cevaptır "alevi olma durumu"..ortamlarda kendinizi biraz rahat hissedip "aleviyim" derseniz bile , o ses kısık çıkar..o sesin kısıklığı esnasından zaten içinizde bişeyler tükenir, insanın kendi kendine otosansür uygulama durumudur türkiye' de alevi olmak..birde 1 nisan şakası olarak, sevgililerine "alevi" olduklarını söylemeyi hayal eden bir takım, takımsızlar vardır, bir de tüm çinlileri seviyormuş gibi biz alevileri severiz diyip, sevgilerini buyureden güruh..yoo yooo aslinda hiç bir sorun yoktur...türkiye'de alevi olmak işte budur..biraz yandan yandan sevilmek, sevile-yazmak, birgün yüzleşilecek bir sır hep varmış gibi yaşamak , ve bir hasret gültekin şarkısında yüreğin (1 nisan şakasına bu kadar heycanlanan bir arkadaşın asla anlamayacağı kadar ) derinlerden acıyla çağlamasıdır.

ön yargılar nedeniyle zordur.
benim de alevilere karşı bir ön yargım var.
ne zaman biri aleviyim dese direk gözümde yükseliyor.
önüne geçemiyorum bu ayrımcı duygunun.

deli gibi korkmaktır.

batı'da hissedilmiyor pek ama doğu'ya gelince anlıyorsunuz her şeyi. batı'da alevi olmanızın çok önemi yoktur, sormazlar bile. ama doğu'da işler çok farklı.

bir kere kafadan pissinizdir. abdest almadığınız için yaptığınız yemek yenmez hatta verdiğiniz su bile içilmez. hep içki içen, günahkar, ensest yaşayan sapıklarsınızdır. kürecik'e yerleştirilen kalkanlar keşke işe yaramasa da vursa o alevi köylerini, öyle de ölmeyi hak eden dinsiz "şey"lersinizdir.

alevi olunca çok korkarsınız çünkü başınıza bir iş gelse bir allahın kulu yardım edemeyecektir, iyi bilirsiniz. tarih hep alevi katliamlarını yazar. hep öldürülürüz biz. ne devlet ne millet ses çıkartmaz, çıkartamaz belki de.

doğu'da işler hiç olmadığı kadar karışık. çoğu kişi umursamıyor ama beslediğimiz suriyeli teröristler şaka yapmıyor, cidden nefret ediyorlar alevilerden. yarın savaş çıktığı an ilk alevileri katledecekler her zaman olduğu gibi.

ucuz edebiyat yapmak değil amacım ama inanın korkuyorum. devlet bizi fişlemişken kaçacak yerimiz yok. elin teröristi alevileri keseceğiz dediğinde ciddiye alan yok. başbakan zaten malum. işin kötüsü kaçacak dağımız da kalmadı.

paranoya mı dersiniz, aptal bir kızın saçma sapan düşünceleri mi bilmem ama biz kendimizi bildik bileli saklanıyoruz. ülke elden giderken olan ilk bize olacak bunu da adımız gibi biliyoruz.

ne diyelim ? allahın takdiri işte ...

türkiye'de alevi olmak, yüzyıllarca katliamlara, dışlanmalara, aşağılanmalara maruz kalıp, yine bunları sineye çekmelerine rağmen; bazı sünniler tarafından "mağdur edebiyatı yapmakla" itham edilmektir. o sünniler ki, en büyük mağduriyetleri bazı kızlarının bir kaç yıl üniversiteye türbanla girememesidir (ki bu yasak da ayıptır). o sünniler türban mağduriyetini öyle bir yaparlar ki, sanırsınız kelleleri uçurulmuş.
özetle, kendini bilmez, şahsiyetsiz bissürü lavuğa hedef olmak demektir.

babası memur olduğu için elazığda doğmuş, aslen tuncelili olan bi arkadaşın 'gereksiz önyargılardan, sorulardan bıktığım için her yerde elazığlıyım diyorum' demesi benim için başlığı kısmen açıklıyor.

"din kültürü ve ahlak bilgisi" hocasının aleviler hakkında yaptığı "muhteşem" yorumlar sonrası evde aynanın karşısına geçip, kendisini inceleyerek, kendisinin diğerler insanlardan nasıl bir farkı olabileceğini düşünen çocuk olmaktır.

bir arkadaşımın anısıdır. ortaokul yıllarında din dersi çıkışı eve gittiğinde ayna karşısında kendisini uzun uzun incelediğini ve kendisinde diğer insanlara benzemeyen şeyin ne olduğunu bulamayınca şaşırdığını söylemişti. türkiye'de alevi olmak, türkiye'de resmi ideolojinin kabulü olmayan herhangi başka bir şey olmak gibi ötekileştirilmektir. tüm ezilen kimliklerde olduğu gibi farklı olmaya zorlanmaktır. sistem bir yandan içinde yaşayan herkesin aynı olduğu propogandasını yaparken, diğer yandan da kendi çizdiği sınırların dışındaki herkesi o sınırların dışında kalmaya zorlar. sistemin dayattığı tek tip insan modelinin içine sığmamaktır bu açıdan alevi olmak.