bugünü bir atlatalım, yarına allah kerim.
-sen
*ben
-sen
*ben
-sen
*ula ben
-sen
*ben
-sen
*ben
-sen
*e beeen
-sen gelme ulan ayı
*ayı babayıdır itoğlu it
türkiye'nin dış politikası
videoda da izileyeceğiniz gibidir. günden güne daha da akıllanır hale gelecektir elbet.
monşer diye küçümsenen, 100 yıllık birikimi,
vandallar gibi dağıtıp;
yerine sedat şahin kafasıyla diplomasidir.
ne demiş atalar?
'ağır ol , molla desinler.'
ne yazik ki turkiye cumhuriyetinin tek dis politikasi sınırda kürt devleti kurulmamasi uzerinedir.
geri kalan tüm politikalar ise ak partinin siyasi hayatini ve iktidarinin surmesi uzerinedir.
tam da bu içerikte bir ders almıştım üniversitede (
türkiye ve dünya ). derste anlatılanlar; ilk ve orta öğretim boyunca aşılanan yüce türk ırkı ve şanlı tarihimiz pohpohlamalarına taban tabana zıt ve olabildiğine yavşak bir diplomatik anlayışı gözler önüne serdikçe, benim yaşadığım ruhsal çalkantı, insanların çocuk sahibi olmak için yaptıkları şeyleri ilk öğrendiğim zaman ki kadar şiddetliydi.
2007 sonrasi gicik oldugum ve bugun itibariyle utandigim politikadir.
ozellikle disislerinde teamuller vardir. mesela herhangi bir buyukelciye resmi mektup yazildiginda "your excellency" diye hitap edilir.
bir ulkeye yuksek seviyede ziyaret yapildiginda once randevulasilir sonrasinda kabul eden ulke cok nazik bir davet gonderir. "butun dunya"da teamul boyledir. angolasindan endonezyasina, fransasindan ozbekistana bu isler boyledir. cunku medeniyet bunu gerektirir.
malesef benim guzel ulkemin bakani tum dunyanin kabul ettigi teamulleri yikip kendi basina (ya da emir uzerine) hareket ediyor ki kendi ulkesindeki yasalari cigniyor ayni zamanda. (yurtdisinda propaganda yapilmasi secim kanuna gore yasaktir)
koskoca turkiye cumhuriyetinin itibarini dusurmeye kimsenin hakki yoktur. hele bir dis isleri bakanin hic hakki yoktur.
lanet olsun hollanda veya almanya'dan alacaginiz oylara. 100 yazin gecin (ki yapmadiginiz is degil) ama guzel ulkemin itibarini yerlere sermeyin.
gerçek türkiye cumhuriyeti: (bkz:
yurtta barış, dünyada barış)
çakma yeni türkiye hanedanlığı: (bkz:
kamera önünde atar, el altından satar)
zamanında dış politikamızı belirleyen davutoğlu, çok tepki görmüştü. "komşularla sıfır sorunlu dış politika" iddiasıyla başlayıp bir tane iyi komşu bırakmadan gitmişti.
o zamanlar seçimlerde, israil'e, biraz da esat'a falan kafayı takıp birkaç atar yapıyorlardı.
şimdi ise çavuşoğlu, maaşallah bırakın komşuyu, yakın coğrafyada bir tane dost, bir tane müttefik bırakmadı.
pireye karşılık yorgan felsefesi, kopsun inceldiği yerden düşüncesi, nereye kadar gidecek bakalım?
şimdi böyle kendinizi tatmin ediyorsunuz tamam... peki yarın çocuklarımıza tüm dünyanın nefret ettiği, bir ülke mi bırakacaksınız?
hamaset hamaset hamaset ! nereye kadar?