türk sinemasında 2011 yılı

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

türk sineması için 2011’in apertura dönemi, gösterime giren 46 filmle birlikte geride kaldı. yaprak kımıldamadan geçecek yaz aylarından sonra sonbaharla birlikte hemen hemen bir bu kadar film daha vizyonda olacak. şu anda çekimleri süren veya biten filmlerin bir kısmı 2011 sonbahar döneminde vizyona girerken bir kısmı da 2012 de izleyici karşısına çıkacak.
ömer vargı’nın türk hava kuvvetleri desteğiyle çekilen “anadolu kartalları” setten gelen fotoğraflara bakılırsa yerli top gun olacak gibi. yine serdar akar’ın ekran fenomeni “behzat ç”si ve özcan alper’in kürt sorununa eğildiği “gelecek uzun sürer”i de 2011 de vizyona girmesi kesinleşen filmlerden. çağan irmak da yeni filmi “dedemin insanları” ile 2012 yi beklemeyeceklerden biri.
şerif gören uzun bir ara, tolga örnek de kısa bir aradan sonra dönecekler beyazperdeye. ve tabi nuri bilge ceylan... cannes’da izleme şerefine nail olduğum, bu güne kadar izlediğim en iyi yerli film diyebileceğim “bir zamanlar anadolu’da “nın gösterim tarihi 30 eylül’ü, ben de en az izlemeyenler kadar iple çekiyorum. önceki yılların ses getiren filmlerinden”nefes ve takva’nın yönetmenleri de ikinci filmleri ile karşımızda olacaklar yılın son aylarında. levent semerciayhan hanım”la özer kızıltan da burak göral’ın senaryosunu yazdığı “beni unutma” ile izleyici ile buluşacak.
benim büyük merakla beklediğim “celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi” ve “yeraltından notlar” yeni yıla kalma olasılığı yüksek olan filmler. zeki demirkubuz ve onur ünlü, filmlerini büyük ihtimalle antalya altın portakal’da görücüye çıkartacaklar.
bunlar dışında bu yılın sonunda veya 2012 başlarında gösterime girmesi beklenen diğer filmlerden bazıları ise;
babamın sesi- orhan eskiköy-zeynel doğan
entelköy- yüksel aksu
nar- ümit ünal
yangın var - murat saraçoğlu
çanakkale içinde- serdar akar
lal gece- reis çelik
uçak- atıl inanc
mavi pansiyon- nezih ünen
el yazısı- ali vatansever
.....
sırasını bekleyen filmler böyleyken gelelim sırasını savmış filmlere..
2011’in ilk döneminde gösterim şansı bulan filmlerin bir çoğunu sezon içinde yazmıştım. bu sefer de gişe rakamları üzerinden giderek hatırlayalım.
ilk sırada “eyvah eyvah 2” var. 3 milyon 900 bin seyiciyi, sinema salonlarına çeken film, sinema anlamında birinci sırayı hakketmese de önceki yılların gişe şampiyonları ( recep ivedik, kurtlar vadisi: filistin, new york’ta 5 minare vs..) ile kıyaslayınca kalite açısından sevindirici
ikinci sıradaki film, babam ve oğlum benzeri bir başarıya imza atan “aşk tesadüfleri sever” 2.5 milyon seyirci, yönetmen ömer faruk sorak’ı da şaşırtmıştır diye tahmin ediyorum.
iki milyon kişi tarafından izlenen “kurtlar vadisi*”i ve 1 milyon kişi tarafından izlenen “hür adam bediuzzaman said-i nursi”yi izlemedim. yüksek seyirci sayıları ise başka bir yazının konusu.
sezonun 5. 6. ve 7.filmleri ise izlemediğim “kolpaçino*, hiç beğenilmeyen “ya sonra ve çok beğenilen “kaybedenler kulübü” .. beğenene rastlamadığım ya sonra 850, herkesin bayıldığı kaybedenler kulübü ise 480 bin kişi tarafından izlenmiş.
kaybedenler kulübü bu yıl izlediğim halde yazamadığım birkaç filmden biri. o yüzden birkaç cümle etmem gerekir. tolga örnek, tv filmi havasındaki “devrim arabaları”ndan sonra, sinema dili güçlü bir film ortaya koymuş bu sefer. umarım kendi sinema dilini oluşturma da bu film ile birlikte bir istikrar yakalar. başrol oyuncuları nejat işler ve yiğit özşener kusursuza yakın oynamışlar özellikle nejat işler.. filmin içeriği ise, sözkonusu radyo programından bihaber olduğumdan müdavimleri kadar etkilemedi beni. ama biçim ve oyunculuk olarak yılın iyi filmlerindendi kaybedenler kulübü.
8. sıradaki “çınar ağacı” çok sevdiğimden olmasa da denk geldiğim için 3 kere izlediğim bir film oldu. vasatın altında değil ama bazı nedenlerle üstüne de çıkamamış.
9. sırada, benim ‘milyonun üzerinde gişe yapar’ tahminimi yıkan popüler oyuncu kadrolu ama bana göre oldukça başarısız 72. koğuş var 250 bin kişi ile.
ilk onun son filmi “kutsal damacana*..
sezonun 100 bin üzerine çıkan son iki filmi ise “incir receli “ ve maalesef 101 bin şanssız ile “bir avuç deniz
incir reçeli dvd’si çıktıktan sonra patlayan ve ikinci defa gösterime giren bir film oldu. trajedi sever izleyiciyi yakalan incir reçeli müzikleri dışında sınıfı geçememiş bir film. özellikle de aids konusundaki tutarsız senaryosu “otur sıfır” dedirtecek türden.
bir avuç deniz mi? tüm zamanlarda izlediğim en “olmamış” filmlerden biri..
buradan sonraki diğer 34 film 100 bin izleyicinin altında kalan filmler ve tabi ki yılın en iyi filmleri de bunların arasında .. 25 bin kişi tarafından izlenen “press” 16 bin kişi tarafından izlenen “bizim büyük çaresizliğimiz” , yine benzer sayılardaki “atlıkarınca” , “saklı hayatlar” , “gişe memuru” , “gölgeler ve suretler” 2011’in ilk döneminin öne çıkan filmleri.

2011’in ilk yarısından diğer notlar ise;
sinan çetin’in “kağıt”la hep kafa bulduğu az izlenen sanat filmlerinin gişesinde kalması.
hop dedik deli dumrul” diye ne idüğü belirsiz bir filmin ve şahin k’nın “günah keçisi”nin yukarıda yılın iyi filmleri olarak saydığım filmlerin toplamından bile daha çok izlenmesi..
iki yıl önce antalya altın portakal’da yarışan, beğendiğim ve türk sinemasına farklı bir dil getirmesini umduğum “40” filminin bu kadar süreden sonra temmuz ayında gösterim bulabilmesi.
ege, karadeniz, doğu ve trakya şive komikliğinde sıranın “çalgı çengi” filmi ile birlikte iç anadolu!ya gelmiş olması ( bu arada çalgı çengi acımasız eleştirilere rağmen fena olmayan oldukça güldüren bir film)
bir de “içimdeki sessiz nehir” diye bir film gösterime girdi. onu da ne siz sorun ne ben söyleyeyim..

ve son not :
2011 in ilk yarısında gösterime giren 46 film arasında beni en çok etkileyen ise “diyarbakır 5 nolu cezaevi” belgeseli oldu.
0 favorites - -