ihalenin şartnamesi yandaş bir firmaya hazırlatılır. öyle sikimsonik maddeler eklenir ki, okuduğun an bunun bilinçli yapıldığını anlarsın. atıyorum tekstil malzemeleri alınacaktır. 40 küsür kalem farklı mal için birbirinden destansı şartlar istenir. hemen hepsinde saçmalamış olsalar bile, ne alakaysa 5 liralık yastık için üretim yeterlilik belgesi, tse belgesi ve iso 9001 belgesi (utanmasalar yastık için iso 27001bilgi güvenliği belgesi de isterler) şart koşulur.
skerim böyle işi der, ihaleye girmezsin. öyle ya, konu mankeni olmaya ne gerek var. yandaşımızın eşi dostu da ihaleye girer. aralarında fiyatta ve komisyonda anlaşırlar.
bu madalyonun bir yüzü. öteki yüzünde ise şu olaylar gelişir.
işini düzgün yapan satın almacı da vardır. şartname oluşturur. fiyatlar alınır, numuneler toplanır. yalnız devlet burada en düşük fiyatlı ürünü alma yoluna gider. piyasası 20 liralık ürünü 7 liraya alırlar. almak zorundadırlar. öyle ya hem fiyat düşüktür, hem de numune şartnameye uymaktadır.
yani satın almacı bu işte bi kıllık var deyip de pahalı ürünü seçerse devleti zarar ettirmekten hakkında işlem yapılır, işini kaybeder.
çomar tüccarımız hem piyasayı siker atar, hem de numune olarak verdiği ürün yerine düşük kalite ürünü devlete teslim eder. çomar için bu bi kumardır. %70-80 asker önüne koyan ne varsa yiyecektir. %20 - 30 ihtimalle ürün geri döner.
ürün geri dönse ne olur ki? en fazla çomarın firması 1-2 yıl ihalelerden men edilir. aldığı ürün bedelini iade eder. ee amca oğlu ne güne durur? amca oğlunun üstüne bi firma daha kurar, ihalelerde yardırırsın olay biter.
tanım: yalnızca akp dönemi icraati değildir. hiç mi 80'lerde 90'larda levazımdan emekli subay, gümrükten emekli memur, köy hizmetlerinden emekli satın almacı görmedi gözünüz. bu milletin kanında var bu olaylar.